Geçmişten günümüze "Sarayönü" -35
SARAYÖNÜ YÖRESİ KÜLTÜRÜNDE SEREN "ÇINGIRAKLI KUYU" (1)
Su, insanoğlunun zorunlu ihtiyacıdır ve dünyaya geldiğinde hazır olarak bulduğu için elde etmek için fazla zorlanmaz. Yağmur sularını biriktirerek, kar tanelerini eriterek ya da durgun veya akarsulardan; bunları bulamadığı yerlerde de toprağın altındaki sulardan ihtiyacını karşılar.
Yerüstü sulardan faydalanmak yeraltı sulara göre fazla çaba gerektirmezken yeraltı sulardan faydalanmak için gücünü, zekâsını ve becerisini kullanan insanoğlu çeşitli su çıkarma teknik, metot ve araçlarını geliştirmiştir. Seren karşımıza farklı alanlarda çıkan bir kavramdır.
Seren denizcilikte yatay yelken direğine verilen isim; sulama ve ziraatta basit su çıkartma aracı; halk matematiğinde uzunluk ölçüsü birimi; Türk Mitolojisinde de koruyucu ruhunun da olduğuna inanılan kutlu direk; mimarlıkta konut kapılarında menteşe ve kilidin takıldığı düşey konumdaki kalın parça; arıcılıkta yüksekçe bir platformun üzerinde konulan kara kovan grubu, kerestecilikte de seren yapılan köknar kerestesine ve uzun, kalın, silindir şeklindeki çam kerestesine verilen isimdir. Sermek/asmak fiilinden gelir ve sırık kelimesi ile bağlantılıdır.
Seren için Ziraat Terimleri Sözlüğünde de ‚Kuyudan kaldıraç düzeni ile su çekerken kaldıraç görevini gören uzun sırık tanımı yapılırken; Türkiye Türkçesi Ağızlar Sözlüğünde ise ‚Kuyudan su çekmekte kullanılan kaldıraca benzer bir aygıt. açıklaması yapılmaktadır. Hatipoğlu bu konuya "Orhun Yazıtları'nda "kuyu" anlamında "çat" biçiminde bir kelimeye rastlıyoruz.
Aynı kelime Kaşgarlı'nın Divan'ında da geçmektedir. Eski kuyuların yapılışı, biçimleri ve bu kuyulardan su çekmek için kullanılan çatal odunlar dikkate alınırsa "çatmak" eylemindeki çat, kökünün, kuyu anlamıyla birliği düşünülebilir" diyerek farklı bir yorum getirmektedir.
Seren tanımlardan da anlaşılacağı üzere çift taraflı kaldıraç sistemine göre çalışan basit su çıkartma aracıdır. Su çıkartma araçları, suyun kaynağından alınarak kullanım yerine veya depolama bölgesine iletilmesi amacıyla kullanılan araçların tümüne verilen isimdir. Su çıkartma araçları ‚Basit su çıkartma makineleri ve modern su çıkartma makineleri olmak üzere iki grupta sınıflandırılmaktadır.
Seren, çift taraflı kaldıraç sistemiyle karşılaştırıldığında ağırlık kuvvete; sehpa ile uzun ağacın oynar birleşim yeri destek noktasına; kovanın bağlı olduğu zincir yüke; uzun ağaç direğin, yük kolu ve kuvvet koluna karşılık gelmektedir. Kuyudan4 su çekmek için tasarlanan seren düzeneğinde, bir sehpa üzerine yerleştirilmiş uzun ağaç kolun bir tarafına ip veya zincirle kova bağlanmıştır.
Diğer tarafında ise denge ağırlığı vardır. Kova suyla yarı dolu iken kaldıraç dengede olmadır. Sehpa görevi gören destek sabit ve dikeydir. Sehpanın ucundaki oynar kısma uzun ağaç kol denge noktasından yerleştirilip sabitlenir. Böylece ağaç kol oynar kısım üzerinde yük ve kuvvet yönlerinde rahatlıkla inip çıkar İnsanoğlunun zorunlu ihtiyacı olan su ve kuyu kavramları dini literatür, edebiyat ve güzel sanatlara da konu olmuşlardır. İslam dininin kutsal kitabı Kur'an'da ‚Yûsûf Suresi 10;15;16;19;45'inci ayetlerinde kuyu terimi özellikle de 19'uncu ayette "kuyuya kova salma" ifadesi bulunmaktadır. Divani Lügati't Türk incelendiğinde ‚kova‛, ‚kuyu‛ ve ‚su‛ vb. anlamına gelen kelimelerin varlığı görülmektedir. Ancak en dikkat çekici olanı ipli kova anlamındaki uruklug (kova) dır. Bilindiği üzere ipli bir kova ile yüksek bir yerden daha aşağıda bulunan yer üstü veya yeraltı kaynağındaki su yukarıya ekilebilir/çıkartılabilir.
Bu yaklaşımdan hareketle kuyulardan su çekmek için o dönemde de seren ya da benzer bir düzeneğin Türk coğrafyasındaki varlığından söz edilebilir. Türkiye'deki tiyatro eserlerinde de seren kavramı görülmektedir. Afyonkarahisar'ın Emirdağ ilçesi Çatallı ve Daydalı köylerinde geçen bir olayı anlatan‚ Çatallı Köy isimli piyeste‚ Seren yöresel ismi‚ Salındırmalı Kuyu olarak birinci perdede‚ Emine ve Remzi karakterleri arasındaki diyalogda geçmektedir.
