Sille Müzesi'ndeki lastik çarık: Geçmişin yoksulluğunu anlatıyor
Büyük Buhran (1929'da başlayan ve 1930'lu yıllarda devam eden ekonomik kriz) ile 2. Dünya Savaşı döneminde deri çarık alacak gücü olmayan halk için üretilen bir çift çarık, Selçuklu ilçesinin 5 bin yıllık geçmişe sahip Sille mahallesindeki müzede, patenti ve marka tesciliyle sergileniyor.
Ziyaretçilerin ilgi gösterdiği ayakkabılar, zorlu yılları yansıtıyor.
Sille Müzesi Sorumlusu Sercan Yayla, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çarıkçı Hidayet Kolcu'nun yoklukla mücadele eden halk için 1930'lu yıllarda üretmeye başladığı lastik çarıkların, birkaç yıl dayanabilen deri çarıklara kıyasla daha uzun ömürlü (5-6 yıl) olduğunu ve yarı fiyatına satıldığını belirtti.
Yayla, kalın yün çoraplar giyilmesine rağmen lastik çarıların ayaklara lekeler bıraktığını, sağlıksız olduğunu ve kötü koktuğunu ifade ederek, insanların imkansızlık nedeniyle bu çarıkları kullanmak zorunda kaldığını vurguladı.
Üretimine 15 yıllığına izin verildi
Lastik çarıkların numarasız üretildiği için çocuğa da yetişkine uymasının en büyük özelliği olduğuna dikkati çeken Yayla, şu şekilde konuştu:
"Çarık, arkasındaki kemerlerden geçirilen ipin öndeki deliklerden çıkarılıp çekilmesiyle çocuğa da yetişkine de oluyor. Çarıkların bu şekilde yapılmasının da önemli bir nedeni vardı. O dönemde bir evde 6 kişi yaşıyorsa, 2 çarık alabiliyorlardı. Eğer maddi durumları biraz daha iyiyse en fazla 3 çarık alabiliyorlardı. Bugün baktığımız zaman, nereden nereye geldiğimizi görebiliyoruz."
Yayla, eski kamyon lastiğinden üretilen çarıklara diğer illerden de talep gelince, o dönemde Valiliğin Hidayet Kolcu'nun ismini marka olarak tescillediğini belirtti.
Kolcu'ya, "Devletin durumu düzeldiğinde, deri çarık üretimine devam edeceksin" şartıyla lastik çarık üretimi için 15 yıllık bir izin verildiğini ifade etti.
"Cefa çekmiş bir milletin torunlarıyız"
Yayla, lastik çarıkların müzeye gelen ziyaretçilerin ilgisini çektiğini dile getirdi..
Bazen çarıkları incelerken duygulananlarla karşılaştıklarını anlatan Yayla, şunları kaydetti:
"Biz sıradan bir neslin değil, cefa çekmiş bir milletin torunlarıyız. Eğer dedelerimizin neler yaşadığını unutursak, maalesef savrulur gideriz. Atalarımız ülkemizi bu hale kolay getirmedi. Bu binanın üzerine bir taş da bizim koymamız gerekiyor. Onlar yokluk dönemlerinde bu kadar güzel şeyler ortaya koyduysa, biz bugün ülkemizi bulunduğu noktadan daha iyi yerlere taşımak için büyük gayret göstermemiz gerekiyor. Alacağımız en büyük ibretlerden biri de bu lastik çarıklar."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.