Yetersiz pişirilen etlerde, ölüm riski!

Yetersiz pişirilen etlerde, ölüm riski!
Gıda Mühendisi Doç. Dr. Hüdayi Ercoşkun, et ve et ürünlerinin yanlış tüketimiyle ilgili uyarılarda bulunarak, yeterince pişirilmeyen etlerin ciddi sağlık sorunlarına ve hatta ölüme yol açabileceğini belirtti.

Gıda alanında uzmanlaşmış Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüdayi Ercoşkun, et ve et ürünlerinin doğru tüketimi hakkında önemli uyarılarda bulundu. Ercoşkun, etlerin bakteri ve parazit taşıyabileceğini belirterek, yanlış tüketim sonucunda insanlara yaklaşık 40 farklı hastalık ve parazit bulaşabileceğini söyledi.

Ayrıca, etlerin yeterince pişirilmemesi durumunda, canlı kalan mikroorganizmaların etin tamamına yayılabileceğini ve besleyici özelliklerini kaybederek zehirli hale gelebileceğini vurguladı. Bu tür tehlikelerin ölümle sonuçlanabileceğini belirten Ercoşkun, sağlıklı et tüketimi için et termometresi kullanmanın önemini vurguladı. Kırmızı etlerin en az 63 santigrat derece, beyaz etlerin ise 74 santigrat derece sıcaklıkta pişirilmesi gerektiğini ifade etti.

"Etlerin iyi pişirilmesi bu risklerin önlenmesi açısından önemlidir"
Etlerin, barındırdığı protein sebebiyle mikroorganizmaların saldırısına açık olduğunu ifade eden Ercoşkun, “Et, bizler için olduğu kadar mikroorganizmalar için de tüm besin unsurlarını sağlayabilecek yüksek bir besin değerine sahip besin maddesidir. Bu açıdan etler, mikroorganizmalar tarafından istila edilmeye müsaittir.

Sağlıklı bir hayvan uygun şartlarda kesildiği zaman o et sterildir. Ancak, uygun kesim hijyeni olmayan, uygun şekilde taşınmayan ve hazırlanmayan et ve et ürünleri, hastalık kaynağı olabilir. Et ve et ürünleri bakımından en büyük risk mikrobiyal risklerdir. Mikroorganizmalardan, salmonella ve koliform grubu bakteriler ette bulunabilir.

Pişirme işlemi ile birlikte, bu mikroorganizmalar ve parazitler yok olabilmektedir. Etin içerdiği mikroorganizmaların bir kısmını öldürüp bir kısmını canlı bırakırsak, yani eti yeterince pişirmezsek canlı kalan mikroorganizmalar zaman içerisinde etin tamamına hakim olup daha sonra etin besleyici özelliklerini gölgede bırakacak bir zehre dönüşebilir.

Hayvansal gıdaların tüketilmesi ile birlikte insanlara bulaşabilen hastalık ve parazit sayısı 40'a yakındır. Bu açıdan etlerin iyi pişirilmesi bu risklerin önlenmesi açısından önemlidir" şeklinde açıkladı.

"Bağışıklık sistemi zayıf olan insanlar, bu hususta en hassas gruplardır"
Kanatlı hayvan ve su canlılarının etlerinin daha riskli olduğunu belirten Ercoşkun, "Pişirme süresi büyük önem taşımaktadır. Ülkemiz, orta iklim sıcaklığına sahip bir özellik taşımaktadır. Bu açıdan, mikroorganizmaların gelişmesi için ideal şartlarda ideal şartları sağlamaktadır.

Et ve et ürünlerinde mikroorganizmaların gelişimini sınırlayan bir diğer faktör ise etin pH'sıdır. Kırmızı etler, düşük pH'ları sebebiyle birçok patojen mikroorganizmanın gelişimine engel olabilmektedir. Bunun ile birlikte kanatlı ve su ürünleri etleri bu bakımdan da çok risklidir.

Bu nedenle et termometresi kullanmak ve etin merkez noktası sıcaklığının kırmızı etler için en az 63 santigrat derece, beyaz etler için de 74 dereceyi geçmesi gerekmektedir. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan insanlar, bu hususta en hassas gruplardır. Bu tür riskler ölümlere yol açabilir” dedi.

En çok kaburga kıymasının tercih edildiğini ifade eden Kasap Ömer Kara ise, “Kırmızı et grubunda en çok kaburga kıyması tercih ediliyor, vatandaşlar, yağlı ve lezzetli olduğundan daha çok tercih ediyor” şeklinde konuştu.

Kaynak:İHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.