Cumhuriyet Halk Partisi Sarayönü İlçe Başkanı Tahir Yıldız, ilçe ekonomisindeki çöküşün her geçen büyüdüğünü söyledi. Esnafların yanı sıra vatandaşların da borçlarla mücadele ettiğini kaydeden Yıldız, “Vatandaşın % 90’ının krediye, kredi kartına, bankaya, şahsa, devlete borçlu. Sadece zaruri ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan vatandaşın alım gücü çok düşük. Borcuna sadık olmayan insan sayısı günden güne artıyor. Alacaklarını toplayamayan esnaflar ödemelerini yapamıyor. Mağduriyetler her geçen gün büyüyor. Bu durum insanları batma noktasına kadar götürüyor. Hep beraber çöküyoruz.” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Sarayönü İlçe Başkanı Tahir Yıldız, ilçe ekonomisindeki bozulmanın hat safhaya ulaştığını dile getirdi. Günümüzde borçsuz insan bulmanın zorluğuna değinen Yıldız, cebinde parası olmadığı için borcunu ödeyemeyen vatandaş sayısındaki artışın esnafları batmaya sürüklediğini söyledi.
Ekonominin can çekiştiğine değinen Yıldız, “Zaten kötü olan ilçe ekonomimiz, ülke ekonomisinin de durmadan kötüye gitmesiyle daha da daralıyor. Dolar 7,30 lira, Euro 8,60 lira olmuş. Çeyrek altın 850 lira olmuş. Paramız her geçen gün değer kaybediyor. Enflasyon, dolar, euro derken resmen paramız pul oldu. Her şeye zam üstüne zam geliyor. İnsanlar artık zamlara yetişemiyor. İnsanlar en temel ihtiyaçlarını bile almakta çok büyük zorluklar yaşıyor.” şeklinde konuştu.
Vatandaşın % 90’ının krediye, kredi kartına, bankaya, şahsa, devlete borçlu olduğunu ifade eden Yıldız, “Vatandaş borç batağına girmiş durumda. Milletin kredi kartlarına takla attırmaktan başka işi kalmamış. Vatandaşın parası bankada kalınca alışveriş ve sıcak para döngüsü sağlanamıyor. Sadece zaruri ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan vatandaşın alım gücü çok düşük olunca ilçe esnafı da bu durumdan kötü yönde etkileniyor. İş yapamayan esnaf borcunu ödeyemiyor. A’dan Z’ye herkes borçlu.” dedi.
Durumu biraz düzgün olan insanların ilk fırsatta ilçeyi terk ettiğini ifade eden Yıldız şöyle konuştu: “Sarayönü’nden herkes kaçmaya çalışıyor. Kimi çocuğunu okutmaya, kimi iş bulamadığı için çalışmaya, kimi de vakit geçiremediği için evini alıp gidiyor. Herkesin bir bahanesi var. Vatandaşın gitmesi için bahanesi çok. İhtiyacını pazardan tedarik eden köylü bile elini ayağını çekti. Odalar, kooperatifler bile durma noktasında. Sarayönü durmadan kan kaybediyor. Öğleye kadar sokaklarda kimseyi göremiyorsun. Yaprak kıpırdamıyor, toz kalkmıyor. Çarşıda araba çok insan yok. Bu arabaların sahipleri kim, nerede bilen yok.”