Hamallıktan patronluğa uzun bir serüven
Esnaf köşemizin bu hafta ki konuğu ilçemizde yem sektöründe faaliyet gösteren Bereket Yem’in sahibi Mehmet Şen. Çalışma hayatıyla daha çocuk yaşlarda iken tanışan Şen, yıllarca fiziksel olarak ağır işlerde çalışmış. Yaşına rağmen dinç görüntüsüyle dikkat çeken Şen, biraz inatçı, biraz asabi, biraz da güleç yapısıyla ilçemizin renkli esnaflarından bir tanesi. Mehmet Şen hayatını şu sözlerle ifade ediyor.
Ortaokulu bitirip çalışma hayatına giriş yaptım
1962 yılında Sarayönü’nde dünyaya gelen Mehmet Şen, ilkokulu Devrim İlkokulunda okuduktan sonra, ortaokulu o dönem şu anda Halk Kütüphanesinin bulunduğu yerde olan Pratik Sanat Okulunda bitirdi. Ortaokulu bitirdikten sonra çalışma hayatına atılan Şen, kısa periyotlarda farklı işlerde çalıştıktan sonra 1979 yılında Gözlü Tarım Çiftliğinde işe başladı. Bir sene kadar burada çalıştıktan sonra vatani hizmetini tamamlamak için 1980 de askere gitti. Vatani hizmetini tamamladıktan sonra memleketi Sarayönü’ne dönüş yapan Şen, Gözlü Tarımdaki işine geri döndü. 7 yıl kadar burada çalıştıktan sonra 1986 da Dünya evine giren Şen’in sorumlulukları arttı.
Evlendikten sonra kazandığım para yetmedi
1986’da Dünya evine girdikten sonra Gözlü Tarım Çiftliğinde ki işinden ayrılan Şen, zahirecilerin bulunduğu yerde hamallık işine başladı. O dönemi şöyle ifade ediyor
“ Evlendikten sonra kazandığım para yetmemeye başladı. Gözlü Tarım’da aylık 11 lira maaş alıyordum. Şu anda zahirecilerin bulunduğu yerde hamal ihtiyacı olduğunu öğrendim. Başvurdum beni aldılar. İşe başladıktan sonra günlük 8 lira kazanmaya başladım ( gülerek). Hayat o dönemde pahalıydı, hayat şartları zordu. Çocuklarım Dünya’ya geldikten sonra düzenli bir iş olması için Güneyler Un’da yaklaşık 8 sene kadar çalıştım. Güneyler Un’dan ayrıldıktan sonra tekrar hamallık işine döndüm. Sigortamız olmadığı için o dönem, sigortamı dışarıdan kendim yatırdım. 2012 yılına kadar farklı farklı yerlerde hamallık işine devam ettim. Bunlardan bazıları sigortalı bazıları sigortasız. Sigortasız olduğu zaman kendim dışarıdan yatırarak 2009 yılında emekli oldum. Emekli olduktan sonra 3 yıl kadar daha çalıştıktan sonra nihayet istediğim sermayeyi elde edip kendi iş yerimi açtım.
Emekleyerek yürümeyi öğrendik
Şen, “Hayalimizle ilgili Cenabı Allah her insanı yaratmış ve rızkını dağıtmıştır düşüncesi ile senelerce emek verdiğim zahirecilik işi üzerine kendi iş yerimizi açtık. Yıllarca verdğimiz emek ve bilgi birikimi ile bu cesareti gösterdik. İlk başta sanayinin hemen girişinde ki dükkanda faaliyetler gösteriyordum. 2019 yılından itibaren şu an da bulunduğumuz yere geçtik.
