Sofranızdan tuzluğu kaldırın, bu hastalıklardan kurtulun!
İçeriğindeki minerallerle insan yaşamı için son derece önemli olan tuz, aşırı tüketildiğinde önemli sağlık sorunlarına neden olabilir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından açıklanan verilere göre günde 6 gram (1 silme çay kaşığı) tuz alınması vücut için yeterli. Ancak işlenmiş gıdalarla günlük tuz tüketimi 16-18 gramı buluyor.
Tuz, yemeklere tat ve lezzet katan bir bileşen olsa da aşırı miktarda tüketildiğinde ciddi riskleri ve çeşitli sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor.
Özellikle modern beslenme alışkanlıklarında işlenmiş gıdaların ve fast food türü yiyeceklerin yaygın olarak tüketilmesi, tuz alımının artmasına ve bu zararlı etkilerin daha da büyük bir sorun haline gelmesine neden oluyor.
Fazla tuzun insan sağlığı için zararlarına dikkat çeken Uzman Diyetisyen Ege Ramadanoğlu, “Fazla miktarda tuz alımı hipertansiyon başta olmak üzere kardiyovasküler hastalıklar, inme, böbrek hastalıkları, osteoporoz ve bazı kanser türleri gibi çeşitli hastalıklar için önemli bir risk etmenidir” dedi.
“TUZ VE SODYUMU BİRBİRİYLE KARIŞTIRMAYIN”
Tuz ve sodyum kavramlarının yüzyıllardır birbiriyle karıştırıldığını dile getiren Ramadanoğlu, bu iki madde hakkında şu bilgileri verdi:
“Sodyum, besinlerin doğal yapısında bulunan bir mineraldir. Besinlerin doğal olarak yapısında bulunan sodyuma ‘doğal yiyecek tuzu’ denilmektedir. Sodyumun en iyi kaynakları; sofra tuzu, kabartma tozu ve maden sodasıdır. Sodyum doğal olarak süt, et ve kabuklu deniz ürünleri gibi çeşitli yiyeceklerde de bulunur.
Sofra tuzu ise denizlerden, göllerden ve kayalardan saf olarak elde edilip, rafine edildikten sonra besin hazırlamada kullanılan tuzdur. Sofra tuzu, ana maddesi sodyum klorür olan ham tuzdan, insan tüketimine uygun şekilde üretilen tuzlardır. 1 gram sofra tuzunda 400 mg sodyum vardır. Sodyum ve potasyum vücutta sıvı ve asit-baz dengesinin sağlanması için gereklidir.
Sodyum iyonlarının vücut sıvılarındaki yoğunluklarının uygun şekilde olması, sinirlerin uyarımı, normal hücre işlevi ve kas dokusunun çalışması için çok önemlidir. Sodyum yetersizliğinde, zihni bulanıklık, kas yorgunluğu, ağrılar ve solunum yetersizliği gibi belirtiler görülür.”
GÜNLÜK TUZ ALIMI NE KADAR OLMALI?
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) diyetle günlük tuz alımının 5 gram ile sınırlandırılması önerisinde bulunduğunu belirten Uzm. Dyt. Ramadanoğlu, “Besinlerin etiket bilgilerine bakarak bir porsiyonundaki sodyum miktarı kontrol edilebilir. Ürünlerin tuz içeriğini azaltmak için tariflerin yeniden düzenlenmesi ve düzenlenmediği takdirde tüketicilerin başta maden suyu ve soda olmak üzere besin etiketlerini okuyarak tuz ve sodyum bakımından düşük ürünleri seçmesi gereklidir.
Yemeklerin tadına bakmadan tuz kullanılmamalı, sofrada tuzluk bulundurulmamalıdır. Sağlıklı yaşamın bir parçası olarak tuz tüketimi, günlük sodyum gereksinmesini karşılayacak şekilde ayarlanmalıdır. İyot fetüs ve küçük çocukta sağlıklı beyin gelişimi ve genel olarak insanların zihinsel işlevlerini optimize etmek için gerekli olduğundan tüketilen tüm tuzlar iyotlandırılmalı ve tuzlarda iyotlu ibaresi yer almalıdır” şeklinde konuştu.
TANSİYON, KALP, İNME BÖBREK…
Fazla tuz tüketiminin zararlarından bahseden Uzm. Dyt. Ramadanoğlu, “Fazla miktarda tuz alımının hipertansiyon başta olmak üzere kardiyovasküler hastalıklar, inme, böbrek hastalıkları, osteoporoz ve bazı kanser türleri gibi çeşitli hastalıklar için önemli bir risk etmenidir. Son yıllarda yapılan çalışmalar, diyetle fazla tuz alımının etkilerinin sadece iyi bilinen bu hastalıklarla sınırlı olmadığını, tip 2 diyabet ve obezite gibi beslenmeyle ilintili kronik hastalıklar için de önemli risk etmeni olabileceğini göstermektedir” dedi.
“FAZLA TÜKETİMİ ÖDEME YOL AÇAR”
Fazla tuz tükettiğimizi nasıl anlayabileceğimize dikkat çeken Uzm. Dyt. Ramadanoğlu, “Vücutta fazla sodyum birikimi ödeme yol açar. Aşırı tuz içeren besinler; hazır soslar, atıştırmalık ürünler, tuzlanmış kuruyemişler, salamura besinler (peynirler vs.), balık konserveleri, tuzlanmış ve/veya salamura edilmiş et ve balık ürünleri, mineralli içecekler, geleneksel olarak evlerde hazırlanan turşu, salça, tarhana gibi besinler olarak sıralanabilir” açıklamasında bulundu.
SOFRANIZA TUZLUK KOYMAYIN
Fazla tuz tüketimini nasıl azaltabileceğimizi anlatan Uzm. Dyt. Ramadanoğlu, şu bilgileri paylaştı:
“Sofranıza tuzluk koymayın. Tuzu, pişirirken değil yemeğin sonunda ekleyin. Bilinçli alışveriş yapın. Bir besini tadarak tuzunu anlamayabilirsiniz. Bunun için etiket üzerinde aşağıda yazan katkıların bulunmamasına dikkat edin: Monosodyum glutamat (MSG), kabartma tozu, disodyum fosfat, sodyum alginat, sodyum nitrat veya nitrit. Limon, baharatlar tuz ihtiyacını çok iyi oranda azaltabilir. Ambalajlı ürünlerin tuz içerikleri yüksek olduğundan dikkatli tüketin. Turşu, salamura yiyecekler ve şarküteri ürünlerini fazla tüketmeyin.”
Kaynak:HABER MERKEZİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.