Geçmişten günümüze "Sarayönü"
İlkçağ'da Sarayönü (1)
Sarayönü halkının, yaşadığı ilçeyi, tarih, kültür, sanat, turizm ve tarım açısından daha iyi tanıyabilmesi ve anlayabilmesi için, bu hafta, “Geçmişten günümüze Sarayönü†başlığıyla başlattığımız yazı dizisinin ilk bölümünü yayınlıyoruz. Sarayönü Sempozyumu kitabını kaynak olarak kullandığımız yazı dizisi ile ilçe içinden ve dışından insanların, Sarayönü hakkında daha detaylı bilgi sahibi olabilmesini amaçlıyoruz. Yazı dizisinin bu haftaki bölümünü "İlkçağ'da Sarayönü" oluşturuyor. İşte İlkçağ'da Sarayönü konusunun birinci bölümü:
Sarayönü çevresi tarih öncesinden itibaren antik dönemde birçok kültüre ev sahipliği yapmıştır. Tarih öncesinden itibaren ilçede yerleşimlerin olduğunu gösteren birçok höyük yerleşmesi vardır. Sarayönü çevresi bölgeler arası kültürler arasında bir bağlantı noktasında olması bakımından önemlidir. İlk Tunç Çağında Sarayönü ilçe merkezine oldukça yakın Bağlar mevkiindeki Tosun, Saraç, İrmelik, Ertuğrul, Gözlü, Çeşmelisebil, Kuyulusebil, Zengi, Dedenin ve Yenice höyüklerinde çanak çömlek buluntuları tespit edilmiştir. Konar Höyük ve Dedenin Höyük teki çanak çömlek buluntuları Konya-Karahöyük ile olan bağlantısının yanında o dönemin ticaret yol ağının Sarayönü üzerinden Batı Anadolu ya uzandığını göstermektedir. Koloni Çağını izleyen Hititler döneminde (M.Ö. 1650-1180) de bölge bu konumunu sürdürmüştür. Sarayönü çevresi Hititlerin Batı Anadolu daki Luvi halklarına karşı tampon bir bölge olarak oluşturdukları Tarhuntaşşa Eyaleti içinde yer alıyordu. Hitit devleti M.Ö.1200 yıllarında batıdan Avrupa dan gelen kavimler tarafından yıkıldı. sonunda Batı ve Orta Anadolu nun etnik yapısı da değişecektir. Sarayönü çevresinde Luvi kökenli halklarla Balkanlardan gelen Trak kökenli Frigler karışacaktır. Bölgedeki Luvi-Frig karışık etnik yapısı arkeolojik ve filolojik materyallerden anlaşıldığı üzere Bizans dönemine kadar sürecektir. Sarayönü çevresi, M.Ö. VIII. Yüzyılda Sakarya havzasında bir devlet kuran Friglerin güneyde Akdeniz e uzandığı bir koridordu. Çeşmelisebil, İbrahimdede, Başhüyük, Ladik ve Ertuğrul gibi höyüklerde bu döneme ait çanak çömlek kalıntıları tespit edilmiştir. Sarayönü ve çevresi Lidyalıların doğuya uzandığı ticari ve siyasi yollar üzerinde idi. Sarayönü ve çevresi M.Ö. 301 yılına kadar Büyük İskender in Anadolu da Frigya da vali olarak bıraktığı Antigonus un elinde kalmıştır. Bölgede Hellenistik ve Roma döneminde Ladik önemli bir merkez olmuştur. Antik coğrafyacı Strabon un Roma nın doğu askeri yolu olarak tarif ettiği yol Batı Anadolu da Efes ten başlayıp Orta Anadolu da Philomelion (Akşehir), Tyrianion(Ilgın), Laodikeia Katakekaumene (Ladik) den doğuya doğru yönelip Garsaura(Aksaray) çevresinden Mazaka (Kayseri) ve Melitene ye (Eski Malatya-Battalgazi) kadar uzanıyordu. Biraz detaylı bilgi verecek olursak; Ladik ten doğuya yönelen yol Sarayönü, Başhöyük, Dedeler, Altınekin (Zıvarık- Antik Congusta) üzerinden Obruk ve Aksaray çevresine yönelmiş olmalıdır. Ladik te Tepe mahallesi adı verilen Höyük ün M.Ö. VI. Bin yıl Kalkolitik Çağa kadar giden bir yerleşim yeri olmasına rağmen yerleşim yerinde daha çok dikkati çeken antik mimari eserler Hellenistik ve Roma dönemine aittir.
Günümüzde modern yerleşimin yer aldığı geniş bir mekanda yer alan antik mimariye ait parçaların yanında çevresini kuşatan nekropol alana ait stel parçaları kent mimarisinde ve Kültür Parkında yer almaktadır. Aynı zamanda çevredeki yerleşmelerde de antik Laodeceia yerleşimden dağılmış yüzlerce yazıtlı yazıtsız taş yer almaktadır. Ladik Roma döneminde de bugünkü Sarayönü ilçesinin kapladığı alana sahip bir idari merkezdi. M.S. 53 yıllarında Roma imparatoru Cladius tarafından kolonileştirilen yerleşime Claudiolaodeceia adı verilmişti. Aynı dönemde İkonon (Konya) da aynı şekilde Claudiconium adını almıştı. Ladik te bu ismi taşıyan bir kitabe Ahmet İnceçayır ın bahçesinden alınarak kültür parkına taşınmıştır. Roma dönemi Ladik özellikle civa madenleri bakımından oldukça önemli idi. Bu dönemden kalan madencilik galerileri Çırakman mevkiinde görülebilmektedir. Yine bu dönemde bu alan ve kuzey batıdaki Bayamlı Dağları mermer yatakları olarak kullanılmıştı. Bu döneme ait taşkesim işçilikleri mevcuttur. Ladik in çevresindeki taş ocaklarından Sarayönü ve çevresine yayılmış bir çok mimari taş görülmektedir. Ladik taş ocakları gibi doğusunda bulunan Kurşunlu da önemli bir yere sahiptir. Kurşunlu da da Ladik teki gibi taş ocakları ve madencilik faaliyetleri yapılmıştır. Kurşunlu Kale üzerinden güneydeki Sızma ya giden yol antik dönem de yine madencilik ve dini bir merkez olan Sızma o zamanki adı ile Zizime ye bağlanmaktadır. Zizimene Ana tanrıça kültü de buradan çevreye yayılmıştı. Nitekim Bahçesaray (Nevine) da bir örneğini görebilirsiniz. Kurşunlu nun güney doğusunda yer alan Bahçesaray (Nevine) da önemli bir Roma yerleşmesi idi. Burası Ladik, Kurşunlu, İkonion (Konya) üzerinden güneye inen yollar üzerinde idi. Nevine Kalesi ise Kurşunlu Kalesi gibi bu yolu ve daha güneye-batıya Zizime (Sızma) yönüne giden yolları kontrol ediyordu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.