Taban fiyat görüşleri ikiye böldü
Sarayönü'nde buğday taban fiyatları çiftçiler tarafından yetersiz olarak görülürken, sanayiciler açıklanan fiyatların dünya fiyatlarının üzerinde olduğunu söyledi. Tüccarlarda fiyatlar konusunda farklı görüşlere sahip.
Hububat alımı için açıklanan taban fiyatlar piyasada farklı karşılıklar buldu. Maliyetlerin yüksekliğinden şikayet eden çiftçiler ve bazı tüccarlar fiyattan memnun olmadı. Sanayici ve tüccarların bir bölümü ise devletin denge politikası için açıkladığı fiyatların ülke için normal seviyede olduğunu, dünya fiyatlarının da üzerinde olduğunu söyledi.
İşte taban fiyatları hakkındaki görüş ve düşünceler:
Açıklanan fiyat normal
Açıklanan taban fiyatları değerlendiren Sanayici İşadamı Mehmet Güney, yaptığı açıklamada, "Açıklanan fiyatlar geçen yılın fiyatlarına göre % 8-10 gibi bir zamma eş değer. Ülke bazında çiftçilerimiz tarafından çok normal karşılanmıyor ama dünya piyasası gibi bir gerçek var. Dünya'da buğday ucuz. Ülkemizde de buğdayı üretenden çok tüketen var. Devlet bunu düşünerek bir denge oluşturmak zorunda. Ama bir de serbest piyasa var. Arz ve talebe göre fiyatlarda değişim yaşanabilir. Çiftçilerimiz bizi alıcı olarak gördüğünden eleştirebilir ama fakirin bir ekmeği var. Ekmek fiyatlarının belli bir düzeyde gitmesi, insanların bu ekmeği alıp çocuklarına götürebilmesi gerekiyor. Devlet unu ve ekmeği belli bir maliyette tutmak zorunda. Bu fiyatlara ürün alınıyor ancak birçok kategoride de destekleme yapılıyor." dedi.
Zincirleme sonuçları olur
Taban fiyat konusunda farklı pencerelerden bakmak gerektiğini anlatan Güney, "Arpa fiyatı 825 lira değil de 1 lira olsa bu durum yem fiyatlarına yansıyacak. Yem fiyatları et ve süt fiyatlarına yansıyacak. Süt fiyatları süt ürünlerine yansıyacak. Yani bu zincirleme bir konu. Ülkemiz hem üretimde hem de tüketimde çok büyüdü. Bu yüzden dalgalanmaların önüne geçmek biraz zor oluyor. Küçük ölçekli yapılan çiftçiliğin istenen oranda kazanç getirmesi mümkün değil. Bizim öncelikle çiftçiliği bir tanımlamamız gerekiyor. İlçemizin %95'i çiftçi olarak görünüyor. Miras olarak kalan 5-10 dönüm tarlanın getirdiği gelir kimseyi tatmin etmez. İlçemizden 5 binden fazla kayıtlı çiftçi var. Bunun sadece yarısı çiftçiliği layıkıyla yapıyor." şeklinde konuştu.
