Kozan: "Parası olmayan hakkını arayamıyor"
Esnaf köşesinin bu haftaki konuğu avukatlık bürosu sahibi Avukat Mehmet Kozan. Avukatlık mesleğinin yanı sıra MHP İlçe Başkanlığı görevini de yürüten Kozan'ın memurluk geçmişi de bulunuyor. Yargıya güvenin her geçen gün azaldığını ve Türkiye'de avukatlık yapmanın gitgide zorlaştığını kaydeden Kozan, adaletin tam anlamıyla tesis edilebilmesi için siyasetten uzak tutulması gerektiğini savunuyor. Davalar analiz edildiğinde ekonomik ve toplumsal bozulmanın arttığına işaret eden Kozan'ın görüş ve düşünceleri şu şekilde:
Memurluktan avukatlığa
1980 Sarayönü doğumluyum. İlkokulu Sarayönü Gazi İlkokulu'nda okudum. Ortaokulu ve liseyi ise Sarayönü Lisesi'nde okudum. Liseyi bitirdikten sonra Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandım. Birinci sınıfa giderken Ziraat Bankası sınavlarına girdim. 1998 yılında sınavı kazanıp 1999'da Sarayönü Ziraat Bankası'nda işe başladım. 2002'de özerkleşmesinden dolayı sözleşme imzalamadım. Memur olarak Bozkır Nüfus Müdürlüğü'ne Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni olarak geçiş yaptım. 2004 yılında Hukuk Fakültesi'nden mezun oldum. Mezun olduktan sonra memurluktan istifa ettim. Konya Barosu'nda avukatlık stajımı yaptım. 2006 yılında Sarayönü'nde avukatlık büromu açtım. 2009 yılında siyasete atıldım. Yerel seçimlerde MHP İl Genel Meclisi Üyesi adayı oldum. Seçimlerden sonra ilçe teşkilatında başkan yardımcısı olarak görev yapmaya başladım. İki dönem başkan yardımcılığı yaptım. Son iki dönemden beri de ilçe başkanı olarak görev yapıyorum. Evliyim iki çocuğum var. Sarayönü'nde avukatlık yapıp bir yandan da aktif siyaset yaşamımı sürdürüyorum.
Avukatlığı kimseye önermem
Avukatlık Türkiye şartlarında yapması giderek zorlaşan bir meslek haline geldi. Fakülte sayılarının artmasıyla mezun sayısında çok büyük artış oldu. Yıllık yaklaşık olarak 190 bin öğrenci hukuk fakültelerine giriyor. Mezun sayısının fazla olması piyasadaki avukat sayısını da arttırdı. Asgari ücretle çalışan birçok avukat arkadaşımız var. Kendi bürosunu açan yeni arkadaşlar baronun belirlediği tarifelerin altında ücretlerle hizmet veriyor. Çıkan kanunlarla artık icrada tahsilat yapmak imkansıza dönüştü. Çıkan kanunlar alacaklı lehine değil. Borçluların lehine. Borçlularda bunu çok iyi kullanıyor. Buda büyük engeller çıkarıyor. Avukatlığı artık kimseye tavsiye etmiyorum. Çocuğum hukuk kazanmak istiyor ama yazdırmam.
Yargı siyasetten uzak durmalı
Güvenilirlik olarak en üst kurumun yargı olması gerekirken bugün yargıya güven çok fazla düştü. Uzun yargı süreçleri, yargının hep bir grup tarafından ele geçirilme çabaları güveni azaltıyor. Fetö'den dolayı yargıdan 5 bin civarında hakim ve savcı meslekten ihraç edildi. Bunların yerine yeni hakim ve savcılar alındı. Tecrübesizlikten dolayı büyük sıkıntılar yaşanıyor. Güvenin sağlanabilmesi için yasama yürütme ve yargı arasındaki ayrımın keskin olması gerekir. Yargı yılı açılışının külliyede yapılması, yargının tam bağımsızlığına uymayan bir uygulama. Birçok baronun buna karşı çıkması da bundan kaynaklanıyor. Bağımsız yargı hepimize lazım. Yargıyı başka bir tarafa koymamız lazım ki herkese eşit mesafede olabilsin. Fetö'nün yargı içerisinde kazandığı etkinlik yargıya olan güveni çok ciddi şekilde sarsmıştır. Balyoz ve Ergenekon davaları ile başlayan süreçte yargıya güvenin azalmasında bir milat oldu. Yargı içindeki Fetö'yü temizleyip yargıyı yeniden ayağa kaldıralım derken yapılan uygulamalara baktığımızda yargının siyasete kanalize olmaya başladığını görüyoruz. Yargının tam anlamıyla bağımsızlaşması uygulama zor. Yargı ile siyasetin tamamen birbirinden keskin çizgilerle ayrılması lazım. Yargının siyasi söylemlerden etkilenmemesi lazım.
