Selçuklu’nun izleri ahşap ve bakıra nakşediliyor

Ahşap ve bakır işçiliğinde Selçuklu’nun izleri yeniden hayat buluyor. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın hiçbir yerde tekrar etmeyen özgün motifleri, günümüzde geleneksel el sanatlarında yeniden canlandırılıyor. Özellikle ceviz ağacı gibi sert ve dayanıklı malzemeler üzerine oyularak işlenen bu motifler, sadece sanatsal bir estetik sunmakla kalmıyor; aynı zamanda tarihî ve kültürel bir aktarım aracı görevi görüyor.

Selçuklu dönemine özgü çift başlı kartal figürü, Mengücek şahini ve Darüşşifa kapısındaki bezemeler, ahşap yüzeylerde ve bakır işlerde sıkça kullanılan ögeler arasında. Eserlerdeki detaylar, baş mimar Hürremşah’ın Allah’ın birliğine atıfla hiçbir motifin bir kez daha tekrarlanmaması anlayışını günümüze taşıyor. Sanatçılar, bu benzersiz anlayışı çalışmalarında yaşatarak, tarihî mirası modern sanatla buluşturuyor.

Bu kültürel mirasın yaşatılması için çalışan önemli isimlerden biri de Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatları Ahşap Oymacılığı ve Bakır İşlemeciliği Devlet Sanatçısı Selma Ginez. Yaklaşık 13 yıldır Divriği Halk Eğitim Merkezi’nde usta öğretici olarak görev yapan Ginez, verdiği eğitimlerle hem bilgi hem de ustalık geleneğini yeni kuşaklara aktarıyor. Bugün yaklaşık 20 kursiyeri ile birlikte çalışan Ginez, bu sanatın inceliklerini titizlikle öğretiyor.

Selma Ginez, çalışmaları hakkında şu bilgileri veriyor:
“Ahşap oymacılığını özellikle ceviz ağacı üzerine yapıyoruz. Ceviz ağacı sert olduğu için oyulması zor, fakat yağlı dokusu hem sağlamlık hem de estetik kazandırıyor. İlk olarak motifin tasarımı yapılıyor, ardından İskandinav çekiç yardımıyla yüzey boşaltılıyor ve detaylı şekil veriliyor. Aynı süreci bakır işlemeciliğinde de sürdürüyoruz. Tüm bu çalışmalarda UNESCO tarafından koruma altına alınan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın Selçuklu motiflerini kullanıyoruz. Bu desenler sadece süsleme değil; tarihimizin, inancımızın ve kültürümüzün izlerini taşıyan anlamlı semboller.”

Ginez ve öğrencileri, geçmişin ruhunu günümüz sanatına yansıtarak Divriği’nin eşsiz mimari mirasını gelecek nesillere taşımayı sürdürüyor.