Selamla ticaret dönüyordu
Şen, “Dünden bugüne esnaflık hayatını büyüklerimiz anlatıyorlar. Geçmişteki ticaret ile şimdiki ticaret arasında dağlar kadar farkın oluştuğundan bahsediliyor. Öncesinden bir selam, muhabbetle, tanışıklıkla her türlü ticaret döndürülebiliyordu. O dönemler ben çalışan olduğum için sadece gözlem yapabiliyordum. Ama hem büyüklerimizden dinlediğim kadarıyla, hem de kendi tecrübelerime dayanarak söylüyorum, eski ile yeni ticaret arasında dağlar kadar fark var. Artık nedendir anlamış değilim. İşe başladığım esnaflık ile bugün ki esnaflık arasında uçurum var. O gün ile bugün arasındaki esnaflık arasında fark var. İnsanların alım gücü mü yok. Artık internetten mi alınıyor bilemiyorum. Önceki ticarette şimdiki ticarette işler düştü. Şuan için esnaflık yapılacak bir iş değil” dedi.
Eskileri özlüyoruz
Şen, “Geçmişten gelen ve öğrendiğimiz ticaret anlayışı çok güzelmiş. Bir selam ile ne varsa veriliyormuş. Günü geldiği zamanda borcunu, alacağını, vereceğini hepsini ödüyormuş. Ama şuan eskisi gibi selamla hiç bir şey verilemiyor. Her şey banka üzerinden, kredi kartı ve çek üzerinden gidiyor. Dolayısıyla eskileri özlüyoruz. Temennimiz inşallah düzelecek diye umut ediyoruz. Şu anki ticaretimiz de günden güne iyi oluyor. Ülkemiz insanı, esnafı, ticaret yapanı, köylüsü, sanayicisi günden güne çıtayı yükseltiyor diye düşünüyorum” dedi.
Maliyetlerin düşürülmesi lazım
Maliyetler çok arttığı için , yem fiyatları çok arttı. Ya maliyetler düşürülecek, ya da çiğ sütün fiyatı arttırılacak. Başka çaresi yok. Besicilik ile uğraşan arkadaşlarımızın birçoğu hayvanlarını kesime gönderiyor. Bu maliyetler, bu alım fiyatları üretimi bitirme noktasına getirdi. Elektriğe de durmadan zam geliyor. Neredeyse her hafta zam yapılıyor. Üreticiler bu maliyetlerle nasıl başa çıksın. Haliyle ürünlerin fiyatlarına yansıyor bu zamlar. Vatandaşın zaten alım gücü iyice düştü. Eğer maliyetlere müdahale edilmezse özellikle bizim işimizde ticaret durma noktasına gelir.
Oğluma bırakmayı düşünüyorum
Oğlum Fatih Şen, 30 yaşını devirdi. Elektrik elektronik teknisyeni. Medaş şefliğini kapatmadan önce Medaş’ta çalışıyordu. Kapandıktan sonra işsiz kalanlardan bir tanesi. Ama oğlum diye söylemiyorum gerçekten çok çalışkan bir çocuk( gülerek) Şu anda Tetik Sibop’ta çalışmaya devam ediyor. İşten çıktıktan sonra bana yardıma geliyor. Haftasonu ise burada benimle beraber full mesai yapıyor. Onun durumu bir netleşsin, 1-2 sene daha çalışıp oğlum da isterse burayı ona bırakmayı düşünüyorum
Sarayönü’nün gelişmesi lazım
Sarayönü durgun, tarıma dayalı ekonomisi olduğu için, mevsimlik bir iş kolu olduğu için en ufak bir kuraklıkta ya da ürün kaybında geçim sıkıntısı baş gösteriyor. İlçenin çehresinin değişmesi şart. İstihdam sağlanması şart. Nitelikli ustalar buraya gelmiyor. Sanayide bulunan dükkanların yarısı ambar, depo olarak kullanılıyor. OSB projesi tamamlanırsa eğer olumlu yönde gelişmeler olur. Üniversite gelişip gelen öğrenci sayısı artar, öğrencilerin kalabileceği yurtlar inşa edilirse, ekonomiye ciddi anlamda katkı sağlar. Hem dışarıdan gelen öğrenci ilçenin reklamıdır. Önemli olan dışarından gelen nüfusu Sarayönü içerisinde tutabilmek. İlçemizin dezavantajı Konya’ya yakın olması. Buraya gelen insanlar aradığını bulamazsa şehir merkezine yönelir. Doğru bir planlama ile uzun vadede ilçemiz Konya’nın gözde ilçelerinden birisi olabilir. İnşallah o günleri görürüz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.