Mebruke BİCAN
BELİRSİZLİK TÜKETİYOR
Stres belirsizliğe dayanıyor. Hastalık bulaştı bulaşacak tedirginliği de, tükenmeyi oluşturuyor. Belirsizlikle birlikte evin içinde uyaransız kalmak tükenmeyi artırıyor. Açık havada yürüyüş kas sistemini koruyor.
Çocukların ve gençlerin gelişimlerini sürdürebilmeleri için sosyalliğe ihtiyaçları var. Kendini göstermek, beğenmek ve beğenilmek istiyorlar. Ekran başından sıkıldılar.
Görselliğin daha fazla olduğu alanlarda yaşıtlarıyla bir arada olmak istiyorlar. Hayali masal mutlulukları ya da, bana da çıkar beklentisiyle yıllar geçmiyor.
SALGIN, virüs, ekonomik ve psikolojik krizlere rağmen direniyoruz hayata.
ÖZEL GÜNLERİN çok anlamlı olanlarını tarihlere sokmamak lazım. Tüketim ihtiyacının cilveleri olan hediyeyi sevgiyle sunma, değer verme teşekkür etmeyi güçlendiriyorsa ne güzel.
YETİŞTİĞİMİZ kültürün ne kadarını taşıyoruz bilemeyiz. Geçmişimizden gelen alışkanlıklarımız, farkına bile varmadan ailemizden edindiğimiz tavırlar ve davranış biçimleri, çocukluk deneyimlerimizden edindiğimiz olumlu ya da olumsuz modellerdir.
DUYGULAR benliğimizin derinlerinin güçlü göstergeleridir. Kalıtım yoluyla ya da erken yaşlarda edindiğimiz kendimizi anlatma şeklimizdir.
TÜKETTİĞİMİZ kadar iyileştirmeyi de başaracağız. İyiyi, güzeli, doğruyu arayan, onun nöbetini tutan eylem kutsaldır.
ARINMAYLA BAŞLAYALIM Bedensel ve psikolojik arınma çok önemli. Hayatımızdaki konuları önem sırasına göre dizmeli. En önemlilerine yoğunlaşmalı. İsteklerle beklentiler arasında kurulan köprüyü iyi analiz etmeliyiz. Hayata ne kattıysak karşılığını alırız. Ne bir eksik, ne bir fazla...
İÇGÜDÜLERE yenilmemeli. İletişimde dilimizi yumuşatmalıyız. Sakıncalı söylemler kara bulutları getirir. Yaşam sevincini azaltır, umutları kırar. Barış, dayanışma, karşılıklı anlayışla yol almalı, dinginliği sağlayıp korumalı. İNSAN keyifliyken bir başka ışıldıyor. Herkes kendi kaderini yaşar.
SALGIN yüzünden sosyal ortamdan uzak kaldık. 1 Temmuzu bekliyoruz... Anne ve babalar olarak zamanın ruhunu fazla sorgulayıp çocuğumuzu kendi ezberlerimize tutsak etmemeliyiz. Bu yolculukta sürekli yerleşmek üzere varılacak bir liman yok... (YKS) 26 ve 27 Haziran 2021'de Yüksek Öğretim Sınavı gerçekleşti.
SINAV Yalniz bilgilerin yoklandığı bir sistem değildir. Bilgilerin yanısıra öğrencinin duygu durumunu, dikkatini, zaman yönetimini, adapte olma becerisini yoklayan bir süreci kapsar. Çocuklarımızı yalnız sınava değil, yaşamsal becerilere, hazırlamamız kendilerine yapacağımız en büyük iyilik olur.
Sınavlar araçtır. Soru çözmeleri akademik kazanım sağlarken, sorun çözmeleri yaşamsal faaliyetler karşısında, süreci doğru yönetebilen, kararlı, net bir duruş sergileyen özgüven sahibi olmalarını destekler.
DUYGULARIMIZ BULAŞICIDIR. Korkarız korkmamalarını söyleriz. Onlara inanırsak onlarda kendilerine inanır. Bu yalnız sınava yönelik değildir. Gerçek potansiyeline erişmesini istiyorsak, güvenip birçok şeyi başaracağı duygusuyla yaklaşmalıyız.
BİR yılı aşkın süredir belirli kurallarla yaşamaya zorlanmak yorucu oldu. Virüsle yaşamak zorunda olduğumuzu kabullenip tedbirlere devam edeceğiz. Kaygıdan korunmak istiyorsak, duygusal ihtiyaçlarımıza da hayatımızda yer açmalıyız.
HER RUHUN BİR RUH EŞİ VARDIR. Yılları yalnız geçirip içe kapanırsak, hayatın tadı tuzu kalmaz. Olumlu olacak olayların kurgusu bizlere bağlı. Herşey maddi değerler çerçevesinde değişmez.
Gelişen şartlara göre rotayı ayarlayarak, yenilikler yaratmada gayretli olabiliriz. Detayların arkasında saklanan gerçekleri görürüz. Kanımızda vefa vardır. Her yağmur ve fırtına kendi mevsiminde sert eser.
Aklımızı iyi kullanırken sevgi ve saygıyı unutmamalı...
SAYGILARIMLA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.