Erdoğan Kabine sonrası açıkladı: İran için 1 günlük milli yas ilan edildi

Erdoğan Kabine sonrası açıkladı: İran için 1 günlük milli yas ilan edildi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada yeni anayasa mesajı verdi ve helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin vefatı nedeniyle 1 günlük milli yas ilan edildiğini duyurdu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindeki üst düzey yetkililerin helikopter kazası sonucu hayatını kaybetmesi nedeniyle Türkiye'de 1 günlük milli yas ilan etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan kararı, kabine toplantısının ardından açıkladı. Erdoğan, "Kabine toplantımızda, İran halkının yaşadığı derin acıyı paylaşmak üzere ülkemizde bir günlük milli yas ilan edilmesini kararlaştırdık" dedi.

Kabine toplantısı sonrası konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
“Tüm gençlerimizin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nı tekrar tebrik ediyorum. Bütün kahramanları rahmetle yâd ediyorum. Gazilerimizden hayatta olanlara sağlık ve afiyet temenni ediyorum. Kuveyt ile imzaladığımız 6 yeni anlaşma ile iş birliğimizi bir adım öteye taşıdık. Azerbaycan Başbakanı Asadov'u kabulümüzde tek millet iki devlet şiarıyla hareket ettiğimiz can Azerbaycan'a desteğimizi yineledik.

Güney Kafkasya'da yakalanan tarihi fırsatın ziyan edilmemesi gerektiğini her vesile ile vurguladık. Azerbaycanlı kardeşlerimiz barış isteyen taraf olduklarını defalarca gösterdiler. Aynı uzlaşmacı tavrı Ermenistan yönetiminden de bekliyoruz. Türkiye olarak kalıcı barışa ulaşılması için her türlü çabayı göstereceğiz. Danıştay'ın 156. kuruluş yıl dönümünde Danıştay mensupları ve idari yargı camiamızla bir araya geldik. Adliyenin kapısını adaletin kapısı haline dönüştürmek için son 21 yılda pek çok adım attık.

“MEVCUT ANAYASANIN YENİ TÜRKİYE’Yİ TAŞIMASI MÜMKÜN DEĞİL”
Yamalı bohçaya dönüşen 1982 Anayasası ile ağır aksak bugünlere kadar gelebildik. Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü üzülerek ifade ediyorum darbe anayasası ile karşıladık ve geçirdik. Bunu Türk siyaseti adına bir eksiklik olduğunu daha önce de gündeme getirdim. Karşımızda insicamı bozulmuş, bütünlüğü kaybolmuş, ileri demokrasi ve radikal vesayetin izlerini aynı anda taşıyan bir anayasa bulunuyor.

Bu hakikati sadece biz değil hukukçular da sık sık ifade ediyor. Mevcut anayasanın yeni Türkiye'yi taşıması mümkün değildir.
85 milyon olarak yeni yüzyılda yeni anayasa ülküsünü gerçeğe dönüştürmemiz gerektiğine inanıyorum. Bunu kendimiz için istemiyoruz, Türkiye'nin milletimizin buna ihtiyacı var. Siyaset kurumu sivil anayasa yapabilecek kudrete, toplumsal temsiliyete sahiptir.

Türk demokrasisi yeni ve sivil anayasasını ülkemize kazandırmalıdır. Yeni anayasa sadece siyasetin konusu da değildir. Sivil toplum, akademi, baro, gazetecilerin ve darbelerin mağdur ettiği tüm kesimlerin de süreci sahiplenmesini arzu ediyoruz.

“İHA’LARIN ÖNEMİ BİR KERE DAHA ORTAYA ÇIKTI”
Türkiye'nin tarih yazdığı alanların başında hiç kuşkusuz savunma sanayi vardır. 2002 yılında yüzde 80 oranında dışa bağımlı iken bugün savunma ihtiyaçlarımızın neredeyse tamamını yerli ve milli imkanlarla karşılıyoruz. Bundan 10 sene önce 1,2 milyar dolar olan savunma ihracatımız 4,5 kat artışla 2023 yılında 5,5 milyar dolara yükseldi.

Geçen sene 185 ülkeye 230 çeşit savunma sanayi ürünü ihraç ettik. SİHA teknolojisinde dünyada ilk üç ülke arasındayız. Afrika'dan Avrupa'ya 50'den fazla ülke Türk şirketlerinin ürettiği İHA'ları kullanıyor. İHA, sadece askeri alanlarda değil tabii afetlerde, arama kurtarma faaliyetlerinde kritik rol oynuyor.
İran Cumhurbaşkanı sayın Reisi ve beraberindeki heyetin vefat ettiği helikopter kazasında İHA'ların önemi bir kez daha ortaya çıktı.

Bayraktar Akıncı TİHA İranlı kardeşlerimizin talebi üzerine arama kurtarma çalışmalarında aktif görev üstlendi. Bölgede 7,5 saat arama tarama faaliyeti yaptı. Görevini başarıyla tamamladıktan sonra da ülkemize döndü. Savunma sanayimizin ülkemizdeki belli çevreler tarafından sık sık hedefe konduğunu biliyoruz. Özveriyle çalışan savunma şirketlerimize ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.

7-18 Mayıs tarihleri arasında icra edilen Denizkurdu-2 tatbikatında savunma kabiliyetimizi bir kez daha izleme fırsatı bulduk. Silahlı kuvvetlerimiz vatanımızın teminatı olmayı sürdürüyor. Donanmamız dünya denizlerinde bayrağımızı dalgalandırarak küresel barış ve istikrara da katkı sunuyor.

