Bir müslüman için imandan, amelden ve hayırdan,
Mahrum olmak kadar, dünya ve ahireti karartan,
Ahiretin tadını bozan, acı belâ olamaz,
Aklı başında olan bir müslüman, bunu yapamaz.
Allah ve Rasül'ünün emirlerine uymayanlar,
Kur'an yolundan gitmeyen, hasenata koşmayanlar,
Sadece kasa ve midesini düşünen müslüman,
Allah'ın lütfunu, Allah'ın yolunda harcamayan,
İslâm'ın istediği bir müslüman asla olamaz,
Elindeki servetin de hamallığını yapamaz.
Mal, servet, dünya ve ahireti kazanmak içindir,
Allah'ın bir lütfudur, senin değil Allah içindir.
Allah'ın lütfunu, Allah'ın yolunda harcamamak,
Allah'a karşı en büyük nankörlüktür,bunu yapmak.
Dünya tarlasına, iman ağacı dikilmedikçe,
Mahşer sıcağında,o sıcağın müthiş dehşetine,
Beyinlerimizin kaynayacağı, o dehşetli günde,
Saadet gölgesi aramak boşunadır her halde.
Bu bakımdan dizler çökmeden,gözlerimiz sönmeden,
Dudaklar kapanmadan,nefislerimiz tükenmeden,
Dişler mısır tanesi gibi, toprağa saçılmadan,
Bunların hepsi zuhur etmeden önce,her müslüman
Uyanmalıdır ve imtahan vermekte olduğunu,
Farkına varmalı, verdiği sınavın zorluluğunu.
Yüce Allah'ımız Kur'an-ı Kerim'de,şöyle buyurular:
''Amel defterleri açıldığı zaman'' ı diyorlar,
''Herkes ( dünyada iken ) ne yaptığını gerecektir.''
''Her kim önden ne yolladı onu görüp bilecektir.
Geriye ne bıraktı, hepsini görüp bilecektir.''
''Kim zerre kadar hayır yaparsa onu görecektir,
Kim de zerre kadar şer yaparsa onu görecektir.''
Hayır ve şerrin karşılığını, Allah bildirmiştir.
O halde kişilerin anasından ve babasından,
Evladından ve kardeşinden kaçacağı zamandan,
Herkesin kendi derdine düştüğü,mahşer gününde,
Amel defterinin açılıp '' Oku' dendiği günde,
O dehşetli hesap gününe hazırlıklı olalım,
Pişmanlık günleri gelmeden önce,hayra koşalım.
Ömrümüzün kısa günlerini imansız, amelsiz
Geçirip, ahiret yurdunda, kalmayalım çaresiz.
Servetimizi dünyanın geçici ve aldatıcı
Tadıyla bitirip, gitmeyelim ahirete sancılı.