Konya Şehir Hastanesi’nden büyük başarı ‘Hastalar artık başka şehirlere gitmeyecek’
Konya Şehir Hastanesi’nde 4 hafta önce ilik nakli olan hasta taburcu oldu. Konya’da ilk kez yapılan ameliyat ve sonraki sürecin gayet başarı geçtiğini dile getiren Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Abdulkadir Baştürk, “Servisimiz, artık bölgedeki devlet hastaneleri içinde ilk nakil merkezi oldu” dedi
Konya’da yıllardır eksikliği hissedilen ve Konya Şehir Hastanesinde kurulan Kök Hücre Nakli Ünitesi'nde ilik nakli gerçekleştirilen ilk hasta, sağlıkla taburcu edildi.
Konya Şehir Hastanesi Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Abdulkadir Baştürk, yeni kurulan 8 yataklı servisin, bölgedeki devlet hastaneleri içinde ilk nakil merkezi olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Baştürk, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, nakil ünitesinde lösemi ve lenfoma hastalarına nakiller yapıldığını belirterek, "Bu, standart tedavinin bir parçası. Hastalar nakil olmak için daha önce başka şehirlere gitmek zorunda kalıyorlardı. Artık nakil ünitemizle bu tedaviler Konya'da yapılabiliyor. İlk hastamıza da 4 hafta önce nakil işlemini gerçekleştirdik" dedi.
Tedavide en önemli hususun, işlemlerin hepsinin steril ortamlarda yapılması olduğuna dikkat çeken Baştürk, şunları söyledi:
"Çünkü hematolojik kanserli hastalarda kemik iliğindeki hücreler baskılanmış ve immün sistem zayıfladığı için enfeksiyonlara çok yatkın oluyor. Dolayısıyla normal sağlıklı kişilerde sadece grip yapabilecek bir mikrop hastalarımızda hayati risk yapabilecek derecede ciddi enfeksiyonlara yol açabilir. Bunu engellemek için de dış ortamlardan izole edilmiş, çok korunaklı ortamlarda, enfeksiyonlardan korumak amacıyla bu nakil işlemlerini gerçekleştiriyoruz."
“NAKİL SÜRECİNDE STERİLİZASYON ÇOK ÖNEMLİ”
Kemik iliği naklinin otolog ve allojenik olmak üzere iki türü olduğunu anlatan Baştürk, "Otolog nakli kişinin kendisinden kendisine yapıyoruz. Diğer nakil çeşidi allojenik nakil. Başka bir kişiden hastaya yaptığımız nakil" diye konuştu.
Prof. Dr. Baştürk, şöyle devam etti:
"Otolog nakilde kişinin kendi kök hücrelerini topluyoruz. Bunları çeşitli işlemlerden geçirdikten sonra eksi 80 derece dolaplarımızda saklıyoruz. Daha sonra hastamızı hazır olduktan sonra nakil ünitesine yatırıyoruz ve kemoterapi veriyoruz. Kemoterapiden bir ya da iki gün sonra da daha önce topladığımız kök hücreleri hastaya veriyoruz. Kolundan verdiğimiz bu kök hücreler hastanın kemik iliğine gidiyor ve kemik iliğinde sıfırdan hastanın kırmızı ve beyaz kanını üretmeye başlıyor. Bu süreç de tedavi verdikten sonra yaklaşık 10-14 gün kadar sürüyor."
“İLK HASTAMIZI SAĞLIKLA TBURCU ETTİK”
Prof. Dr. Baştürk, servise şiddetli kemik ağrısı şikayetiyle Konya'nın Gökyurt Mahallesi'nden gelen Feride Başişçi isimli hastayı tedavisinin ardından sağlıkla taburcu etmenin heyecanını yaşadıklarını dile getirerek, "Hastamıza tanı koyduktan sonra tedavilerini gerçekleştirdik. Sonrasında da kök hücrelerini toplayıp hastamızın naklini başarıyla gerçekleştirdik. Bugün de sağlıklı bir şekilde hastamızı taburcu ediyoruz. Hastalığın ilerleyen dönemlerde tekrar çıkma ihtimali var. Bu nedenle hastamız yine düzenli olarak kontrollerine gelecek, takibini yapacağız" ifadelerini kullandı.
“İLK HASTAMIZA OTOLOG NAKİL YAPTIK”
Baştürk, 48 yaşındaki Başişçi'ye koyulan "Miyelom" hastalığı teşhisinin halk arasında çok bilinen bir rahatsızlık olmadığına işaret ederek "Nakil gerektiren hematolojik hastalıklar, kan hastalıkları ya da kan kanserleri olarak bilinir. Bu hastalıkları, lösemiler, lenfomalar ve bunların pek çok alt tipleri oluşturur. Miyelom dediğimiz hastalık da kendine has özel bir kemik iliği hastalığıdır. Toplumda oldukça nadir görülüyor ama hematolojik hastalıkların içerisine baktığımız zaman tüm kanserlerin yaklaşık yüzde 10'unu oluşturuyor. Bu hastamıza da otolog nakil yaptık" şeklinde konuştu.
TEDAVİ SÜRECİ 36 GÜN SÜRDÜ
Tedavisi tamamlanan Feride Başişçi de sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını kaydederek, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Kemiklerim ağrımaya başladı. Yani nefes alamıyordum, çok daralıyordum. Hastaneye geldiğimde yapılan tetkiklerde hastalığımı öğrendim. Şimdi çok rahatım, iyiyim. Hastalığın süreci çok zor geçti. Öksürük vardı, atamadım. Kemiklerim ağrıyordu, duramıyordum. Uzun süre hastanedeydim, 36 gündür yatıyordum."
EŞİ YALNIZ BIRAKMADI
Tedavi boyunca eşinin yanından ayrılmayan Mustafa Başişçi ise heyecan ve mutluluğu bir arada yaşadığını dile getirerek şunları aktardı:
"Devamlı başındaydım. Refakatçisiydim. Enfeksiyon riskinden dolayı sterilizasyon kuralları gereği bu odadan hiç çıkmadım. Çok heyecanlıyım şu an mutluluktan. Emeği geçen hocalarımıza, hemşirelerimize çok teşekkür ediyoruz. Sağ olsunlar çok ilgi gösterdiler. Çocuklar evdeler, küçükler. Onlar da çok özlediler. Evde de sterilizasyona dikkat edeceğiz."
HABER MERKEZİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.