Kışın göz kuruluğu tehlikesi!

Kışın göz kuruluğu tehlikesi!
Gözyaşı kuruluğu, gözlerde rahatsızlık, batma, kaşıntı ve kızarıklık gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hülya Gökmen, özellikle kış aylarında birçok kişinin en fazla gözyaşı kuruluğu şikayetiyle hastanelere başvurduğunu belirterek, bu durumun hafife alınmaması gerektiğine dikkat çekti.

Gözyaşı kuruluğu ya da göz kuruluğu, gözyaşlarının yeterli miktarda üretilememesi veya gözyaşlarının hızla buharlaşarak göz yüzeyinin nem dengesini kaybetmesi durumu olarak tanımlanıyor.

Prof. Dr. Hülya Gökmen, gözyaşı kuruluğunun gözlerde rahatsızlık, batma, kızarıklık ve görme zorluğu gibi belirtilerle kendini gösterebileceğini belirtti. Özellikle soğuk hava, düşük nem oranı ve kapalı alanlardaki ısınma sistemlerinin etkisiyle çevresel faktörlerin göz kuruluğunun daha sık yaşanmasına yol açabileceğine dikkat çekti.

Soğuk havada göz yaşarmasının nedeni: Gözünüz kendini koruyor
Sağlıklı gözlerde, engel olunamayan değişik doğal olaylara karşı, iyi çalışan bir koruma mekanizmasının mevcut olduğunu ifade eden Prof. Dr. Hülya Gökmen, açıklamalarına şu şekilde devam etti:

“Bazen, gözü korumak amacıyla gerçekleşen bu savunma mekanizmaları, kişileri rahatsız eden belirtiler şeklinde ortaya çıkar. Örneğin, aniden çok soğuk havaya çıkınca, kornea dediğimiz gözün ön yüzeyindeki şeffaf tabakadaki sinirler uyarılarak refleks gözyaşı üretimine yol açar ve hasta aşırı göz sulanmasından rahatsız olur. Aslında bu durum, kurumaya karşı vücudun geliştirdiği koruyucu bir önlemdir. Bunun yanı sıra kış aylarında, önceden göz kuruluğu problemi olan kişilerde, bazı dış etkenler göz kuruluğunun artmasına neden olur.”

Göz kuruluğu her mevsim ortaya çıkabilir
Hava kirliliğinin ve havadaki nem oranının azlığının, mevsimlerden bağımsız olarak, göz kuruluğu olan hastalarda şikayetleri artırabileceğini ifade eden Prof. Dr. Hülya Gökmen, “Kış aylarında, hava kirliliği belirgin olarak artar ve kaloriferle ısıtılan evlerde, ortamdaki nem azalmaktadır. Bu iki faktör de göz yüzeyinin nemini korumasında olumsuz etkiler yapar. Yine mevsimlerden bağımsız olarak gözlerimizin rüzgara maruz kalması, kornea yüzeyindeki gözyaşı tabakasının çabuk buharlaşmasına yol açarak, kuruluk belirtilerini artırır’’ şeklinde konuştu.

“Kalorifere su kabı konulabilir”
Kış aylarında ortaya çıkan olumsuz dış etkenlerin, göz kuruluğunu artırıcı etkisinden korunmak için, bazı basit önlemler alınması gerektiğinden bahseden Prof. Dr. Hülya Gökmen, “Örneğin evlerde, kaloriferin üzerine su kabı koymak veya havayı nemlendirici cihazlar kullanmak, bulunduğumuz ortamda havanın nemlenmesi sayesinde göz kuruluğunun şiddetlenmesine karşı koruyucu bir önlemdir.

Rüzgarlı havalarda koruyucu gözlük kullanmak, hem hava akımından hem de rüzgarla gelen toz partiküllerinden gözleri korur. Bunlara ilave olarak, tüm kuru göz hastaları yaz-kış fark etmeksizin iyi beslenmeli, bol su içmeli, ekran karşısında geçirilen zamanı kısıtlamalı, klimalı ve kapalı ortamlarda geçen süreyi azaltmalı, eğer gözyaşı damlası kullanılıyorsa aksatılmamalıdır” dedi.

Kaynak:İHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.