Mebruke BİCAN
MUM
Genç adam yaşadığı şehirde kendi işini kurar.
Dürüst ve dost canlısıdır. İnsanlar tarafından çok sevilir. Alışverişlerini yapmaya gelenler memnun oldukları için eşlerine dostlarına hep onu tavsiye ederler.
Bir yıl içinde küçük bir dükkanı olan genç adam büyük bir şirket kurar.
Evlenir üç oğlu olur. Yıllar geçer yaşlanır birgün hastalanır. Hastaneye kaldırılır.
Doktorlar durumundan endişelidir. Adam, oğullarını çağırır. İçinizden biri yıllar boyu uğraşarak kurduğum şirketimin başına geçecek. Hanginizin bunu hak ettiğine karar vermek için her birinize aynı miktarda para vereceğim. Bu parayla aldığınız, akşam döndüğünüzde hastanedeki odamı bir uçtan bir uca doldurmalı.
Çocuklar bu başarılı şirketi yönetme fırsatı karşısında çok heyecanlanırlar. Üçü de parasını harcar.
Akşam döndüklerinde babası büyük oğluna sorar. Oğlum, paranla ne aldın?
Arkadaşımın çiftliğine gittim. İki balya saman aldım. Odadan çıkar balyaları getirir havada savurur. Oda samanla dolar. Biraz sonra samanın tamamı yere iner. Babasının söylediği gibi odayı bir uçtan diğer uca dolduramaz.
Ortanca oğluna sorar. Oğlum, sen ne yaptın?
Yorgancıya gittim iki tane yastık aldım. Yastıkları getirir içindeki pamuğu odaya dağıtır. Havada uçuşan pamuklar biraz sonra yere düşer. Oda yine dolmamıştır.
Küçük oğlum, sen paranla ne aldın?
Paramın yarısını yardım kurumuna dağıttım. Kalan paramın yarısını yardıma muhtaç insanlara verdim. Kendime çok az para ayırdım. Kalanını yine hasta insanlara dağıttım.
Bendeki parayla bir mum ve kibrit kutusu aldım. Işığı kapatır, mumu yakar. Oda mumun yaydığı ışıkla dolar. Oda, samanla pamukla değil bir uçtan bir uca ışıkla dolmuştur.
Babası çok memnun olur. Çok iyi oğlum, bu şirketin başına sen geçeceksin. Çünkü, yaşam hakkında çok önemli olan yardımseverliğini ve ışığını yaymayı biliyorsun... (Aydın KÜÇÜK)...
***
Parayı en iyi şekilde değerlendirmek için yardımsever ve dürüst olmalı. Gerçek zenginlik gönül zenginliğidir. Aza kanaat getirmek gerekir.
Varlıklı bir adam, bir öğretmene yaklaşır. Ona ve öğrencilerine para yardımı yapmak ister. Lütfen bu parayı alın siz ve öğrencilerinizin ihtiyaçları için kullanın.
Öğretmen yardımını gerçekten zenginsen kabul ederim der. Adam çok zengin olduğunu söyler.
Öğretmen ne kadar paran var der.
Zengin adam onbin altınım der.
Öğretmen, peki beşbin altının daha olsun ister misin der.
Zengin adam, elbette bu harika olur.
Öğretmen yine sorar.
Onbin altının daha olsun ister misin?
Zengin adam olabilir daha çok sevinirim der.
Öğretmen ayağa kalkar keseyi zengin adama teslim eder. Zengin olduğunu söylüyorsun, ama sen aslında fakirsin. Senin onbin altının değil, yüzbin altının da olsa kanaat etmeyip daha fazlasını istersin. Kanaati olmayan insan zengin insan değildir. Eğer gerçekten zengin olsaydın ben ve öğrencilerim bu yardımı kabul eder, daha muhtaç başka birilerine yardım ederdik...
Zenginliği olmayan adamı, adamlığı olmayan zenginliğe tercih ederim... (Plutarch)...
SAYGILARIMLA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.