Bu fiyatlar çiftçiyi bitirir
Çiftçiliğin hiçbir kıymeti kalmadığını belirten çiftçi İbrahim Geçit, memnuniyetsizliğini dile getirerek şunları söyledi: "Açıklanan fiyatlara kepazelik diyorum. Köylüyle çiftçiyle alay etmektir bu. Geçen sene 880 liraya satılan arpa bu sene 825 lira çekiliyor. Mazota yüzde 70 zam yapıldığı, gübre fiyatlarının ikiye katladığı dönemde bu fiyatlar çiftçiyi bitirir. Özellikle arpalar çok düşük. Kuraklık ve fiyat çiftçiyi bu sene bitirir. Buğday fiyatı bu maliyetlere göre en az 1250 lira, arpa 1000 lira olmalıydı. Mazot 3-3,5 lira olsa, gübre 1 lira olsa tamam bu fiyatlara iyi diyelim ama dünyanın en pahalı mazotunu ve gübresini kullanırken açıklanan fiyata nasıl iyi diyelim. 1 litre mazot alabilmemiz için 6 kilo buğday satmamız gerekiyor. 1 kilo gübre alabilmemiz için iki kilo buğday satmamız gerekiyor. Her seferinde çiftçiye mazot ve gübre desteği verildiği söyleniyor ama gübreye yüzde 20, mazota yüzde 70 zam geliyor. Bu işin içinden nasıl çıkalım. Birisi bunu bize anlatsın. Devlet ekmeği ucuza yedirecekse unun üretim aşamasında ve fırında müdahale etsin. Bizim sattığımız buğday ekmek oluncaya kadar üzerine yüzde 500 fark biniyor. Bu üretimin bir maliyeti var. Bu maliyetin altında fiyat verilirse çiftçi niye eksin. Çiftçi tarlasını ekmese devlet bunu nereden alacak. Çiftçilik eskiden nakit parayla yapılırdı. Şimdi çiftçiler borcuna nasıl takla attıracağını düşünüyor. Çiftçiliğin hiç bir kıymeti kalmadı."
Gerçek piyasa hasatla oluşur
Buğday pazarı tüccarlarından Ahmet Çiçekler, "Buğday fiyatları bana göre makul. Arpa biraz düşük görünüyor. Arpa 870 lira olabilirdi. Kaliteli ürün her zaman para eder. Geçtiğimiz yıllarda arpa biraz yüksek seyrettiği için bu yıl beklentiler yüksekti. Bu fiyatlar piyasa için sadece bir kılavuzdur. Verim durumuna göre piyasa şekillenmeye devam eder. Verim ve kalite piyasayı direk olarak etkiler. Hasat başladığında gerçek piyasa oluşur. Verim düşük kalite yüksek olursa fiyatlar açıklananın da üzerine çıkar ama verim yüksek, kalite düşük olursa bu fiyatların altına da inebilir. Bu tamamen arz ve talebe bağlı bir konu. Bu fiyatın çiftçiyi tatmin edip etmeyeceğini hasatta göreceğiz." dedi.
Ofis artık dostumuz değil
Çiftçi Şaban Mirza ise "Açıklanan fiyata ürünümüz alınırsa iyi ama açıklanan fiyata ürün alınmayacak. Ofis kaç yıldır doğru düzgün mal almıyor. İyi malı alıyor, beğenmediğini tüccarın kucağına atıyor. Girdi maliyetleri çok yüksek. Girdi maliyetlerine bakarak fiyat yetersiz. Ofis çiftçinin dostu denirdi ama artık neredeyse düşmanı olacak. Ofisin çiftçiyi koruması gerekirken tam tersi öldürüyor. Nadas ekinleri iyi. Nadasların kalitesi tutarsa belki 1050 lirayı görür. Aktarmalardan çıkacak ürün direk yemlik fiyatına satılacak. Buğday 1 lira, un 2,5 lira ekmek 5 lira. Bu nasıl oluyor biri bize açıklasın. Çiftçimiz gani gönüllü ama koruyucu bir fiyat açıklamaları lazımdı." şeklinde konuştu.
Dünya fiyatlarının üzerinde
Enflasyon doğrultusunda bir müdahale fiyatı açıklandığını kaydeden Sanayici İşadamı Mustafa Arslan ise, "Hatta enflasyon oranının da biraz üzerinde. Burada malı ağırlıklı olarak Toprak Mahsulleri Ofisi'nin alacağı kanaati var. Verilen taban fiyat dünya fiyatlarının üzerinde. Ben sadece sanayici olarak bakmıyorum. Benim çiftçilik boyutum da var. İlçedeki tüm çiftçilerin kaldırdığı kadar mahsul kaldırıyorum. Türk çiftçisi dünyada tarım işçisinin daha çok desteklendiğini düşünüyor ama Türkiye bu konuda dünya birincisi. Sadece alt yapıda bazı eksilikler var. Döviz kurları yükse olduğu için fiyatlar az gibi hissediliyor. Alt yapı sıkıntıları giderilirse maliyetler biraz daha düşer. Bizim çiftçimiz kuru ziraat ile yılda en fazla 10 gün çalışıyor. Bir dünya gerçeği var. 10 günün çalışması 365 güne bakmaz. Bunun yanında bakliyat tarımı veya hayvancılıkta yapmak gerekiyor. Eskiden çiftçi 15-20 dönüm tarla ekerdi ama yanında büyükbaş, küçükbaş hayvancılık ta yapardı. Çiftçilik demek çalışmak demek. Günün şartlarında biz az çalışalım çok kazanalım istiyoruz." dedi.
