Üretimle geçinen bir çiftçiyseniz tüm iş hayatınızı değiştirecek birkaç cümleyle başlamak gerekiyor sanırım:
“Tarımsal üretimin planlanması, gıda güvencesi ve güvenliğinin temin edilmesi, verimliliğin artırılması, çevrenin korunması ve sürdürülebilirliğin tesis edilmesi için Bakanlıkça belirlenen ürün veya ürün gruplarının üretimine başlanmadan önce Bakanlıktan izin alınır.
Bakanlık, arz ve talep miktarı ile yeterlilik derecesini dikkate alarak hangi ürün veya ürün gruplarının üretileceği ile tarım havzası veya işletme bazında asgari ve azami üretim miktarlarını belirler.”
Tarım kanunu bu cümlelerle başlayan belirli maddeleri değiştirilirken artık üretimin şeklide modeli de yasal düzenlemelerle farklılaşıyor.
Detayları, yönetmelikleri netleştikçe uygulamalarında nasıl olacağını göreceğiz ama artık alışıldık tarımsal üretim pek de alıştığımız gibi olmayacak. Temelde neler mi değişecek: -Bakanlığın belirlediği ürün ve ürün gruplarının üretimi için çiftçiler izin almak zorunda, izin almayanlara ağır cezalar geliyor - Bakanlığın belirlediği ürünler sözleşmeli olarak üretilmesi zorunlu olacak.
– Desteklemeler ÇKS yerine değil Bakanlıkça belirlenen kayıt sistemleri ile verilecek.
– Lif, tohum ve sap üretimi ile tıbbi amaçlı kenevir yetiştiriciliği, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın iznine bağlı olacak, üretim kotasını Cumhurbaşkanı belirleyecek. Ve Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun da değişiklikler yapılacak.
– Üst üste 2 yıl ekilmeyen tarım arazileri öncelik bölge de yaşayanlara olmak ve bedeli ödenmek şartıyla Bakanlıkça kiraya verilebilecek. Sözleşmeli üretimden vazgeçen ya da üretileni almaktan vazgeçen taraflar cezalandırılacak
Ana hatlarıyla böyle başlayan yasal değişikliklerle artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Tüm bunlar nasıl işleyecek, uyuşmazlıklar nasıl çözülecek gibi konularda konunun iskeleti oluşturulmuş durumda.
Ancak hayata indiğinde nasıl uygulanacak, kimler nasıl denetleyecek konusu alt metinler, kanuna ait yönetmelikler daha da netleştikçe yaşararak öğreneceğiz sanırım. Çünkü bambaşka bir dönem başlıyor gerçekten.
Bu yasal düzenlemelerin diğer tarafında ekonomik olarak üretici nerde duracak bunları da anlayacağız zaman içinde. Mesela şu denilecek mi: Ben seni şu ürünü üretmeye yasal olarak yönlendirdim ama o ürünü için gerekli üretim maliyetlerinde de şunları da ben sağlayacağım.
Örneğin gübre, tohum fiyatlarını da yasal düzenlemeler ile seni mağdur etmeyecek bir düzeye getireceğim. Ürünün alım fiyatıyla maliyetin arasındaki dengeyi piyasalara karşı şu şartlarda koruyacağız.
Senin üretimini sözleşme yaptığın her türlü yapıya karşı şu yöntemlerle koruyacağım. Sen iki yıl boyunca kullanmadığın için bir başkasına kiraladığın tarlanda onun yapısını ve doğasını korumak için şunları yapacağım…
Olumlu ya da olumsuz sonuçları neler olur, her şey nasıl düzenlenir nasıl işler zamanla göreceğimiz bir tarım dönemine başlıyoruz artık.
Çiftçi artık bir şekilde iş insanı olmak zorunda. Yasaları, yönetmelikleri, hesapları kitaplarıyla kazanabilmek için alışılmışın dışına çıkması gerekiyor.
Yönetmelikler, kararnameler, tebliğler derken zaman içinde tamamen netleşecek ve pratiğinin nasıl yaşanacağını zamanla öğreneceğimiz tarım başlıyor…