Genç Saadetlilerden iktidara uyarı: Katliama Ortak Olma

Saadet Partisi Konya İl Gençlik Kolları, Kültürpark’ta bir araya gelerek iktidara bir kere daha “Katliama Ortak Olma!” çağrısında bulundu.

Saadet Partisi Konya İl Gençlik Kolları Başkanı Hamza Kılınç, Karatay İlçe Başkanı Fatih Karaman, Meram İlçe Başkanı Mutlu Öcal, Selçuklu İlçe Başkanı Lütfü Çelik, Anadolu Gençlik Derneği Konya Şube Başkanı Durmuş Ali Kara İsrail ile yapılan ticarete tepki göstermek için üç haftadır yaptıkları basın açıklamasını bu hafta da Kültürpark’ta gerçekleştirdi.

Basın açıklamasını okuyan Saadet Partisi Selçuklu İlçe Gençlik Kolları Başkanı Muhammed Mustafa Gündoğdu “Aylardır yapılan uyarılara kulak asmayan iktidar İsrail ile ticareti kesmedi. Aksine kendine yakın kuruluşlar ve isimler eliyle toplumu oyalayarak gündemi kendi istediği alanlara yönlendirdi.

Ne zaman iktidarın soykırım ortaklığı ortaya çıktı, o zaman engellemeler başladı. Tepkiler, protestolar iktidarın soykırım ortaklığını ifşa edince rahatsızlık duyuyorlar. Ablukalarla, gözaltılarla yasaklamalarla sindirmeye çalışıyorlar” dedi.

Gündoğdu şu ifadelere yer verdi:
“Konya’nın vicdanının sesi olarak Katliama Ortak Olma! Demek için üçüncü hafta yine bu meydandayız. Vicdanı hala körelmemiş milletimizin haklı taleplerini haykırmak için bir araya geliyoruz.

Bütün insani değerler insanlık düşmanı sapkın bir ideolojinin çeteleri eliyle Gazze’de topluca yok ediliyor. Bu manada Aksa Tufanı bütün insanlığın kurtuluş harekatıdır. Ve içinde zerre insanlık kalan herkes sadece katliamlara üzülmekle kalmamalı Aksa Tufanına destek olmalıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün konuşmasında şöyle söyledi: “İnsanlık adına utanç verici günler yaşıyoruz. 50 bin insanın kıyılmasına karşı duramadık.” Bunlar kesinlikle doğru sözler ancak bu sözleri elinde yetki olan cumhurbaşkanı söyleyemez. Bu sözleri canlı dinleyen topluluk da utanmadan alkış tuttular. Acziyetin itirafına verilecek tepki alkış mıdır, coşku mudur? Siz icraat makamındasınız. İktidara, iktidar ortaklarına, iktidar destekçilerine sesleniyoruz. Gazze yok olmadan önce son çıkıştasınız.

Bu çıkışı da kaçırırsanız geri dönüşü olmayacak. Direnişin bizden istediği şey ‘soykırımı durdurmak için kınamalarla yetinmeyin. İsrail güçten anlar. Fiili olarak müdahale edin. Ülkenizde katilleri bulundurmayın. Onların temsilciliklerini kuşatın’ Biz de iktidara diyoruz ki; incirlik ve kürecik başta olmak üzere tüm ABD üslerini boşaltın. Soykırıma ortak olmayın.

Direniş devam ediyor. İstikametlerinden ve azimlerinden bir milim sapmış değiller. Buna karşılık Siyonistler ne Gazze’de ne Lübnan’da hedeflerine ulaşamadılar. İnanıyoruz ki çok ağır bedeller ödenen bu zorlu imtihandan başarıyla çıktığında; direniş cepheleri eskisinden çok daha güçlü olacak. Bu zor günler kuşkusuz bitecek. Ve sonra geriye dönüp bakılacak.

Bu çetin günlerde kimin nerde durduğu unutulmayacak. Bizler birey toplum ve ülke olarak katliam ortakları arasında olmak istemiyoruz. Soykırım ateşini yakan petrolün ülkemizden taşınmasına razı değiliz. Gelecek nesiller bizi katil olarak adlandırmasın. Bu utançla baş başa bırakmayın. Bakü-Ceyhan boru hattından giden petrolü kesin, bedeli ne olursa olsun vanaları kapatın.
Gazze’nin kuzeyinde, Cibaliye kampında dünyanın en inançlı kahramanları yaşıyor.

