Meyvesinden bile değerli!

Eski dönemlerde kadınların güzellik sırrı olan üzüm çekirdeğinin meyvesinden bile faydalı olduğu ortaya çıktı.

Eylül ayı ile birlikte bağbozumu başladı. Çeşit çeşit üzümler hasat edilirken meyve olarak tüketilmesinin yanı sıra kurutularak, pekmez olarak, pestil yapılarak tüketilen üzümlerin çekirdekleri de faydasıyla öne çıkıyor.

Bilimsel araştırmalar, üzüm çekirdeğinin güçlü antioksidan özellikleri sayesinde vücudu serbest radikallerin zararlı etkilerinden koruduğunu, aynı zamanda kalp sağlığını destekleyerek kolesterol seviyelerini dengelemeye yardımcı olduğunu gösterdi.

İşte sayısız faydası olan üzüm çekirdeğinin diğer yararları…
Üzüm çekirdeği iltihaplanmayı azaltarak enfeksiyonlara karşı koruma sağlar.

Beyin fonksiyonlarını iyileştirici etkileriyle de dikkat çekiyor.

Alzheimer hastalığı riskini azaltabilir ve hafızayı güçlendirebilir.

Diyet yapanlar için de faydalı olan üzüm çekirdeği, yağ yakımını hızlandırır ve tokluk hissi sağlayarak kilo kontrolüne yardımcı olur.

Üzüm çekirdeği tüketimi, genel sağlık ve iyi yaşam için önemli katkılar sunar.
Bu nedenle, üzümü çekirdeği ile birlikte tüketmek, sağlığınızı korumak ve geliştirmek için etkili bir yöntem olabilir.

Üzüm çekirdeği, içerdiği güçlü biyoaktif bileşiklerle son yıllarda bilimsel araştırmaların odak noktası haline geldi.

Üzüm çekirdeği özü, özellikle oligomerik proantosiyanidin kompleksleri (OPC) adı verilen güçlü antioksidanlar açısından zengindir. Bu antioksidanlar, serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarını önlemeye yardımcı olarak vücudu birçok hastalığa karşı korur.

Kalp sağlığına katkısı: Üzüm çekirdeğinin en dikkat çekici faydalarından biri kardiyovasküler sağlığı iyileştirmesi.

Araştırmalar, üzüm çekirdeği özünün kan damarlarını genişleterek kan basıncını düşürdüğünü ve böylece hipertansiyon riskini azalttığını gösterdi.

Ayrıca, antioksidan özellikleri sayesinde LDL kolesterolün oksidasyonunu engelleyerek damar tıkanıklığı riskini düşürür. Bu durum, aterosklerozun önlenmesine ve kalp krizi gibi ciddi kardiyovasküler olayların riskinin azalmasına katkı sağlar.

Cilt sağlığına etkileri: Üzüm çekirdeği, cilt sağlığını korumada da etkilidir. OPC'ler, cilt hücrelerinin yenilenmesini destekler ve kolajen üretimini artırarak cildin elastikiyetini korur. Bu, ciltte yaşlanma belirtilerini geciktirmeye yardımcı olabilir.

Araştırmalar, üzüm çekirdeği özünün cildi UV ışınlarının zararlarına karşı koruduğunu ve güneş kaynaklı cilt hasarını azalttığını da ortaya koydu.
Bağışıklık sistemi: Üzüm çekirdeği özündeki antioksidanlar bağışıklık sisteminin güçlenmesine de katkı sağlar.

Serbest radikallerin neden olduğu oksidatif stresin bağışıklık hücrelerine zarar vermesini önleyerek enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Ayrıca, bazı çalışmalar üzüm çekirdeği özünün iltihaplanmayı azalttığını ve kronik inflamatuar hastalıklara karşı koruma sağladığını gösterdi.

Kanser araştırmaları: Üzüm çekirdeği üzerine yapılan bazı preklinik çalışmalar, bu özün bazı kanser türlerine karşı koruyucu etkileri olabileceğini öne sürdü.

Özellikle kolorektal, meme ve prostat kanserlerine karşı yapılan hayvan deneylerinde üzüm çekirdeği özünün tümör büyümesini yavaşlattığı ve kanser hücrelerinin çoğalmasını engellediği bulundu.

Bu etkilerin, antioksidan ve antienflamatuar özellikleriyle ilişkili olduğu düşünülmektedir, ancak bu konuda daha fazla insan çalışmasına ihtiyaç vardır.

Diğer faydalar: Üzüm çekirdeği özü ayrıca beyin sağlığı üzerinde de olumlu etkiler sağlayabilir. OPC'lerin beyin hücrelerini serbest radikallerden koruyarak bilişsel fonksiyonları iyileştirdiği ve yaşa bağlı hafıza kaybını önleyebileceği düşünüldü.

Ayrıca, üzüm çekirdeği takviyelerinin göz sağlığını desteklediği ve katarakt gibi göz hastalıklarına karşı koruma sağlayabileceği de bazı araştırmalarda belirtildi.

Üzüm çekirdeği sağlığı destekleyen birçok bileşik içerir ve kalp-damar sağlığından cilt sağlığına, bağışıklık sisteminden kanser riskinin azaltılmasına kadar geniş bir yelpazede faydalar sunar. Ancak, bu faydaların tam olarak anlaşılması için daha fazla bilimsel çalışmaya ihtiyaç duyuldu.