Geçmişten günümüze "Sarayönü"
SARAYÖNÜ DİNİ YAPILARI
İlk yerleşim tarihi, tarihi çağlara kadar uzanan, Hititler, Frigyalılar, Bizanslılar, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde önemli bir yerleşim yeri olan ayrıca Konya Âlimlerinden Ladikli Hacı Ahmet Ağa’nın da bulunduğu Sarayönü’nde önemli dini yapılar bulunmaktadır. Orta Asya ve Anadolu Selçuklu Camii geleneğinin Sarayönü’nde de devam ettirildiği görülmektedir. Ahşap direkli camiler grubuna giren cami örnekleri ile türbeler günümüze ulaşan dini yapılarda ele alınarak erken dönemlerden itibaren kullanılan ahşabın bu yörede de karşımıza çıktığı fark edilmektedir. Sarayönü merkez ve mahallelerinde özellikle eski bir yerleşim yeri olan Ladik’te birçok eser karşımıza çıkmaktadır. Zaman zaman yıkılan eserler yerine yeniden inşa edildiğini ve bazen de günümüze ulaşamayan önemli yapı gruplarının olduğunu anlamaktayız. Bu çalışma kapsamında ahşap direkli camiler grubunda yer alan; Pir Hüseyin Bey Camii, Hatıp Camii, Küçük Ali Oğlu Camii, Ladik Ulu (Büyük) Camii, Ladik Kaşı Camii, Kurşunlu Camii ile Ahçı Baba Türbesi, mimari ve süsleme özellikleriyle incelenerek bulunduğu konum ve tarihi ele alınmıştır.
CAMİLER
Küçük Ali Oğlu Camii
Konya İli, Sarayönü İlçesi, Hatıp Mahallesi, Pir Hüseyin Bey Caddesi’nde yer alan Küçük Ali Oğlu Cami’nin banisi Kadir, Ahmet, Mehmet, Seyyid ve Hüseyin kardeşlerdir. Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olan yapı, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 18.03.1988 tarihinde tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
Camii, iki sıra dörder ahşap direkle üç sahına ayrılmış harim ve sonradan kapatılan yazlık bölüm olarak kullanılan son cemaat mahallinden meydana gelmektedir. Ahşap direkli bu yazlık bölüm, 1932-1933 yıllarındaki onarımlarla Hüseyin Ceylan adlı bir usta tarafından kapatılarak sonradan pencere ve kapı ilave edilmiştir. Sonradan kapatılan yazlık (çardak) bölümünden dolayı‚Çardaklı Camii‛ olarak da adlandırılmaktadır. Duvarları moloz taş ve kerpiç olan yapı sonradan geçirdiği onarımlarla betonarme malzeme ile sıvanarak boyanmıştır. Zaman zaman onarım geçiren yapının üst örtüsü bazı araştırmacılara göre ‚Kara Örtü‛ olarak tabir ettiğimiz örtü sistemi iken sonradan oluklu sac levha ile kaplı kırma çatı ile muhafaza altına alınmıştır. 1940 yılında İbrahim Külahlı adlı bir usta tarafından çatının yaptırıldığından bahsedilmektedir.
