Ekonomi uzmanından boykot yorumu: 'Türk ekonomisine suikast ve darbedir'

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdulkadir Yüksel, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in 2 Nisan'da yerli ve milli ürünler için yaptığı boykot çağrısına dair önemli açıklamalarda bulundu. Yüksel, boykot çağrısının Türkiye ekonomisine ciddi zararlar vereceğini, ancak bundan daha tehlikeli olanın sosyal ayrımcılığa yol açması olduğunu belirtti.

Yüksel, boykotun özellikle ülkenin esnafını, üreticisini ve sanayicisini olumsuz etkileyeceğini vurgulayarak, "Bir ülkenin ekonomisinin yavaşlatılması, hiçbir tarafa fayda sağlamaz. Boykot, tüm tarafları etkileyecek bir durumdur. Özellikle bayram döneminde ekonomik aktivitelerin yavaşladığı zamanlarda, esnaf ve üretici için bu süreç çok önemlidir. 2 Nisan’da böyle bir boykot çağrısı yapılmasının esnaf açısından hayret verici olduğunu düşünüyorum" dedi.

Sosyal Ayrımcılığa Yol Açabilir

Yüksel, boykot çağrısının yalnızca ekonomik zarara yol açmakla kalmayıp, aynı zamanda sosyal ayrımcılığı körükleyeceğini ifade etti. "Boykot, siyasi görüş farklılıkları nedeniyle işletmelerin, kurumların ya da ürünlerin hedef alınması, ciddi bir sosyal ayrımcılığa neden olabilir.

Bu, mahallelere kadar yansıyabilir, o bakkal şu görüşte, bu bakkal başka bir görüşte şeklinde ayrımcılığa yol açabilir. Bu durum, ülkenin milli bütünlüğü açısından ciddi bir tehlike yaratabilir" diyen Yüksel, boykotun sadece ekonomik değil, sosyal anlamda da büyük tehlikeler taşıdığına dikkat çekti.

Emek Savunuculuğu ve Boykot Çelişkisi

Doç. Dr. Abdulkadir Yüksel, boykot çağrısının emek savunuculuğu yapan kişiler tarafından yapılmasının da çelişkili olduğunu belirtti. "Emek piyasası, üretim ve hizmet talebi ile paralel olarak işler. Eğer üretim durursa, buna bağlı olarak emek talebi de azalır. Boykot çağrısının emek savunuculuğu yapanlar tarafından yapılması, bu çelişkiyi ortaya koyuyor" diye belirten Yüksel, boykotun bu açıdan da anlaşılmaz bir durum teşkil ettiğini söyledi.

Türk Ekonomisine Suikast ve Sabotaj

Yüksel, boykot çağrısının tüm Türk ekonomisine yapılmış bir darbe, suikast ve sabotaj olarak değerlendirilebileceğini vurguladı. "Türk ekonomisi, sadece ekonomik olarak değil, sosyal açıdan da etkilenebilir. İnsanlar, kendi ülkelerinde üretilen malları alırken sosyal bir bütünlük yaratırlar. Boykot çağrısının Türkiye’deki esnafı ve üreticiyi, bin bir emekle üretim yapanları olumsuz etkileyebileceğini düşünüyorum. Bu durum, Türk ekonomisine yapılmış bir sabotajdır" dedi.

Yerli Ürünlere Karşı Boykotun Yanlışı

Yüksel, yerli ürünlere karşı yapılan boykotu da anlamadığını ifade etti. "Yerli ürünler, o ülkenin değerleridir. Bir ülkede üretilen mal ve hizmetlere karşı yapılan boykot, sadece ekonomiye zarar vermez, aynı zamanda toplumsal bütünlüğü de tehdit eder. Bu tutum, bir milletin kendi değerlerine karşı düşmanlık beslemek anlamına gelir" dedi.

Boykotun Tehlikeleri ve Sosyal Siyasi Etkileri

Yüksel, boykotun, Türkiye'deki sosyal siyasi durumu daha da karmaşık hale getirebileceğini ifade etti. "Boykotun uzatılması halinde, karşı blokta yer alan kişiler de benzer şekilde karşılık verecek ve bu durum bir sosyal kaos ortamına yol açabilir.

Türkiye'nin ekonomi ve sosyal siyasi durumu açısından sıkıntılı süreçlerin fitilini ateşleyebiliriz. Bu nedenle, boykotun uzatılmaması ve bu durumun daha fazla derinleşmemesi gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Sonuç olarak, Doç. Dr. Abdulkadir Yüksel, boykot çağrısının hem ekonomik hem de sosyal açıdan Türkiye'ye ciddi zararlar vereceğini ve ülke içindeki sosyal yapıyı tehlikeye atabileceğini belirterek, bu tür eylemlerin ülkenin bütünlüğüne zarar verdiğine dikkat çekti.