“TÜRKİYE UZATILAN HİÇBİR ELİ HAVADA BIRAKMAZ”
Yunanistan Başbakanı sayın Miçotakis'in ülkemize yaptığı resmi ziyaret ilişkilerimizde yeni sayfa açma irademizin en son göstergesi oldu. Komşuluk hukuku çerçevesinde Yunanistan'la temaslarımızın artmasından memnunuz. Sayın Miçotakis'in bizimle aynı hissiyatı paylaştığını görüyoruz.

Yunanistan'la kısa sürede kat ettiğimiz mesafe bölgemizdeki diğer ülkeler için de örnek teşkil etmektedir. Türkiye uzatılan hiçbir eli havada bırakmaz. Gürcistan'la işbirliğimizi geliştirme irademizi de sayın Başbakan ve heyetinin ziyaretinde bir kez daha ortaya koyduk. Organize suç şebekeleri ve FETÖ ile mücadelede Gürcistan'ın bundan sonra daha fazla desteğini görüyoruz.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği üyelerimizle kucaklaştık, hasbihal ettik. Kardeşlerime Türkiye ekonomisine yaptıkları katkılar için teşekkür ediyorum. Kim ne derse desin biz çiftçimizin, üreticimizin alın teriyle topraklarımızı bereketlendiren tarım emekçilerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. Ne mutlu bizlere ki, aileye değer veren, aile yaşantısını önemseyen, mukaddes sayan bir köklü geleneğe sahibiz. Aile Türk toplumunun temelidir, tespitini yapan Anayasamız devletin aileyi koruma görevlerini tek tek sıralamıştır.

Alkol, içki, uyuşturucu gibi insan sağlığını ve aileyi tehdit eden belalarla mücadelede geniş bir yelpazede devletin sorumlulukları ayrıntılı bir şekilde ifade edilmiştir. Aile kültür emperyalizmine karşı en sağlam kalemizdir. Son yıllarda aileye yönelik tehditlerin giderek arttığını müşahade ediyoruz.

Dünyanın birçok bölgesinde artık toplumlar yaşlanıyor. Yalnız yaşamayı tercih eden birey sayısı ve boşanma oranları artarken, evlilik oranları buna bağlı olarak hane başına düşen çocuk sayısı azalıyor. Evlilikler ve doğurganlık hızı azalırken tek ebeveynli ya da parçalanmış ailelerin sayısı günden güne çoğalıyor. Bu küresel trendden maalesef biz de olumsuz etkileniyoruz.

“TÜİK’İN DOĞUM İSTATİSTİKLERİ TÜRKİYE AÇISINDAN VAROLUŞSAL TEHDİTTİR”
TÜİK'in 2023 yılı doğum istatistikleri endişe vericidir. Buna göre 2001 yılında 2,38 olan doğurganlık hızı 2023 yılında 1,51'e gerilemiştir. Yani nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1 seviyesinin altındayız. Açık söylüyorum bu Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir, bir felakettir. Biz bu tabloyu gördüğümüz için sürekli 3 çocuk tavsiyesinde bulunuyorduk. Maalesef zaman öngörülerimizde bizi haklı çıkardı.

En az 3 çocuk çağrımızın önemi bugün daha iyi anlaşılıyor. Nüfus millet olarak en büyük gücümüzdür bunu korumak zorundayız. Önümüzdeki dönem bu konularda daha kararlı olacağız. Küresel dayatmanın en bariz olduğu alanların başında cinsiyetsizleştirme politikaları geliyor. Bunun dünyada nasıl vahim boyutlarına önceki hafta düzenlenen Eurovision yarışmasında şahit olduk. Gençlere takdim edilen tuhaf tiplerin toplumsal yozlaşmanın Truva atı olduklarının açıktır.

Bunun bilinçli bir politika olduğu herkes tarafından kabul ediliyor. Türkiye'yi son 10-12 yıldır bu kepazelikten uzak tutarak ne kadar isabetli karar verdiğimizi görüyoruz. Ülkemizde 31 Mart seçimleriyle el değiştiren bazı yerel yönetimlerin ilk icraatlarından biri görüyoruz ki içki tüketiminin yaygınlaştırılması oluyor. Milletin onca talebi ve beklentisi varken bu toplantıları kaygı verici görüyorum.

Asrın felaketi olan 6 Şubat depremlerinde 680 bini konut, 170 bin iş yeri olmak üzere toplam 850 bin bağımsız bölgesi kullanılamaz hale gelmişti. 1 trilyon lira üzerinde kaynak aktardık. Depremzedelerimize verdiğimiz sözleri yerine getirmek için canla başla çalışıyoruz. Deprem bölgesinde yürütülen faaliyetleri çok yakından takip ediyorum.

Çevre ve Şehircilik Bakanımızın bölgedeki son duruma dair kapsamlı sunumunu dinledik. Yaz aylarında birlikte inşallah inşallah daha seri şekilde tamamlanacak. 412 bin 682 konut, 38 bin 615 ticarethane olmak üzere 451 bin 297 bağımsız bölümünün ihale süreci bitti inşa faaliyetlerine başlandı. Toplam 110 bin kişilik işçi ordumuzla sahadayız."

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.