YKS’ye sayılı günler kala uzmanından 9 altın öneri

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) 8-9 Haziran tarihlerinde yapılacak. Milyonlarca gencin hayatını etkileyecek sınav öncesi uzmanlar, adayların dikkat etmesi gereken 9 altın kuralı açıkladı.

YKS için geri sayım başladı. 8 Haziran 2024 Cumartesi günü saat 10.15’te birinci oturum Temel Yeterlilik Testi (TYT), 9 Haziran Pazar günü yine aynı saatte ikinci oturum Alan Yeterlilik Testi (AYT) ile aynı gün saat 15.45’te üçüncü oturum olan Yabancı Dil Testi (YDT) gerçekleştirilecek.

Adaylar sınav öncesi son çalışmalarını yaparken, uzmanlar, son günlerde yapılması gerekenleri anlattı.

Bingöl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesinde Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Alkayış, YKS adayı öğrencilere sınav öncesi tavsiyelerde bulundu.

Adayların son virajda havaların ısınmasıyla erken rehavete kapılabildiğine dikkat çeken Dr. Alkayış, “Aman kendinizi bu tehlikeli rehavete kaptırmayın. Çünkü maratonunuzun son parkuruna geldiniz. Artık bu parkuru başarıyla tamamlamalısınız.

Son günlerde eksik konu çalışmalarınız varsa mutlaka tamamlamaya çalışmalısınız. Özellikle konu tekrarları, bol bol soru çözümü, önceki yıllarda üniversite sınavında çıkan soruların çözümü için iyi bir fırsatınız var. Bu fırsatı en iyi biçimde değerlendirmelisiniz” dedi.

BİYOLOJİK SAAT UYARISI
Son günlerde hemen hemen her gün ÖSYM’nin biyolojik sınav saati olan 10.15’te birer deneme sınavı çözülmesini öneren Dr.Alkayış şu tavsiyelerde bulundu:

“Çözülen deneme sınavlarının doğru ve yanlışları ciddiye alınmalı. İki ya da üç deneme sınavında aynı konularda üst üste yanlış sorular çıkıyorsa hemen ilgili konuların tekrarı yapılmalı. Bütün bunlarla birlikte farklı soru tarzlarını görmek, analitik düşünme becerisini geliştirmek ve zaman yönetimi için ALES ya da PISA tarzı soruların çözülmesinde yarar vardır.

Merkezi sınavlara hazırlık döneminde hemen hemen her aday orta ya da yüksek düzeyde olsa kaygı yaşayabilir. İstem dışı yaşanılan bu durum sınavların doğal bir parçasıdır. Orta düzeyde yaşanılan stres beyinde bilgi akışını hızlandırarak bilginin aktif kullanılmasını sağlayabilir. Ancak gereğinden fazla stres ise beyinde kimyasal krizler yaratarak var olan bilginin kullanımına engel olabilir.

Bu durumlarda aday, hemen kendine güvenli limanlar yaratmalı. ‘Şimdiye kadar elimden geldiği kadarıyla yerinde ve zamanında çalıştım. Üstüme düşeni yaptım. Ancak idealimdeki hedefe ulaşabilmek amacıyla son günleri çok iyi değerlendirmeliyim gibi’ olumlu içsel motivasyonla kendini motive etmeli. İç dinamiğini ve enerjisini yüksek tutmalıdır.

UYKU SAATİ DEĞİŞTİRİLMEMELİ!
Her zaman olduğu gibi son günlerde de beslenme ve biyolojik uyku saatinizi değiştirmemelisiniz. Sınava hazırlık sürecinde hangi saatlerde uyuyorsanız, sınav akşamları da aynı saatlerde uyumaya gayret göstermelisiniz. Sınav sabahları alışılan kahvaltı modu dışına çıkmamalısınız.

Normal günlerdeki kahvaltı alışkanlığına devam edilmeli. Yani sınav günlerine özel bir kahvaltı seremonisi olmasın. Bu konuya adaylarla beraber ebeveynler de dikkat etmeliler. Sınav günlerinde ebeveynlerin gereğinden fazla ilgisi ve alakası bazen aday üzerinde beklenmedik stres ve kaygıya yol açabilir. Ebeveynler bu hassas süreçte dengeyi iyi sağlamalılar.