Mahkeme masrafları çok yüksek
Açtığın davayı kazanırsan iyisin. Dava kaybettin mi senden kötüsü yok. Bize gelen herkes kendini haklı görür. Herkes kazanmak ister. Küçük yerde avukatlık yapmak daha zor mesela. Alacaklının işini yaptığın zaman iyisin ama borçlunun evine haciz için gittiğin zaman kötüsün. Mahkeme masraflarının çok yüksek olması bizim işimizi zorlaştırıyor. Mahkeme masraflarının yüksek olması vatandaşlarla aramıza büyük sıkıntıların yaşanmasına neden oluyor. Masraflar fazla olunca hak aramak zorlaşıyor. Çünkü vatandaşta çoğu zaman talep edilen maddi güç bulunmuyor. Parası olmayan hakkını arayamıyor. Bu çok ciddi bir problem.
Ekonomik ve toplumsal bozulma arttı
İcra dosyaları günden güne artıyor. Esnaf ve çiftçilerin bankalara olan borçları takiplere giriyor. Boşanma oranlarında bir artış var. İncir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerden insanlar boşanıyor. Ağırlıklı davalar Sarayönü'nde boşanma, nafaka, ortaklığın giderilmesi, alacak ve tapu iptal davaları oluyor. Ticarette güven diye bir şey kalmadı. Adliyeye düşen ahlaki konulardaki davalar arttı. Bu tablodan ekonomik ve toplumsal bozulmaların hat safhalara ulaştığını görebiliyoruz. 18 yaşının altında adliyeye gelen çocuklar eskiden utanır, sıkılır, korkardı. Şimdiki çocuklar pişkin pişkin konuşma cesareti bulabiliyor adliyede.
Üretmezsek krizler bitmez
Son bir yılda Sarayönü'nde olsun, Türkiye'de olsun çok büyük bir kriz var. Çark dönmüyor. Ödemeler gününde yapılmıyor. Alacak verecek işleri çok sıkıntılı. Eskiden de krizler vardı ama sanki bu dönem biraz daha zor geçecek. Bizden kaynaklanan sıkıntılar da var. Ayağımızı yorganımıza göre uzatmıyoruz. Tüketim odaklı lüks yaşıyoruz. Kazandığından fazlasını harcarsan, üretmezsen, krizler yaşamaya mahkum olursun. Konya'ya yakınlığımızın avantajları da var, dezavantajları da var. Hizmetlerden yararlanma konusunda avantaj ama alışveriş ve ikamet konusunda dezavantaj. Bende dahil olmak üzere imkan bulunanlar Konya'da ikamet ediyor. İlçede sıkılanlar geçmek için Konya'ya gidip alışverişini de orda yapıp dönüyor.
Son dönem daha iyi
Siyasi olarak çok etkin bir ilçe değiliz. Yeni siyasetçiler yetiştirme ve bürokrat yetiştirme konusunda çok yetersiziz. Ama son dönemde Büyükşehir Belediyesi ile olan olumlu ilişkilerimizin ilçemize büyük katkıları var. Eskiden daha zayıftı ama son dönemde mevcut Belediye Başkanımız Nafiz Solak ile biraz toparlandı. Başkanımızın Büyükşehir Belediye Başkanı ile iyi ilişkileri ilçemize de olumlu yansıdır. Bürokrat yetiştiremediğimiz sürece istediğimiz etkinliğe ulaşamayız.
Nitelikli insanlarımızdan faydalanamıyoruz
İş imkanlarının ilçede kısıtlı olması Sarayönü'nün göç vermesine neden oluyor. Son yıllarda göç durmuş gibi görünse de genç nüfus okumak için ilçeden çıkıyor ve büyük bölümü geri dönmüyor. OSB gerçekleşirse göç alan bir ilçe konumuna geçebiliriz. Birçok kişi OSB'ye umut bağlamış durumda. İnşallah yakın zamanda faaliyetler başlar diye umut ediyorum. Nitelikli insan göçümüz çok fazla. Daha çok emekli ve yaşlı nüfusa hitap eden bir ilçeyiz. Yaş ortalamasının sürekli arttığını düşünüyorum. Yetiştirdiğimiz nitelikli insanlarımızdan gençlerimizden ne yazık ki faydalanamıyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.