Bekir SÖNMEZ
KOYUN KUYRUĞUNDAN YER
Bir toplum bir konuda ne kadar çok atasözü deyim ve deyişler türetmişse kültüründeki yeri okadar geniştir ve o kadar özümsemiştir. Koyun kuyruğundan yer sözü de buna örnektir. Gelin bugün bu yazımızda bu sözün anlamını ve bilimsel ve sağlık açısından önemini birlikte inceleyelim.
Öncelikle vücut yağları kabuk yağı (etin dışında biriken yağlar), İç yağlar ve kuyruk yağı olmak üzere 3 e ayrılır. Bu yağların birbirinden farklı değerlendirilmelerinin sebebi erime dereceleri, sıvı forma geçebilme miktarları, kolesterol miktarları, çözünen vitamin değerleri, Doymuş ve doymamış yağ asitleri oranları gibi birçok fiziksel ve kimyasal özelliktir.
Vücut yağlarını anlatırken öncelikle şu anektodu paylaşmalıyım. Deve ve kuyruklu koyun gibi yağ rezervi yapmayan hayvanlar insan da dahil olmak üzere vücutlarındaki yağı hızlı bir şekilde kullanmaları gerekirse zehirlenir ve ciddi karaciğer problemleri yaşarlar.
Çünkü hiçbir vücut tarafından yağı hızlı ve yoğun bir şekilde yakılıp besine dönüştürülmeye çalışıldığında vücudun tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek özellikte değildir. Kuyruk yağı hariç.
Vücut yağları içinde Kolesterol oranı en düşük insan sağlığı için çok önemli olan doymamış esansiyel yağ asitleri, Yağda çözünen A, D, E, K vitaminleri en yüksek yağ, yağda çözünen mineral oranı en yüksek olan koyun kuyruk yağdır. Bu özellikleriyle koyun kuyruk yağının insan vücudundaki başlıca faydaları yaşlanmayı önleyici, cildin kurumasını ve yaraların iyileşmesini hızlandırıcı, bağışıklık sistemimiz ve bağırsak tembelliği gibi birçok sindirim probleminin giderilmesinde önemli rolü vardır.
Atalarımız bu durumu gözlemlemiş ve olması gereken değeri hep vermiş bu ürüne. Ve boşuna dememişler “koyun kuyruğundan yer” diye. Öyle ki bir yağ düşünün hayvanın açlık durumunda vücudun tüm ihtiyaçlarını karşılayabilir.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki hiçbir bitkisel yağ da kuyruk yağının yerini tutamıyor çünkü yağda çözünen vitaminler bakımından fakirler.
Atalarımız kuyruk yağını eritmiş yaralara dökmüş, ellerindeki çatlaklara kullanmış, eklem ağrılarında eklemlerine sarmış sık sık tüketmiş her derde deva kullanmış. Nasıl olduda binlerce yıldır tükettiğimiz şifa niyetine kullandığımız kuyruk yağı ve koyun eti burnumuza kötü kokmaya başladı? Nasıl olduda kolestrol oranı daha yüksek olan sığır eti yağlarını ve iç yağları tüketimi bukadar arttı üstelik dünyanın birçok ülkesinde olmayan çok daha sağlıklı bir yağ kaynağı olan kuyruk yağımız varken.
Unutmayalım ki atasözlerimiz gibi beslenme alışkanlıklarımızda atalarımızdan bize miras kalan değerlerimizdir. Bizi biz yapan şey yağlı angus eti değil, kuyruk yağlı koyun etidir.
Sağlıkla, afiyetle kalın efendim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.