Profesörden son uyarı: Türkiye artık suyu olmayan bir ülke
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, Türkiye’nin büyük bir su krizi ile karşı karşıya olduğu belirterek, artan nüfus ve düzensiz göçün Türkiye’yi artık suyu olmayan bir ülke haline getirdiğini söyledi.
Her yıl Dünya Ekonomik Forumu'nca açıklanan Küresel Riskler Raporu, İstanbul’da düzenlenen konferansta masaya yatırıldı. Küresel risklerin değerlendirildiği konferansta, risklerin Türkiye yansımaları da gözden geçirildi. Yenilenebilir enerji, yapay zekanın etkileri, geri dönüşümün faydaları ve iklim krizi gibi konuların görüşüldüğü toplantıda, katılımcılar, riskleri kapalı oturumda tartışarak çözüm yolları hakkında fikir alışverişinde bulundu.
İklimle ilgili risklerin ne dünyanın ne de Türkiye'nin gündeminde olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Kurnaz, "Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye'de kişi başına düşen temiz su miktarı senede 8 bin tondu. Bugün bin 200 tona düşmüş durumda bu ve artan nüfusla üstüne gelecek olan göçle, bin metreküpün altına düşecek. Bin metreküp de su fakiri demek. Yani artık Türkiye suyu olmayan bir ülke, ona göre tarım yapmamız lazım. Ona göre sanayi üretimi yapmamız lazım" dedi.
İnsanların aşırı hava olaylarının iklim krizinin bir dışa vurumu olduğunu algılayamadığına işaret ederek, Küresel Riskler Raporunda dikkat çeken detaylara da değindi.
Türkiye'nin küresel iklim krizinden kuraklık yönüyle etkileneceğini ifade ede Prof. Dr. Kurnaz, şunları söyledi:
“Türkiye çok ciddi bir su sıkıntısıyla karşı karşıya. Yani biz hep 'Suyumuz bol, kaynağımız bol' diye geçirdik hayatımızı ama esasında öyle değil. O biraz Cumhuriyetin ilk yıllarından kalan bir şey. Mesela Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye'de kişi başına düşen temiz su miktarı senede 8 bin tondu. Bugün bin 200 tona düşmüş durumda bu. Ve artan nüfusla üstüne gelecek olan göçle, bu bin metreküpün altına düşecek. Bin metreküp de su fakiri demek. Yani artık Türkiye suyu olmayan bir ülke, ona göre tarım yapmamız lazım. Ona göre sanayi üretimi yapmamız lazım.
Kişisel kullanımımızı buna göre ayarlamamız lazım. Bunların hiçbirini yapmayıp biz her şeyimiz varmış gibi devam ediyoruz hayata. Aynı zamanda tarım, yani bunlar burada yetişmeyecek. Birkaç senedir değişik yerlerde çok ciddi rekolte düşüşleri görüyoruz. Kıymetli ürünlerde, yani zeytininden fındığına çok ciddi sorunlar çıkıyor karşımıza. Gelecek açısından bakıldığında bunlar Türkiye'nin önemli problemleri.
İnşallah başka şeyler yetiştirmek zorunda kalırız. Hiçbir şeyin yetişmemesi ihtimali de var. Çünkü Orta Anadolu'ya gittiğimizde yer altı suyu 30 metreden çıkıyordu, şimdi suyun çıkma derinliği yer yer 300 metreye düştü. Bir noktadan sonra yer altı suyu bitecek. Ondan sonra neyle mısır yetiştireceğiz, neyle şeker pancarı yetiştireceğiz, neyle buğday yetiştireceğiz sorusuna bile cevap veremez hale gelebiliriz.”
Toplantıda küresel ısınmanın en çok olumsuz etkileyeceği coğrafyalardan birinin de Akdeniz havzası ve Anadolu belirtilirken, gerekli önlemler alınmaması halinde önümüzdeki 50 yıl içerisinde ülkemizin önemli bir bölümünün çölleşebileceği vurgulandı.
Kaynak:HABER MERKEZİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.