Kerpiç evleriyle büyüleyen 'sanatçı köyü'ne ilgi artıyor

Kerpiç evleriyle büyüleyen 'sanatçı köyü'ne ilgi artıyor
Konya'nın Beyşehir Gölü'ne kıyısı bulunan Çavuş Mahallesi'nde, yönetmen ve yapımcı Mehmet Taşdiken'in öncülüğünde kurulan sade mimarisi ve huzurlu ortamıyla göz kamaştırıyor.

Yönetmen ve yapımcı Mehmet Taşdiken'in öncülüğünde, şehir yaşamının stresinden, beton binalardan uzaklaşmak amacıyla Konya'nın Hüyük ilçesine kurulan, birçok sanatçının da evinin bulunduğu Sonsuz Şükran Köyü'ne ilgi artıyor.

Hüyük ilçesinde, modacı Cemil İpekçi, yönetmen Orhan Oğuz, sosyolog Prof. Dr. Nilüfer Narlı, oyuncu Nilüfer Açıkalın'ın yanı sıra birçok ünlü ismin evinin bulunduğu köy, sunduğu doğal ve huzurlu ortam nedeniyle yoğun ilgi görüyor.

30 kerpiç evin bulunduğu köyde, büyükşehirlerde yaşayan tiyatro, sinema ve edebiyat dünyasından 21 sanatçı için yeni kerpiç evler inşa ediliyor.

Başta İstanbul olmak üzere, şehir merkezlerindeki beton binalar arasında süren hayatlarına, yaz aylarının gelmesiyle ara veren sanatçılar, en fazla iki katlı toprak evlerin yer aldığı, doğal ortamıyla göz kamaştıran köyde stresten uzak yaşam sürüyor.

Sonsuz Şükran Köyü’nün kurucusu Taşdiken, köydeki ev sayısının yakın zamanda 51'e ulaşacağını söyledi.

Taşdiken, 10 yıl önce ilginin her geçen gün arttığını belirterek, "Şu anda köyümüzde 30 evimiz var. Bu kerpiç yapıların sayısını, 21 daha ekleyerek 51'e çıkarmayı planlıyoruz. Bu topraklara Türkiye’nin değişik yerlerinden, özellikle İstanbul’dan 21 kültür ve sanat insanı daha getiriyoruz. Buradan Konya’ya aşağı yukarı 90 kilometre mesafe var. Yol çok güzel ve bir saatte Konya merkezden buraya gelinebiliyor. Beyşehir Gölü'ne 5 kilometre mesafemiz var. Son zamanlarda giderek artan bir ziyaretçi ilgisi var ve bu katlanarak büyüyor. Türkiye'nin başka başka yerlerinden insanlar merak edip yöreye geliyor. Geldikleri yerlerde hep kendi hatıralarını, nenelerini, dedelerini, çocukluklarını arıyorlar. Bu bizi de duygulandırıyor doğrusu." ifadelerini kullandı.

"BURAYI PARA KAZANMA NİYETİYLE YAPMADIK"

Köyü kurarken hem doğal ortam özlemini gidermeyi hem de Anadolu'nun kültürüne sahip çıkmayı amaçladıklarını anlatan Taşdiken, insanların popüler, alışılmış ve fabrikasyon düşüncelerden sıyrılmak istediğine dikkat çekerek, kalıplaşmış durumların dışına çıkmak gerektiğini savundu.

Toprak ve doğanın gücüne inandığını söyleyen Taşdiken, şöyle devam etti:

"Turizm, kültür deyince akıllara sıradan, kalıplaşmış şeyler geliyor ama toprağınıza, kültürünüze, tarihinize sadakatiniz varsa ve zihninizi de biraz yenilikçi olmaya zorlarsanız, bu değerlerin tüm insanlık tarafından çok önemsendiğini, çok değerli bulunduğunu, görülmek istendiğini göreceksiniz. Biz burada bir turizm alanı açıp para kazanma niyetiyle yapmadık burayı. Burada birinci amacımız, tarihimizi ve kültürümüzü yaşatabilecek bir alan yaratmak, köy yaşamıyla şehrin gürültüsünden, hava kirliliğinden, stresinden uzaklaşmak. Fakat ilerleyen süreçte birkaç tane turistik işletmeyle bölgenin turizmde güçlenmesini, kültürünün, tarihinin yaşatılmasını sağlayabiliriz."

Şükran Köyü'nü kurdukları günden bu yana yerleşim merkezinde düzenledikleri çeşitli festival, etkinlik ve faaliyetler düzenlediklerini dile getiren Taşdiken, sanatçılarla köylüleri bir araya getirmeye devam etmek istediklerini vurguladı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.