Geçmişten günümüze "Sarayönü"-45 (Sarayönü düğünleri (4))

Geçmişten günümüze "Sarayönü"-45   (Sarayönü düğünleri (4))
Sarayönü’nde Yaşayan Kırım Tatarlarının Düğün Gelenekleri1900’de Kırım’dan göç ederek şu anda Konar adıyla bilinen bölgeye 1903’te yerleşen Tatarların düğünleri de kendisine özgü uygulamalarıyla dikkat çekmektedir.Kız...

Sarayönü’nde Yaşayan Kırım Tatarlarının Düğün Gelenekleri

1900’de Kırım’dan göç ederek şu anda Konar adıyla bilinen bölgeye 1903’te yerleşen Tatarların düğünleri de kendisine özgü uygulamalarıyla dikkat çekmektedir.

Kız İsteme:

Konar’da dışarıdan kız alıp verme olmamaktadır. Fakat akraba evliliğine de rağbet edilmeyerek 5-6 göbek araştırılmakta ve birinci dereceden yakınlarla da evlenme olmamaktadır. Konar’da genel olarak görücü usulü evlilik yapılmaktadır. Kız istemeye sülaleden büyükler gitmekte ve anne baba gitmemektedir. Önceki dönemde gelin kız ve damat adayı düğün gününe kadar saygıdan dolayı diğer tarafın büyüklerinden kaçardı. Ancak nişanlıların gizli olarak pencerenin önünde görüşmeleri olurdu.

Telli Şırak:

Başhüyük’teki gibi “toy” adı verilen düğün Konar’da Perşembe günü başlamaktadır. Dualarla başlayan düğünde ilk olarak yemek yenmektedir. Tatarlarda cuma günü telli şırak oyunu oynanır. Buna göre; oğlan evinde bir sopanın iki ucu kırafon kâğıtlarıyla ve mumlarla süslenir. Telli şırak sonra kız evine götürülür. Burada oyuna devam edilir, ardından yine telli şırakla oğlan evine gelinerek eğlenceye devam edilir.

Ev Döşeme/Kaburga Kolu:

Gelin kızın geleceği ev cumartesi günü hazırlanmaktadır. Aynı gün tüm aileye hazırlanan dürü de götürülmektedir. Kız evinden çeyiz çakmaya gelen bayanların başında bir erkek bulunmaktadır. Bu kişiye oğlan evi bir koyunun ön bacağı ile “çetnevir” verir ve bu ikram ev döşemeye gelenler tarafından yenirdi. Bu yemeğe “kaburga kolu” ismi verilmektedir.

Kına Gecesi:

Kına Gecesine de “toy” diyen Tatarlarda cumartesi günü kız evi köy halkına yemek vermektedir. Aynı günün akşamında da kına gecesi yapılmaktadır. Bu gecede “kırmacemiş” ikram edilirdi. Kırmacemiş, erkek evinde hazırlanıp sinilerle kız evine götürülmektedir. Hamurdan hazırlanan ve kraker kıvamında olan bu ikramı çetnevir olarak düşünmek gerekmektedir. Kına gecesi bayanlar arasında yapılan bir eğlence olmakla birlikte delikanlılar gece vakti kız evinin önüne gelerek sevdikleri kıza seslenirlerdi. Eğer kızın gönlü varsa evin penceresinden delikanlının küçük parmağına kına yakar ve üstüne önceden hazırlanan işlemeli mendili bağlarmış. Aynı akşam erkekler de kendi arasında ve oğlan evinde eğlence yapmaktadırlar. Oğlan evinin hazırladığı sofranın üzerine düğün sahibi bir şişe rakı ve çerez koyar ve eğlenceyi başlatırdı. Sonrasında eğlenceye katılanlar da aynı şekilde çerez ve rakıyla gelir ve düğün sahibinin yükünü azaltmaya çalışır. İkramlık getirenlerin ismini düğün sahiplerinden birisi yüksek sesle okurdu. Damat belli bir süre oturduktan sonra bu geceden ayrılırdı. Bu eğlencede çalınan müzik aleti cümbüştür.

