Prof. Dr. Tarhan: “Evlilikte en büyük temel güven duygusudur”

Tarhan, evliliğin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için aile bireylerinin ortak amaçlar belirlemesi, etkili iletişim kurması ve çatışma çözüm yolları geliştirmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’de evliliklerde arabuluculuğun eksik olduğunu vurgulayan Tarhan, bu sistemin ilişkileri onarma ve boşanmayı önleme noktasında önemli rol oynayabileceğini belirtti.

Benmerkezcilik evliliğin en büyük düşmanıdır

Prof. Dr. Tarhan, mutlu evliliğin sırlarını şöyle açıkladı:

“Evlilikte tarafların yüzde 100 uyumlu olması beklenmez. Önemli olan, biyolojik, sosyal, kültürel ve ekonomik düzeyde benzerlik ve yaşam felsefesi olarak uyumdur. Sadece sevgi yetmez; bağlanma ve sağlıklı iş birliği de gerekir. Evliliğin en büyük düşmanı benmerkezciliktir. Empati kurabilen eş, doğru eştir.”

Eleştiri yerine destek

Tarhan, sürekli kusur aramanın ilişkilere zarar verdiğini, evlilikte sabırlı ve anlayışlı olmanın önemine dikkat çekti:

“Evlenmeden önce her ayrıntıya dikkat edin ama evlendikten sonra birlikte aynı yöne bakın. Sürekli eleştirmek yerine, hataları birlikte düzeltmeye odaklanın. Evlilikte zihinsel esneklik büyük önem taşır. İnada kapılmak ve düşünce katılığı evliliği zorlaştırır.”

Evliliğin dönemleri: Romantizm, çatışma, bağlılık

Tarhan, evlilikte üç dönem yaşandığını ifade etti: “İlk dönem romantizmdir ve 6 hafta ile 2 yıl arasında sürer. Ardından güç ve kişilik çatışmaları başlar. Eğer çiftler bu dönemi sağlıklı atlatırsa, bağlılık dönemi başlar ve kalıcı mutluluk sağlanabilir.”

Romantizmin özellikle çocuk sahibi olduktan sonra zayıfladığını belirten Tarhan, kadının çocuğa, erkeğin işe yönelmesiyle duygusal mesafe oluşabildiğini söyledi.

Kadın ve erkek beyni farklı çalışır

Tarhan, biyolojik farklılıklara da değinerek, kadın ve erkek beyninin stres durumunda farklı tepkiler verdiğini söyledi:

“Kadın stresli olduğunda konuşarak rahatlamak isterken, erkek içine kapanabilir. Bu farklar iletişimde çatışmaya yol açabilir. Eşler, bu durumları anlamalı ve uygun zamanda çözüm üretmelidir.”

İlişkide güç savaşı yerine iş birliği

Kadın-erkek ilişkilerinin zamanla bir rekabete dönüştüğünü belirten Tarhan, ideal ilişkinin tamamlayıcı bir yapıya sahip olması gerektiğini söyledi:

“Kadın ve erkek birbirini tamamlayan varlıklardır. Evlilikte güç mücadelesi yerine uyum ve anlayış olmalıdır. Kadın için en önemli ihtiyaç, eşinin onun için mücadele ettiğini hissetmesidir. Bu, güven duygusunu pekiştirir.”

Çocuk sahibi olmak evliliğin amacı değildir

Evliliğin mutlaka çocukla taçlandırılması gerektiği düşüncesinin gerçekçi olmadığını söyleyen Tarhan, asıl önemli olanın, evlilikte huzur ve güven ortamı oluşturmak olduğunu vurguladı. “Evlilik, yalnızlığı gideren bir dostluk ilişkisidir,” dedi.

Boşanma bir seçenek değil, sonuçtur

Eğer evlilik sürdürülemeyecek bir noktaya gelmişse, boşanmanın bir çözüm olabileceğini söyleyen Tarhan, bu sürecin medeni bir şekilde yürütülmesi gerektiğini belirtti:

“Boşanma, ebeveynliğin sonu değildir. Çocukların yararı gözetilerek sürecin sağlıklı yönetilmesi gerekir.”

Aşırı kontrol çocukta benlik sorunu yaratır

Tarhan, aşırı kontrolcü ebeveynliğin çocukların özgüvenine zarar verdiğini belirterek, onlara yaşam alanı tanınması gerektiğini ifade etti. Çocukların deneyim kazanmasına fırsat verilmesinin önemine değindi.

Evlilik zorunluluk değil, tercihtir

Bazı bireylerin bilinçli olarak yalnız yaşamayı seçebileceğini belirten Tarhan, “Yanlış bir evlilik yapmaktansa evlenmemek daha doğru bir tercih olabilir. Ancak doğru eşle yapılan evlilik, hayatın en büyük destek kaynaklarından biridir” dedi.