Narin cinayetinde yeni iddianame: 3 çocuğa ceza isteniyor

Diyarbakır'da hunharca katledilen Narin Güran cinayeti davasında suça sürüklenen 3 çocuk hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame kabul edildi. 3 şüpheli çocuk, 20 Mart'ta 2. Çocuk Mahkemesi tarafından yargılanacak.

Diyarbakır'da 21 Ağustos tarihinde kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni dere kenarında çuval içinde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin devam eden davada çok sayıda aile üyesi gözaltına alınmış, ailenin komşusu Nevzat Bahtiyar ise itirafçı olmuştu.

Mahkeme, Narin'in öldürülmesine ilişkin tutuklu yargılanan anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran'a ağırlaştırılmış müebbet, Nevzat Bahtiyar ise 4 yıl 6 ay hapis cezası vermişti.

Dava kapsamında suça sürüklenen ve tutuksuz yargılanan M.G. (15), İ.K. (16) ve Narin Güran cinayeti davasında yaklaşık 5 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen amca Salim Güran’ın işçisi R.A.'nın (15), "Suçluyu kayırma" suçlamasıyla 5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak. 3 çocuk 20 Mart günü mahkemeye çıkacağı bildirildi.

SANIKLAR İFADELERİNDE NE DEMİŞLERDİ?
Suçluyu kayırma gerekçesiyle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı 12 kişi hakkında da geçtiğimiz haftalarda yeni bir iddianame düzenlemişti. Diyarbakır Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede 6'sı tutuklu 12 sanık 14 Nisan'da hakim karşısına çıkacak. Başsavcılık tarafından hazırlanan yeni iddianamede yer alan ifadelerde R. A.'nın çelişkili ve tutarsız beyanlarda bulunduğu, S. G.'ın yanında olduğunu iddia ettiği, ancak HTS kayıtları ve telefon görüşmelerine rağmen bu görüşmeleri hatırlamadığı belirtiliyor.

14 Eylül 2024 tarihli tutanakta daha önceki beyanlarında bahsetmediği hususları açıkladığı, başından beri bildiği durumları sakladığı, her aşamada farklı durumlar ekleyip ya da saklayarak gerçekleri çarpıttığı ifade ediliyor. İlk olarak kasten öldürmeye yardım etmekten tutuklansa da daha sonra suçluyu kayırma suçundan yargılanıyor ve Diyarbakır Adli Tıp Kurumu raporuna göre akli dengesi yerinde.

İ. K. hakkında yapılan değerlendirmede, 21 Ağustos 2024 tarihinde Narin Güran’ı gördüğünü iddia etmesine rağmen belirtilen saatte Narin Güran’ın vefat ettiği ve bu beyanların gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkmıştı.

M. G. ise ilk günkü ifadesinde Narin Güran’ın vefat ettiği saatte kendilerine geldiğini belirtmesine rağmen, savcılıkta verdiği ifadede bu hususu doğruladığı ve Salim Güran’ın kendisine böyle ifade vermesi gerektiğini söylediği belirtiliyor. Böylece M. G.’nin gerçeği yansıtmayan beyanlarıyla araştırmaları yanlış yönlendirdiği ifade ediliyor.

SAVCILIK ŞÜPHELİ ÜÇ ÇOCUK HAKKINDA CEZA İSTEDİ
İddianamede suça sürüklenen çocuk vasfıyla yer alan üç çocuk hakkında, “Verdikleri beyanların kendi aralarında çelişkili ve tutarsız beyanlar olduğu, yargılamada netleşen maddi delillerle de çeliştiği, buna rağmen ısrarla aynı şekilde beyanda bulunmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, kayıp şahıs olarak başlanan araştırma çalışmalarında bu tür beyanlar sebebiyle araştırmaların farklı mecralara yöneltildiği ve cinayet eylemi ile eylemi gerçekleştirenlere yönelik araştırma yapılmasının açıkça engellendiği, bu şekilde suça sürüklenen çocukların verdikleri gerçek dışı beyanlarıyla suç işleyen kişilerin araştırmadan kurtulmalarına imkan sağlamak suretiyle üzerlerine atılı Suçluyu Kayırma suçunu işledikleri ve bu hususta yeterli şüphenin elde edildiği” belirlendi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, üç çocuğun cezalandırılmasını talep etti.

İDDİANAMEDE NELER YER ALIYOR?
İddianamede, M.G. ve İ.K. adına müdafi atanması için görevlendirme isteminin kalemce yapılması talebinde bulunularak, “SSÇ'ler arasında çıkar çatışması olması ihtimaline binaen ayrı ayrı müdafiler atanmasına, dava dışı yaşı büyük şahısların aynı olay kapsamında atılı suçu işledikleri iddiasıyla tanzim edilen iddianamenin Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesi'ne tevzi edildiği ve iddianamenin kabulü kararı sonrasında, dosyalar arasındaki hukuki, şahsi ve fiili irtibat karşısında aynı suçu işledikleri iddia edilen şahıslar hakkında çelişkili hükümler kurularak yargıya güvenin zedelenmesinin önlenmesi ve toplanacak olan delillerin tek bir mahkeme tarafından değerlendirilmesinin hüküm birliği ve usul ekonomisi yönünden daha yararlı olacağı kanaatine varılması nedenleriyle, Çocuk Koruma Kanunu'nun 17/3. maddesi uyarınca dosyaların birleştirilmesi hususunda muvafakat sorulmasına, duruşmanın bu nedenle 20 Mart 2025 günü saat 10.45'e bırakılmasına karar verildi” ifadelerine yer verildi.