Yine Türkiye'de ‚Seren kavramına türkülerde ve bilmecelerde de rastlamak mümkündür. Seren kavramının kullanıldığı ya da konu edildiği sanat ve edebiyat ürünleriyle Türkiye dışında da karşılaşılmaktadır.
Yönetmenliğini Budd Boetticher'in yaptığı 1960 yılı yapımı ‚Comenche Station isimli Amerika Birleşik Devletleri yapımı Western türü filmin bir sahnesinde filme adını veren Komançi İstasyonunun yanında‚ Seren görülmektedir. Yine bir başka sinema yapıtı olan‚ Kartal isimli 2011 yılı yapımı, Amerikan filminde 7'inci dakikanın sonlarında M.S.140 yılında İskoçya'da bulunan bir Roma kalesi içinde günlük işlerini gören askerlerden birinin‚ Seren düzeneği ile kuyudan su çıkarttığı bir sahne görülmektedir.
Gagauz edebiyatında da‚ Seren düzeneğinin karşılığı olan‚ Pınar terimini içeren mani bulunmaktadır. Gagauz edebiyatında ilk kez‚ Hoyrat tarzında mani yazan Kiev Milli Teras Şevçenko Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Tudora Arnaut: "Tatarpınar, Ayozlu Tatar pınar. Yolda susuzluk tutsa, Sulıyacak Tatar pınar." dizelerinde Odesa'nın Tatarpınar ilçesinde yol üzerinde bulunan bir‚ Seren'den söz etmektedir.
Tarihte seren
Seren düzeneğinin tarihi geçmişini kesin olarak tespit edememekle birlikte kaynaklardan yararlanarak olabildiğince eski tarihlere ulaşmak mümkündür. Orhun kitabelerinde "kuyu" anlamında "çat" biçiminde bir kelimeye rastlanması, aynı kelime Kaşgarlı'nın Divan'ında da geçmesi yine Divani Lügati't Türk incelendiğinde ‚kova‛, ‚kuyu‛ ve ‚su‛ vb. anlamına gelen kelimelerin varlığı da göstermektedir ki Türkler tarih sahnesine çıkışlarından itibaren su ve kuyu unsurlarını yaşam unsuru olmanın yanında kültürel bir varlık olarak da görmüşlerdir.
Bununla birlikte Divani Lügati't Türk en dikkat çekici olanı ipli kova anlamındaki uruklug (kova) terimidir. Bilindiği üzere ipli bir kova ile yüksek bir yerden daha aşağıda bulunan yer üstü veya yer altı kaynağındaki su yukarıya çekilebilir/çıkartılabilir. Bu yaklaşımdan hareketle kuyulardan su çekmek için o dönemde de seren ya da benzer bir düzeneğin Türk coğrafyasındaki varlığından söz edilebilir.
Kartal isimli 2011 yılı yapımı, Amerikan filminde‚ Seren düzeneği ile kuyudan su çıkarttığı bir sahne görülmektedir. Bu tür ‚dönem filmlerinin çekiminde, konunun geçtiği dönemin yaşam biçimi, giyim kuşamı, kullanılan araç, gereç, taşıt ve silahları ile makinelerine sadık kalınarak platform oluşturulduğu kabul edildiğinde M.S. 140 yılında İskoçya'da ve Roma kültüründe ‚Seren'in bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yine 1960 yılı yapımı‚ Comenche Station isimli Amerika Birleşik Devletleri yapımı‚ Western türü filmin bir sahnesinde ‚Seren‛ düzeneği görülmektedir. Bu filme de dönem filmi tanımı ile yaklaşıldığında 1800'lü yıllarda Amerika Birleşik Devletlerinde de‚ Seren düzeneğinin kullanıldığını kabul etmek mümkündür.
Seren‛in Anadolu topraklarındaki tarihsel sürecini tespit etmek konusunda Matrakçı Nasuh'un Mecmû'-ı Menâzil (Nasûhü's-Silahi-Matrakçı), Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn-i Sultân Süleymân Hân isimli eseri (menzilname) önemli bir kaynaktır.
Bu menzilnamenin 15a numarasıyla ekli tam sayfa minyatüründe üç ayrı yerleşim yeri alt alta resmedilmiştir. Yine bu bölgedeki serenlerin o dönemde su kovasını çekmek için zincir kullanılması nedeniyle‚ Zincirlikuyu ismiyle bilindiği ve bu bölgenin de bu tür kuyuların çokluğu nedeniyle‚ Zincirli kuyu olarak isimlendirildiği de ihtimal dâhilindedir.
Osmanlı döneminde yayımlanan bir başka gazete de‚Seren‛in Eskişehir'deki varlığı tespit edilebilmektedir. Servet-i Fûnûn Gazetesi'nin 23 Eylül 1308 tarihinde yayımlanan 82'inci sayısının kapağında Eskişehir'e ait üç fotoğrafa yer verilmekte; bunlardan 3 numaralı fotoğrafta‚ Seren görülmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.