Hz. Mevlana'yı nasıl bilirsiniz!...
Günümüzden yüzyıllar önce yaşamış olan Hz. Mevlana en çok kullanılan fotoğraflarında hafif şişman ve tontiş bir dede gibi tasvir ediliyor. Ama gerçekte öyle değilmiş.
Konya Valiliği ve Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Türbe Önü Buluşmaları” kapsamındaki programa konuşmacı olarak katılan Postnişin ve Semazen başı Ahmet Sami Küçük, Mevlana'yı anlattı. 40 yıldan fazladır gurupta yer alan ve “Şeb-i Arûs Hatıraları” başlığında konferans veren Postnişin Ahmet Sami Küçük, Mevlana'yı anlatırken, ''Hz. Pir ismi Celaleddin'dir. Yani celal sahibidir. Hakikatten celalli bir zattır. Asabidir. Sinirlidir. O yüzden sakinleşmek ve midesine iyi geldiği için yakınlardaki Ilgın kaplıcalarına gider sık sık. Mide rahatsızlıklarından asabiyetinden dolayı. Öyle kartpostallarda gördüğünüz tombiş tatlı bir dede falan da değil. Son derece zayıf ve naif bir zat. Belki 40-45 kilo civarında. Çünkü fazla riyazet ehli (çile çekme kabiliyeti kazanan ve süflî arzulardan kurtulmaya elverişli hale gelen nefis anlamında tasavvuf terimi) olan bir zattır.'' dedi.
Hz. Mevlana'nın Allah dostu bir veli ve bir zat olduğuna dikkat çeken Postnişin Ahmet Sami Küçük, ''Hz. Mevlana dediğimiz zat gece sabahlara kadar büyük bir ve ve coşku içerisinde secdenin üzerinde secde halinde kapalı kalan bir zat. Kışın soğuk gecelerinde secde halinde iken göz yaşları donan bir zat. Buraya gelen onlarca, yüzlerce yapımcı Hz. Mevlanayı İslama bir başkaldırı bir nevi protestanlık, Martin Lütern gibi reformcu gibi lanse etmeye çalıştılar. Hz. Mevlana'yı büyük bir şair olarak tanıttılar. Büyük bir filozof olarak tanıttılar. Hz. Mevlana'yı Buda ile eşleştirdiler. Bu şekilde belgeseller hazırlandı. Biz Hz. Mevlanaya 20-30 yıl öncesi Allah dostu bir veli bir zat dediğimizde bu zata böyle şeyler söylemeyin canım şairi mahvediyorsunuz, böyle bir filozofa bunları nasıl yakıştırıyorsunuz eleştirileri ile karşılaşıyorduk.
Hz. Mevlana, 'Ben yaşadıkça Kuran'ın bendesiyim, Ben Hz. Muhammed(S.A.V)in ayağının tozuyum. Biri benden bundan başkasını naklederse; Ondan da bizarım, o sözden de bizarım(şikayetçiyim).' demiştir. Hz. Pir dediğimiz zat öyle herkesin oyuncak oynayacağı herkesin keyfince yari olacağı bir zat değildir. Hz. Pir kendi çerçevesini kendisi çizmiş. İster beğenirsiniz. İster beğenmezsiniz. Eğer bu çerçevenin dışında bir Mevlevilik anlayışı arıyorsanız yanlış bir yoldasınız.'' ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.