Memleketlerinden kilometrelerce uzakta mangal kömürü üretiyorlar
Memleketlerinden kilometrelerce uzakta mangal kömürü üretim işi yapan aile üyesi 11 kişi, çalıştıkları bölgede kurdukları çadırlarda yaşam sürüyor.
Yaklaşık 6 ay boyunca konakladıkları alanda her sabah saat 06.00'da mesaiye başlayan aile bireyleri, Toros Dağları'nda kesim izni verilen ağaçları budayıp traktörle mangal kömürü üretimi yapılan alana indiriyor.
İki ay toplama alanında odunları biriktiren aile, üzerini toprakla kapattıkları odunları, yaklaşık 25 gün boyunca gece gündüz nöbetleşe çalışarak yakıyor. Yaklaşık 6 ay süren bu meşakkatli süreçte son olarak kömürler paketleniyor.
Mardinli 5 çocuk babası 39 yaşındaki Mehmet Şerif Sazan, çocukluğunun kömür yapımında geçtiğini, kendi çocuklarına da aktarmak istediği bu mesleği sürdürmekten memnun olduğunu söyledi.
Kömür yapım işini 100-200 sene önce de atalarının yaptığını, onların mesleklerini sürdürdüklerini aktaran Sazan, "Odun nasıl kömür olur, nasıl çatılır, nasıl topraklanır, nasıl çıkarılır, odunun özü kömüre nasıl çevrilir atalarımızdan öğrendik. Türkiye'nin hemen her ilinde yaptık bu işi." dedi.
"BEŞ ÇOCUĞUM VAR, BEŞİ DE GURBETTE DOĞDU"
Mangal kömürü yapımını devletin denetimi altında yaptıklarını, belirlenen bölgelerde ağaç kestikten sonra aylar süren bir emekle yılda ortalama 60-70 ton kömür ürettiklerini anlatan Sazan, şöyle devam etti:
"İşe beşinci ayda başlıyor, 11'inci ayda, yani aralık ayında bitiriyoruz. İş bittikten sonra çadırımızı, eşyalarımızı topluyor, memlekete dönüyoruz. Çoluk çocukla, ailemizle beraber geliyoruz. Beş çocuğum var, beşi de gurbette doğdu. Ömrüm kömür üretiminde göçebe geçti. Zordur, meşakkatlidir ama rızkımızı kazanıyoruz. Çoluk çocuğumuzun rızkını kazanıyor, geçimimizi bu şekilde sağlıyoruz. Bu şekilde hem devlete hem kendimize katkıda bulunuyoruz. Yani hem kendimiz için hem devletimiz için çabalıyoruz."
Kömür üretim sürecine değinen Sazan, çadırları kurduktan sonra kesim sürecine başladıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Bir ay boyunca sabah 06.00'dan akşam 20.00'ye kadar ağaç kesiyoruz. Sonra hep beraber buduyoruz. Kestiğimiz odunları traktörle yaptığımız yoldan indiriyoruz. Bir ay böyle süreç geçiyor. Bir ay da küçük parçalara ayırma işlemi sürüyor. Üçüncü ayda bulunduğumuz yere bu odunları topluyoruz. Sonra 10-15 gün içinde odunları elle, tek tek, tespih tanesi gibi dizerek tepe oluşturuyoruz. Önce balya samanıyla sonra ham ya da yanık toprakla üzerini kapatıyoruz. Bu odun tepelerine de 'toruk' ya da 'ocak' diyoruz. Sonra ateşini içeri veriyoruz. Bu sefer nöbet işi başlıyor. Gece gündüz başında nöbet tutuyoruz. 25 gün boyunca bu torukların başında nöbet tutuyoruz."
"ÇOCUKLAR DA BİZDEN GÖRDÜKLERİYLE MİNYATÜR TORUKLAR YAPIYOR"
İçinde ateş yanan torukların bakımını da aksatmadıklarını, ara sıra beslemeler yaptıklarını, hava alan bölgeleri kapattıklarını aktaran Sazan, toruk içindeki ateş sönünce doğal şekilde soğutma çalışması gerçekleştirdiklerini, ardından ortaya çıkan kömürleri düzenli şekilde paketlediklerini dile getirdi.
Bu işlemlerin toplam 6 ay sürdüğünü vurgulayan Sazan, "Daha önce bu işi yapmamış, alışmamış insanlar yapamazlar. Buranın yerli halkı bizi görüyor, 'çok zor bir iş, nasıl yapıyorsunuz?' diyorlar ama biz alışmışız, yapıyoruz. Çocuklar da bizden gördükleriyle minyatür toruklar yapıp günlük 2-3 kilogram kömür çıkarıyor." ifadesini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.