Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun! 8 Martta aslında ne oldu?

Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun! 8 Martta aslında ne oldu?
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadın cinayetlerinin gölgesinde bugün kutlanıyor. Peki Kadınlar Günü nasıl ortaya çıktı? 8 Mart'ın anlamı ve tarihi önemi nedir? İşte 8 Mart'ın tarihiyle ilgili detaylar...

8 Mart Dünya Kadınlar Günü dünya genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Kadının toplumdaki yeri ve kadın haklarının geliştirilmesine ilişkin mesajların verildiği bu günde kadına şiddet ve kadın cinayetleri ise gündemden düşmüyor.

Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanan Dünya Kadınlar Günü, her yıl 8 Mart'ta kutlanan uluslararası bir gün. Kadın hakları hareketinin de odak noktası olan bu günde, kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesi, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanması hedefleniyor.

Kökeni 1908''de New York’ta binlerce kadın çalışanın daha fazla hak talebine dayanan Dünya Emekçi Kadınlar Günü, 100 yıldan uzun süre sonra bugün de bir kutlamadan çok kadınların hak talep ettiği ve şiddeti protesto ettiği bir gün.

KADINA ŞİDDET GİDEREK ARTIYOR

Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk; kadınlar için "Dünyada her şey kadının eseridir. Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar" diyor.

Ancak, kadınları her fırsatta yücelten ve hak ettikleri değeri vurgulayan Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in 102. yılında kadın cinayetleri Türkiye’de kara bir leke olarak gündemden düşmüyor.

Veriler, kadın cinayetlerinin bu yıl da arttığını gösteriyor. Türkiye’deki erkek şiddetine yönelik rakamları aylık olarak açıklayan bianet, 2025 yılı şubat ayında en az 17 kadın ve 9 çocuğun öldürüldüğünü kaydetti.

8 MARTTA ASLINDA NE OLDU?

Tüm dünyada “Dünya Kadın Günü” olarak kutlanan 8 Mart’ın hikayesi aslında çok trajik.

1857 yılına dayanan kökenleri ile “Dünya Kadın Günü”, o günden bugüne kadar hak arayışını sürdüren kadınlar tarafından kutlanmaya devam ediyor.

NASIL BAŞLADI?

8 Mart Dünya Kadınlar Günü''nün kökleri, işçi hakları hareketlerine dayanıyor ve 8 Mart Birleşmiş Milletler tarafından da Dünya Kadınlar Günü olarak kabul ediliyor. Bugün neredeyse tüm dünyada ses getiren eylemlere sahne olan 8 Mart''ın tohumları 1908 yılında, New York''ta 15 bin çalışan kadının daha kısa mesai süreleri, daha yüksek maaş ve seçme hakkı talep etmesiyle atılmıştı. Greve başlayan kadınlardan 120’si fabrikada çıkan yangında hayatını kaybetti. Bir yıl sonra Amerika Sosyalist Partisi 8 Mart''ı Ulusal Kadınlar Günü ilan etmişti. Bu özel günü uluslararası hale getirme fikrini ortaya atan ilk kişi ise Clara Zetkin''di. 1910 yılında Kopenhag''da toplanan Uluslararası Emekçi Kadınlar Konferansı''nda Dünya Kadınlar Günü fikrini önerdi. Konferansa 17 farklı ülkeden katılan 100 kadın, Zetkin''in önerisini oybirliğiyle kabul etti.

Bugün ise Dünya Kadınlar Günü''nün 107. yıldönümü. Dünya Kadınlar Günü''nün resmiyet kazanması için ise on yıllar geçmesi gerekti. 1975''te Birleşmiş Milletler Dünya Kadınlar Günü''nü kabul etti ve her yıl için özel bir tema belirlemeye başladı. 1996''da belirlenen ilk tema ''Geçmişi kutlamak, geleceği planlamak'' şeklindeydi. Bu yılın teması ise “BreakTheBias (önyargıyı kırın)” olarak belirlendi.

