Haydar Paşa Numune’ye yatırdım
Yavrum senin dertlerini bilemem
Annen geldi kardeşlerin ağlıyor
Yavrum senin dertlerini bilemem
Nezehat başında durdu ağladı
Zeynep bacın yaraların bağladı
Akan yaşlar gözlerimde çağladı
Yavrum senin dertlerini bilemem
Yirmi dört şubatta bıçak vurdular
Hemşire doktorlar hazır durdular
Kan gurubun Zeynep’imden sordular
Yavru kızım dertlerini bilemem
On dokuz yirmiye varmadı yaşın
Kaderden öğrendim garamet başın
Duyarsa üzülür Zeki kardeşin
Yavrum senin dertlerini bilemem
Baygın geldin ızdırabın izledim
Hançer vurdun ciğerimi bizledim
Hasta hane kapısında sızlandım
Yavrum senin dertlerini bilemem
Gelinim Esengül Fatma Nuran’ım
Bütün acılara karşı duranım
Yardım etsin sana Allah Kur’an’ım
Yavrum senin dertlerini bilemem
Uzun yıllar çile çektim yoruldum
Dertliler içinde ben mi soruldum
Haydar Paşa Numunede vuruldum
Yavrum senin dertlerini bilemem
Dertli Edibiyim yazdım ağladım
Göz yaşımı pınar edip çağladım
Ben kendi yaremi kendim bağladım
Melahat’ım dertlerini bilemem
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.