Milli savunmaya milli boya

Milli savunma sanayisi için geliştirilen askeri standartlardaki astar ve son kat boyalar uygulanmaya başladı.

Botek Ar-Ge Kimya AŞ, mühendislik süreçleri tamamlanan ürünlerini milli platformlara uygulamaya başladı. Şirket, boya, kimya, kaplama gibi teknolojilerde ülke ihtiyaçlarını karşılamak, ithal ikame ürünler geliştirmek ve ihracat yapmak için faaliyette bulunuyor.

Şirket son olarak ilk kez Paris Airshow'da sergilenen T925 Genel Maksat Helikopteri'nin boyamasını gerçekleştirdi.

Botek Ar-Ge Kimya AŞ Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Veysel Emre Tuncer, savunma sanayisine kimya, boya, kaplama konularında destek verdiklerini söyledi.

Savunma sanayisinin ana yüklenicilerinin, ağırlıklı olarak hava platformu üreticilerinin, özgün ürün geliştiren firmaların ana tedarikçisi olduklarına işaret eden Tuncer, Türk Havacılık Uzay Sanayiinin (TUSAŞ) platformlarında da ürettikleri boyaların yoğun olarak kullanıldığını belirtti.

Türk havacılık sektöründe boya yerlileştirme projesini TUSAŞ ve Botek olarak müşterek gerçekleştirdiklerini anlatan Tuncer, şöyle konuştu:

"Özgün ürünlerin boyanmasına, boyasının tedarik edilmesine, boya sisteminin uçtan uca tedarik edilmesine yönelik 2020 yılında başlatılan projenin meyveleri bunlar. T925 helikopteri ve diğer özgün ürünlerde kullanılan boya bir yerlileştirme projesinin çıktısı olarak envantere dahil edildi. Askeri standartlarda astar ve son kat boya isterlerini karşılayan bir boya. Tamamen yurt dışından alınanın yerli, hatta bazı özellikleriyle milli diyebileceğimiz önce imite edilmiş sonra inove edilmiş bir ürün.

Bazı özellikleri yurt dışından tedarik edilenlerden fersah fersah ileride. Bunun avantajı da her aşamada mühendisliğin bizde olmasından kaynaklı ihtiyaca binaen çözüm üretebiliyoruz. Denizde, karada, havada kullanılan hangi platform olursa olsun farklı coğrafya kaynaklı ihtiyaçları oluyor. Biz bu şekilde ürünleri özgünleştirip onlara özel, terzi usulü üretim yapabilecek bir altyapıyla sektörün ihtiyaçlarını karşılıyoruz."

Haber: Ömer Faruk KARABULUT