Devlet dengeyi tutmak zorunda
Devletin hem üreticisini hem de tüketicisini dengede tutmaya çalıştığına değinen Arslan, "İthal kaliteli buğdayın Türkiye limanına giriş fiyatı 210 dolar. Yani 840 lira. 4 liradan hesaplıyorum çünkü şu anda döviz kurunda bir köpük var. Bu köpük geçici. Devletin kendi çiftçisinden yine 1050 lira alacak. Kaliteli buğday 1050-1100 lira arasında seyreder. Devlet buğdayın temel gıda maddesi olduğunu düşünüyor ve hem üreticiyi hem de tüketiciyi dengede götürmek istiyor. Bana göre üreticisine de sahip çıkıyor. İstese gümrüğü kaldırıp verdiği fiyattan çok daha düşüğüne dışarıdan alabilir. Bana kızabilirler ama dünya gerçekleri var. Bu fiyata ilaveten birçok destek var." ifadelerini kullandı.
Garip şeyler oluyor
Fiyatların hüsrana neden olduğunu anlatan Hacı Karataş, "Un fiyatları 85-90 lira civarında. Çiftçiden 1 liraya alınan buğdaydan yapılan un, 60 liraya satılacağı yerde 90 liraya satılıyor. Yem fiyatları aldı başını gitti. Yemin çuvalı bugün 70 lira. Arpa aynı yerinde duruyor ama yeme ha bire zam geliyor. Biz bunu çözemedik. İki ay önce 900 liraya arpa aldık arpanın fiyatı 825 lira olarak açıklandı. Arpa 900 lirayken yemin çuvalı 50 liraydı. Arpa 825 liraya düştü yemin fiyatı 70 liraya çıktı. Bu ülkede garip şeyler oluyor.s Tarım Bakanımız kepek üretimini arttıralım desteğini fazlalaştıralım diyorsa gerisini vatandaş düşünsün. Verim şu anda düşük. Kalite de düşük olursa çiftçi yandı. Ben tüccar olarak 800 liraya aldığımız 820 liraya, 1 liraya aldığımız 1020 liraya satarım. Benim açımdan sıkıntı yok ama çiftçi açısından bakmak lazım. Çiftçi olmazsa ben ne alır, ne satarım? Toprak Mahsulleri Ofisi 1050 liraya mal alacak ama nasıl alacak? Kılı kırk yarıyorlar. Cımbızla tane seçiyorlar. TMO'nun istediği şartları sağlayacak ürün bizim ilçemizde çok az." dedi.
Kuraklık var, fiyatlar kötü
İlçe çiftçilerinde Hanefi Şen ise taban fiyatlar hakkında, şöyle konuştu: "Fiyatlar beklentilerimizin çok altında kaldı. Yıllardır aynı fiyat uygulanıyor. Değişen bir şey yok. Biz zaten iyi mahsulü yıllar öncesinde de bu fiyatlara satıyorduk. Daha tohumluk desteğimizi alamadık. Kuraklık tarlaları vurdu. Tarsim, Tarsim diye bağırıyorlar. Hadi Tarsim zararımızı karşılasın bakalım. Yağmurlar iki hafta boyunca yağdı ama çok geç kalmıştı. Tarlalara hiçbir etkisi olmadı. Biçer girmeyecek tarlalar var. Mazot 6 liraya dayandı. Taban gübresi 2200 lira, üst gübresi 1700 lira. Birçok yerde ekinler zayıf. Bizim maliyetlerimiz sürekli artıyor ama satış fiyatlarımız hep yerinde sayıyor. Kaldıracağımız mahsul başa baş gelir zarar etmezsek iyi."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.