Düğün/Gelin Alma:

Her şeyden önce belirtilmesi gereken Tatar düğünlerine dışarıdan birisinin gelememesi, özellikle eğlencelere katılamamasıdır. Düğünde dökülecek yemek için önce delikanlılar koyun ve keçi süsleyerek davulcuyla beraber mahallelerde dolaşarak halktan başka koyun ve keçiler de toplardı. Bunların kesilmesiyle de düğün yemeği hazırlanırdı. Gelinlik olmadan önceki zamanlarda düğün için hazırlanan satenden elbise geline giydirilirdi. Tatarlar hiçbir zaman şalvar giymemişlerdir. Gelin almaya kayınpeder ve damat gitmemektedir. Kayınpeder vekâletini bir akrabasına verir. Gelin alma için önceleri faytona benzeyen yaylı arabalar kullanılmaktaydı. Gelin almaya giden arabayı çeken atların kulaklarına dört köşesi işlemeli mendil bağlanırdı. Bu mendiller kızlar dokuz yaşına geldiğinde çeyiz olarak işlenmeye başlanırdı. Gelin kız evinden çıkartıldıktan sonra köy dolaştırılır, bu gezi esnasında bir mola verilerek at yarışı yapılırdı. Birinci gelen atın binicisine rakı, şarap, altın gibi çeşitli hediyeler verilirdi. Gelin düğün evine girerken yüksek bir yerden kuruyemiş ve para atılırdı. Gelinin beraberinde kızın yakınlarından iki yenge düğün evine gelirdi. Gelin düğün evine indiği günün akşamı damadı eve kapatmak için dua ve ilahiler okunurdu. Ayrıca damat yatsıdan gelinceye kadar “bu evin ocağı hep tütsün” diye ateş yakılırdı. Bugüne mahsus bir uygulama da iki tabağa un konulması ve telli çıraların yakılmasıdır. Bu çıralardan birisi gelini diğeri damadı simgelemektedir ve hangisi daha uzun süre yanarsa onun daha uzun ömürlü olacağı söylenirdi.

Dürü Dağıtma:

Düğünden sonraki gün gelin kendisini görmeye gelen erkek tarafına ailesinin hazırladığı dürüyü dağıtırdı. Bu şekilde düğün sona ererdi.

Sarayönü Yörüklerinde Düğün Gelenekleri

Çeşmelisebil

1883’te, Sarıkeçili, Karakoyun ve Karatekeli Yörükleri tarafından kurulan Çeşmelisebil veya Çeşmeli Zebir köyünün düğünlerinde uygulanan adetler şu şekildedir:

Kız İsteme: Çeşmelisebil’de evlenmeden önce delikanlı, beğendiği kızı bağ, bahçe veya harmanda görür. Oğlan ve kızın eş seçiminde nine ve dede, eğer onlar sağ değillerse anne ve baba söz sahibidir. Bu yüzden kız kaçırma olayları görülür. Anası babası kızı istediğine vermezse oğlan kızı kaçırır ve yakınlarından birinin evine götürür. Oğlan tarafı kız evine arabulucu olarak köyün ileri gelenlerinden bir grup göndererek arayı bulurlar. Kızın babasına başlık verilir oda bu parayı kızına masraf ederek harcar. Uygun görülen kıza oğlan evi dünür gönderir. Büyükler kız evine giderek dünürcü olduklarını bildirirler. Kız evi de kendilerine müddet isteyerek uygun görmüşlerse oğlanı ve ailesini araştırırlar ve oğlan evine haber gönderirler. Uygun görmemişlerse “kısmet değilmiş” denir.

Nişan: Nişan günü oğlan evi koyun keser ve pilav dökülür. Dökülen pilavdan çalgı eşliğinde kız evine de gönderilir. Bu yemekler kız evinde büyük bir dernekle yenilir. Çeşmelisebil’de düğünler eskiden salı günü başlar ve perşembe günü biterken günümüzde cuma günü başlayıp pazar günü bitmektedir. Düğün başlarken düğün evine bayrak asılır. Komşulara ve çevre köylere “okuntu” gönderilir. Düğünde hizmet eden gençlere “seğmen”, düğünü idare eden kâhyalara da “hodul” denir.

Zengen/Özkent

Türkmen nüfusun yaşadığı Zengen’de düğünler perşembeden pazara kadar dört gün sürmektedir. Davetiye yerine akrabalara kumaş parçaları yolluk olarak gönderilir. Düğün boyunca her akşam yemek verilir ve yemekte pirinç çorbası, haşlanıp kızartılmış et, su böreği, sarma, helva, kayısı kompostosu, pilav, hoşaf sırayla ikram edilir. Düğünlerde gündüz davul ve zurna olurken, akşamları ud, saz, kanun, klarnet gibi müzik aletleri çalınmaktadır. Deve oyunu Zengen’de de vardır. Gelinler “alduvak” ve “telduvak” olarak iki şekilde giydirilmektedir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.