Kaymakam Bahadır Japonya'dan döndü
Sarayönü Kaymakamı Tarık Bahadır, İçişleri Bakanlığı ile Japon Uluslar Arası İşbirliği Ajansı (JICA) işbirliğinde düzenlenen eğitimler için yaklaşık bir aylığına gittiği Japonya'dan döndü.
Japonya'da toplum yapısı, devlet kurumlarının işleyişi, eğitimi ve çeşitli yatırımlar gibi birçok konuda incelemelerde bulunan Kaymakam Tarık Bahadır, dönüşünün ardından Japonya izlenimlerini paylaştı.
Japonya'da saygı, sevgi ve disipline dayalı bir toplum yapısı olduğunu anlatan Kaymakam Bahadır, "Japonya'da bir aya yakın bir süre kaldık. Dinamik bir toplum. Çok saygılılar. İyilik yapabilmek onlar için çok önemli. Çok temiz bir toplum. Yerlerde bir tek çöp bulmak mümkün değil. Kitap okuma çok yaygın. Toplum içerisinde bir şeyler yaparken hemen sıraya geçiyorlar. Devlet kurumlarını, bakanlıkları gezdik. Birçok şehri, toplum yapısını, okulları inceledik. Ertuğrul firkateyninin battığı Kuşimoto kasabasında yapılan törenlere katıldık." dedi.
Türkleri çok seviyolar
Japon halının Türkleri çok sevdiğini ifade eden Bahadır, "Türkleri kendileri için fedakarlık yapan bir toplum olarak görüyorlar. Kuşimoto Belediye Başkanı, her ay gidip Ertuğrul firkateyni şehitlerinin bulunduğu Türk şehitliğini elleriyle temizliyor. O şehirde öğrencilere her hafta bir Türkçe kelime öğretiliyor. Firkateyn kazasından kurtulup oraya yerleşenler Türk askerleri olmuş. İnsanımızın sıcak yapısını ve samimiyetini görmüşler. En zor günlerinde Türklerin yanlarında olduklarını söylüyorlar. Türküz dediğimiz her yerde saygı gördük." şeklinde konuştu.
Şehirleri inceledik
Kaymakam Bahadır şehirleri incelediklerini kaydederek, şunları söyledi: "Japonların antik başkenti Kyoto'yu gezdik. Tarih ile yeni dönemin iç içe geçtiği bir şehir. Hani konuşulur ya Amerikalılar Ktoyo'ya kıyamadığı için atom bombasını Nagazaki'ye attı diye gerçekten de çiçek gibi çok güzel bir şehir. Orada Turizm konusunda bir şeyler edinmeye çalıştık. Osaka şehrinde ticari hayatı ve yapıların farklı konseptlerini inceledik. Japonya 4 bin civarında adadan oluşuyor. Depremlerde bu adaların sayısı değişkenlik gösterebiliyor. Bu adalardan biri olan Pokoyoda adasına gittik. 150 yıl önce bataklık ve orman olan ada savaşlardan sonra ıslak edilmiş ve savaşların ardından samurayların görevi tamamlandığı için samuraylar bu adaya yerleştirilerek tarım ve hayvancılık faaliyetleri gerçekleştirmeye başlamışlar. Bir kalkınma planı oluşturulmuş."
Sorumluluk ve değerleri aşılıyorlar
Eğitimde kentler ile kırsal alanlar arasında hiç bir farklılık olmadığını dile getiren Kaymakam Tarık Bahadır, "Eğitim sistemleri çok güzel. Okullarda temizlik görevlileri yok. Öğrenciler ve öğretmenler okullarını kendileri temizliyor. Okula ayakkabı ile girilmiyor. Öğrenciler kendi yemeklerini kendileri dağıtıp, bulaşıklarını kendileri topluyor. Çocuklara çok güzel bir sorumluluk duygusu ve saygı aşılanıyor. Okullar 3 dönemden oluşuyor. Bizde olduğu gibi uzun bir yaz tatilleri yok. Çok farklı bir değerler eğitimi var. "Bizim için öncelikli olan temiz kalpli, vatanını ve milletini seven, ahlaklı insanlar yetiştirmek" diyorlar. "Biz beyninin doluluğundan ziyade kalbi temiz insanlar yetiştirmeye çalışıyoruz. Kalbi temiz olanın beyni de temiz ve donanımlı olur" diyorlar. Bizim buradaki gibi okul servisi çok yaygın değil. Çocuklar genellikle yürüyerek okula gidip geliyor. Japon alfabesi 10 bin kelimeden oluşuyor. Temel eğitim bitinceye kadar 2 bin kelimeyi öğreniyorlar. Üniversite bitinceye kadar ise 10 bin kelimenin tamamı öğrenilmiş olunuyor. Unutmamak içinde durmadan okuyorlar." dedi.
Çöplerinin alınmaması utanç
Çöp atmanın bile belli bir düzen ve disiplin dahilinde gerçekleştirildiğini aktaran Bahadır, "Çok farklı bir çöp toplama sistemleri var. Belirli saatlerde çöpler belediyeden alınan poşetlerle dışarıya bırakılıyor ve her gün farklı bir atık grubu atılıyor. Belirlenen kurallara uygun değilse görevliler o çöpü almıyor ve çöplerinin alınmaması onlar için büyük bir utanç nedeni. Mesela toplu taşıma araçlarına küçük bir çocuk bindiği zaman insanlar ona yer veriyor. Bunu hem çocuğun güvenliği hem de gelecek nesilleri olmasından dolayı bir saygı ifadesi olarak yapıyorlar. Bir engelli yaşam merkezine gittik. Engelliler için çok güzel bir sistem geliştirmişler. Engelliler bu merkezde üretime katılıyor ve para kazanıyor. Kazandıkları paranın bir kısmını bu merkeze bağışlayarak başka engellilere istihdam olanağı sağlıyorlar." şeklinde konuştu.
İsraf etmiyorlar
Bahadır, hiç bir şeyi israf etmemeye çalıştıklarını belirterek, şunları söyledi: "Japonya'da devlet kurumları çok fazla ısıtılmıyor. Bunun yanında diğer yaşam alanları kışın 21 derecenin üzerinde ısıtılmıyor. Yazın ise 28 derecenin altında soğutulmuyor. Bunun nedenini sorduğumuzda bize tutumlu olmak zorunda olduklarını anlattılar. Japonya'ya çok fazla kar yağışı oluyor. Patenti Japonya'ya ait olan bir sistem geliştirmişler. Kar yağdığı dönemde binaların altında oluşturulan büyük dehlizlere karları depoluyorlar ve muhafaza ediyorlar. Yazın ise bunun soğuğu ile binaları soğutuyorlar. Kesinlikle hiç bir şeyi israf etmiyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.