Caminin H.1281 (M.1861) yılında yaptırıldığını caminin doğu cephesinde yer alan altı satırlık dikdörtgen formlu kitabesinden öğrenmekteyiz. Kitabesi; ‚-Aziz eyle dü âlemde ilahi ehl-i hayratı-Olup banisi beş kardeş, Huda vere mükafatı-Biri Kadir, biri Ahmet, bir Mehmet olup bani-Biri Seyyid’dir, Hüseyin’le Halil’e vire cenneti -Sene bin iki yüz seksen bir içinde olup tekmil-Huda mağfur ede bunda namaz kılan cemaati‛ yazılıdır. Kitabeye göre camii H.1281 (M.1861)’de ismi geçen beş kardeş tarafından yapılarak babalarının adları Ali’nin adı verilmiştir. Yapının günümüzdeki durumuna bakarsak son cemaat mahalli ile beraber yaklaşık kare planlı olup kırma çatı ile örtülüdür. Yapının güney duvarına bitişik doğu köşede, yanlarda dikdörtgen formlu prizmatik, alt kaideleri mermerden üzeri ise betonarme malzeme ile yapılıp yeşil boyalı payeler arasında yuvarlak kemerli giriş ile avluya girilmektedir. Kemerin köşelikleri boş bırakılarak üzeri düz betonarme ile kapatılmıştır. Yapının güney ve batı cephelerinde altta kareye yakın dikdörtgen formlu iki pencere ile üstte dikdörtgen formlu iki tepe penceresi yer almaktadır. Kuzey cephede altta kareye yakın dikdörtgen formlu bir büyük bir küçük pencere ile üstte dikdörtgen formlu bir tepe penceresi yer almaktadır. Yapının giriş cephesi olan doğu cephede ise yazlık bölümün sonradan kapatılması ile giriş kapısı karşısına dikdörtgen planlı sonradan rüzgârlık bölümü yapılmıştır. Güney taraftan girilen bu bölümün girişinin hemen yan tarafında su basman seviyesinden aşağı eski yazlık bölüm altına inen bir kapı bulunmaktadır. Ayrıca kapatılan yazlık bölüm cephesine de sonradan dikdörtgen formlu iki büyük pencere açılmıştır.
Caminin dış beden duvarları pencere seviyesine kadar mermer malzeme dikey dikdörtgen formlu olarak dört tarafı kaplanmıştır. Yapının ahşap saçakları sac oluklarla ise camiyi çevrelemektedir. Avluda sonradan yapılan şadırvan, tuğla bir çeşme ve kamelya yer almaktadır. Eskiden yazlık bölüm olarak kullanılan son cemaat mahalline girmeden önce kapatılan rüzgârlık bölümünün zemininde mermer kullanılmıştır. Bu bölümden son cemaate giriş kapısı üzerindeki dikdörtgen formlu panoda‚ "Bismillahirrahmanirrahim" yazılıdır.
Bunun sol tarafında ise daha önce üzerinde durduğumuz altı satırlık caminin banisi ve inşa tarihi kitabesi yer almaktadır. Rüzgârlık bölümünden son cemaate giriş kapısı ile harim girişi arasındaki bölmenin güneyindeki kapı açıklığı haricinde yanlar kapatılarak ayrı bir giriş bölümü oluşturulmuştur. Bu bölümün duvarları, tavanı ve zemini lambri ile kaplanmıştır. Yandaki eski yazlık bölümüne dört basamaklı bir merdivenle çıkılmaktadır. Bu bölümün zemini ve duvarları pencere seviyesine kadar lambri ile kaplanmıştır. Duvarları sıvalı olan bu bölümün üzeri ise beyaz lambri ile kapatılmıştır. Bu bölümün sonradan kapatıldığını harimin doğu duvarındaki şimdiki son cemaate bakan duvardaki altta dikdörtgen formlu iki pencere ile üstte bir tepe penceresinin olmasından da anlamaktayız. Bu bölümün kuzeyindeki giriş yanında bulunan altı basamaklı merdivenle çıkılan bir giriş bulunmaktadır. Kapalı tutulan, girilemeyen bu bölümün ya çatıya çıkış ya da bir depo girişi olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca son cemaatin güney duvarında bulunan şimdilerde dolap olarak kullanılan bir mihrap nişi bulunmaktadır. İki kanatlı tablalı ahşap kapı ile girilen harim mihraba dik olarak iki sıra dörder ahşap direkle üç sahına ayrılmaktadır. Kuzey ve güneydeki ahşap direkler duvarlara bitişik olarak yapılmıştır. Ayrıca kuzeyden ikinci sıradaki ahşap direklerde mahfil katını desteklemektedirler. Ahşap direklerin üzerine yassı formlu ahşap yastıklar, bunların üzerine güney-kuzey yönünde ahşap ana kirişler ve bunun üzerine de doğu-batı yönünde ahşap tali kirişler oturmaktadır.