CUMA GÜNÜ ÇALIŞMAYI SONLANDIRIN
Bütün hazırlıklardan sonra sınava son bir gün kala çalışmalar bırakılmalı. Ancak sınav gününe kadar çalışmak stres ve kaygı yaratabilir. Fakat erken havlu atarak sınavdan bir hafta önce de çalışmaların bırakılması ciddi bir risktir. Birkaç gün öncesinde çalışmalar asla bırakılmamalı.

Geç kalmamak adına öğrencilerin sınavdan 1-2 gün önce sınava girecekleri okulları görmeleri gerekir. Çünkü sınav yerinin bilinmemesi sınav kaygısını, stresini kısmen de olsa etkileyebilir. Her yıl sınava yetişemeyen, okulların yerlerini karıştıran adaylarla karşılaşıyoruz. Bu yılda böyle bir durumla karşılaşmamak adına buna dikkat etmede yarar vardır.

KENDİNİZLE VE ZAMANLA YARIŞIN!
Sınav süresi boyunca sadece kendi soru kitapçığınıza odaklanmalısınız. Rakiplerinizin hangi testten başladığına, yavaş veya daha hızlı soru çözmelerine takılmamalısınız. Aksi takdirde sınav süresi boyunca dikkatinizi toparlamakta zorlanabilirsiniz.

Sınav Anında Unutulmaması Gereken 9 Altın Kural!
1- Sınavın ilk dakikalarında kaygı ve stresin yüksek olması gayet doğaldır. Kaygı ve stresi minimize etmek amacıyla deneme sınavlarında yaptığınız gibi başarılı olduğunuz testten başlamanız stratejik bir yöntemdir.

2- Soru kökünü doğru anlamaya ve sayısal derslerde basit işlem hatalarına dikkat edilmeli.

3- Gereğinden fazla stresli durumlarda derin nefes alıp vererek kısa süreli nefes egzersizleri yapılabilir. Böylece sınavın ilk dakikalarını daha verimli bir şekilde değerlendirmiş olursunuz.

4- Sınavda doğru görülen ilk seçenek hemen işaretlenmemeli! Bütün şıklar okunduktan sonra doğru seçenek optiğe kodlanmalı.

5- Süreyi daha efektif kullanmak, paragraf sorularını doğru ve daha hızlı çözmek amacıyla önce soru kökü, daha sonra metin okunmalı.

6- Bazı sorulara ya da derslere gereğinden fazla zaman ayırarak yerinde patinaj edilmemeli.

7- Sınavda bazı sorular o kadar basit gelir ki, bu tür sorulara şaşırılmamalı. Bazı adayların en çok yanlışları bu basit sorulardan gelmektedir.

8- Deneme sınavlarında alışılan bir kodlama tekniğiniz (Soru soru, sayfa sayfa, bölüm bölüm) var. Sınavda alışılan kodlama tekniğin dışına asla çıkılmamalı. Ancak kodlama tekniğinde şu yanlışa dikkat edilmeli: Bütün testler veya sorular bittikten sonra yapılan kodlama yöntemi çok risklidir. Asla önermediğimiz bir tekniktir.

9- Zaman kazanmak amacıyla turlama tekniği kullanılmalı. Ancak turlama tekniğinde geriye dönüp sorular ve cevaplar kontrol edilirken, çok güçlü bir neden (işlem hatası, grafik yorumlama, soru kökünü yanlış okuma gibi.) yoksa cevap şıkkı değiştirilmemeli. Çünkü akla gelen ilk şıkkın doğruluk oranının her zaman yüksek olduğu bilinmektedir.

Yapacağınız çalışmalarla birlikte enerjiniz, moraliniz ve motivasyonunuz gayet yüksek olsun. Asla olumsuz duygu ve düşüncelere kapılmayın. Bu işi başaracağınıza inanmalısınız. Unutmayın ki başarı, büyük hayallerin ve düşüncelerin ürünüdür…”