Aylardır süren soykırımın zirvesinin yaşandığı yer Cibaliye kampı. Defalarca tehditlere, tahliye emirlerine, saldırılara, bombardımanlara rağmen yerlerini terk etmeyen bir halk. Gazze’nin kuzeyini işgal edip yerleşim yeri kurmayı planlayan siyonistlere direnen son nokta. Şimdi de tam ambargo uygulanıyor. Açlıktan veya bombalardan birisiyle ölmeleri isteniyor. Yaralananlarda imkansızlıklar yüzünden acılar içinde ölüme terk ediliyor. Bundan haberimiz yokmuş gibi davranamayız.

Her şey gözlerimizin önünde oluyor. Bu kuşatmayı kabul etmiyoruz. Ellerinde imkanları olanları uyandırmaya çalışıyoruz. Ey iktidar. Bu katillerle nereye kadar ortak kalacaksınız. Kendinizi de ülkemizi de bu utançtan çıkarın. Katillerle diplomatik ilişkilerinizi tamamen kesin. İsrail’i devlet olarak tanımaktan vazgeçin. Suça bulaşan çifte vatandaşları yargılayın.
Aylardır yapılan uyarılara kulak asmayan iktidar İsraille ticareti kesmedi.

Aksine kendine yakın kuruluşlar ve isimler eliyle toplumu oyalayarak gündemi kendi istediği alanlara yönlendirdi. Ne zaman iktidarın soykırım ortaklığı ortaya çıktı, o zaman engellemeler başladı. Tepkiler, protestolar iktidarın soykırım ortaklığını ifşa edince rahatsızlık duyuyorlar. Ablukalarla, gözaltılarla yasaklamalarla sindirmeye çalışıyorlar. İnkâr edip algı yapmaya kalkışıyorlar. Yaşanan katliama ortak olup üstüne bir de yüzsüzce geziyorlar. Ancak milletimiz her şeyin farkında. Her alanda gerçekleri yüzlerine vurmaya devam ediyor.

Geçtiğimiz hafta İstanbul’da SahaEXPO savunma sanayi fuarında boy gösteren soykırım destekçisi BAE System isimli firma için tepki gösterildiğinde fuarı ziyaretçilere kapattılar. Duyarlı insanlar protesto ettikleri zaman gözaltına aldılar. Saadet Partisi İstanbul Gençlik Kollarımız’ın basın açıklamasını engellemeye kalktılar. Bu kararlı duruşlarından dolayı İstanbul Gençlik Kollarımızı tebrik ediyoruz. Aynı şekilde soykırım ortaklığını ifşa eden duyarlı vatandaşlarımızı ve protestosundan ötürü gözaltına alınan gazeteci Adem Özköse’yi tebrik ediyoruz.

Aynı günlerde mersin limanına yanaşan, soykırım destekçisi ZİM firmasının gemilerini protesto eden vatandaşları darp edip engellemeye çalıştılar. Bu eylemi gerçekleştiren Direniş Çadırı ekibini tebrik ediyoruz. Kamuoyuna gerçekleri açıklayıp limanların siyonizme kapatılması için uğraşan Saadet Partisi Mersin Gençlik Kollarımızı, Anadolu Gençlik Derneği Mersin Şubemizi ve tüm MİLKO teşkilatlarımızı da tebrik ediyoruz.

Şimdi aynı firma Kocaeli’nde rahatça faaliyetlerine devam ediyor. Buradan iktidara sesleniyoruz. Eli kanlı cani siyonist katilleri desteklemeyi bırakın. Mazlumların ahını almayı bırakın. Zalimlerle olan ticaretinizi kesin, limanları kapatın, bu ülkeyi soykırımın tedarikçisi, lojistik sorumlusu olma utancından artık kurtarın.

Taleplerimize karşılık buluncaya kadar biz ses yükseltmeye devam edeceğiz. Bir lütuf olarak değil en tabi hakkımız olarak somut icraatları talep edeceğiz. Uzaklara bilinmezlere değil, yetki sahiplerine sesleneceğiz.”