NEDEN 8 MART?

Dünya Kadınlar Günü fikrini ortaya atan Clara Zetkin''in aklında belirli bir tarih yoktu. Birinci Dünya Savaşı sırasında, 1917''de Rus emekçi kadınlar "Ekmek ve barış istiyoruz" sloganlarıyla sokaklara çıkmıştı. Eylemlerden dördüncü gününde Rus Çarı tahttan indirildi. Kurulan geçici hükümet ise kadınlara seçme hakkı tanıdı. Rusya''daki kadın eylemlerinin başlangıcı, Jülyen takvimine göre 23 Şubat''tı. Dünya genelinde daha yaygın biçimde kullanılan Miladi (Gregoryen) takvimde bu tarih 8 Mart''a denk geliyordu.

İLK KEZ 1911’DE KUTLANDI

Uluslararası anlamda ilk emekçi kadınlar günü 19 Mart 1911’de düzenlendi. Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de gösterilere katılan on binlerce kadın seçme ve seçilme hakkının yanı sıra kadınlara iş ve mesleki eğitim verilmesi, çalışma alanlarında kadın-erkek eşitliği sağlanmasını talep etti. Bir kadın yazar 1911’deki gösterileri anlattığı yazısında şu ifadeleri kullanmıştı: “İlk Uluslararası Kadınlar Günü 1911’de gerçekleştirildi. Başarısı, beklenenin çok üstündeydi. Her yerde toplantılar düzenlendi. Küçük yerleşimlerde, hatta köylerde bile salonlar öyle tıklım tıklımdı ki kadınlar toplantılara katılan erkeklerden kendilerine yer vermelerini istedi. Erkekler evde çocuklarıyla kalırken kadınlar toplantılara koştu. Hatta o gün yaklaşık 30 bin kişinin katıldığı sokak gösterilerinde polis pankartları toplamaya karar vermişti, ancak kadınlar polise direndi.”

Sonraki yıl Fransa, Hollanda ve İsveç de kadınların mücadele gününü kutlamaya başladı. Yapılan gösterilerde kadınların gündeminde her an patlak vermesi muhtemel olan dünya savaşı vardı. 1913’te 8 Mart’ta düzenlenen kadınlar günü Rusya’da da kutlandı. Çarlık Rusyası şartlarında açık gösteri düzenlemenin neredeyse imkansızdı. Ancak birkaç yıl sonra devrim saflarında savaşacak öncü sosyalistler, kadınlar gününün gizli etkinliklerle kutlanmasını, iki yerel işçi gazetesinde günün anlam ve önemini anlatan yazılar yayınlanmasını sağladılar. Hatta bu yazılarda Clara Zetkin’in dayanışma duygularını ilettiği ifadelere yer verdiler.

TÜRKİYE’DE İLK KEZ DÜNYADAN 11 YIL SONRA KUTLANDI

Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül Darbesi’nden sonra cunta yönetimi tarafından dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmasına izin verilmedi. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” kutlanmaya devam edilmektedir.

Türkiye’de kadınlar, özellikle akşam saatlerinde sokaklarda varlıklarını ortaya koyarak, “Türkiye’deki erkek egemen kültürel yapıya karşı güvenle gece de sokaklarda olabilecekleri mesajını verme” amacıyla yürüyor. Ancak son yıllarda özellikle İstanbul’da İstiklal Caddesi’nden Taksim Meydanı’na doğru yapılan gece yürüyüşü, koronavirüs salgını önlemleri ve valilik tarafından belirlenmiş güzergaha aykırı gerekçesiyle, polislerce kadınlara yönelik sert ve fiziki müdahalelerle engellenmeye çalışılıyor. AKP iktidarınca son yıllarda İstanbul’un yanı sıra Ankara, Diyarbakır gibi pek çok ilde kadın hak örgütlerince yapılan etkinliklere yönelik polis müdahalesi ve valilik yasaklamaları tepkiyle karşılanıyor.

Kaynak:HABER MERKEZİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.