Caminin iç beden duvarları pencere seviyesine kadar, kuzey iç beden duvarı mahfil katına kadar lambri ile kaplanmıştır. Kuzeybatı köşede yer alan İmam Odası ise sonradan yapılmıştır. Kadınlar mahfiline harim giriş kapısı yanındaki on iki basamaklı ahşap bir merdivenle çıkılmaktadır. Mahfil korkulukları Eski Anadolu Evlerinde de kullanılan dekupe oymalı korkuluklardır. Yapının içerisini aydınlatan pencerelerden üsttekiler dıştan pvc içten ahşap olup, içeriye doğru genişleyen alt sıradakiler ise pvc ile sonradan kapatılmıştır. Harim iç beden duvarları süslemesiz olarak sade tutulurken, ahşap minber, mihrap ve vaaz kürsüsü ahşap süslemeli olup olarak tezyin edilmiştir.
Kıble duvarı ortasında yer alan mihrap, duvara oyulmuş sade süslemesiz yarım daire formlu nişli ve dikdörtgen formlu olarak tasarlanmıştır. Sonradan üzeri yağlı boya ile boyanan mihrabın alt sol ve sağ yanları önünde lambri ile kaplanmış seki oluşturulmuştur. Mihrap nişi kemeri dilimli olarak tasarlanarak, köşeliklerinde ise ortada bir merkezi nokta ve etrafını çevreleyen noktalarla oluşturulmuş dairevi geometrik süslemeli motifler yer almaktadır. Niş etrafını ise yivli, silmeli, geometrik süslemeli bordürler ile kıvrım dal ve yapraklardan oluşan bitkisel süslemeli bordürler çevrelemektedir. Mihrap tepeliği altındaki bordür ortasında ve köşelerinde çiçek motifli rozetler yer alır. Tepelik yarım şemse motifi şeklinde yapılarak uçları ise alt kenarları volütlü birbirini takip eden başak motifli olarak tezyin edilmiştir. Ahşap minber sonradan yağlı boya ile boyanarak özgün özelliği bozulmuştur. Minberin girişi dilimli kemer ile köşk kısmı da külahlı olarak tasarlanmıştır. Minber korkuluğu iki taraftan ahşap çıtaların çakılması ile kafes şeklinde bir form oluşturulmuştur. Minberin aynalığı ise ikizkenar üçgen içerisinde çok kollu yıldız şeklindeki motif kenarları yıldız kolları ile hareketlendirilerek geometrik süslemeli olarak tezyin edilmiştir. Kenar bordürleri ise çiçek motifini saran dairesel motiflerin kıvrım dallarla birbirine bağlanarak tekrarı ile oluşturulan bitkisel ve geometrik süslemeli olarak tezyin edilmiştir. Minberin süpürgelik ve geçit bölümleri de kemerli olarak tasarlanmıştır. Vaaz kürsüsü güneydoğu köşeye doğru duvara yerleştirilmiş olarak ahşaptan, yanları minberdeki gibi ahşap çıtaların çaprazlama olarak çakılması ile kafes şeklinde yapılmıştır. Camiye genel olarak baktığımızda üç sahınlı dikdörtgen planlı harim, yandaki üç ahşap direkli yazlık bölümün kapatılması ile kareye yakın bir form almıştır. Fakat harimin doğu duvarındaki pencereler, yazlık bölümün kapatılması ile işlevini büyük ölçüde yitirmiştir. Ayrıca eskiden yazlık bölümün mihrabı günümüzde dolap olarak kullanılmaktadır. Yapının minaresi yoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.