Ankara Kalesi'nin 4 asırlık hikayesi kitapta hayat buldu
Seçkin Küskü'nün "Surdaki Sır" adlı romanı, Ankara'nın tarihini ve kültürünü gözler önüne seren bir eser olarak kitapseverlerle buluştu. Roman, 17. yüzyılda yapılmış olan ve zamanla "Ankara Manzarası" olarak bilinen tabloya dayanmaktadır. Tablonun, Osmanlı ile Hollanda arasındaki 1617 tarihli ticaret anlaşmasıyla Hollandalı tüccarların Ankara'ya gelmesini resmettiği vurgulandı. Küskü, bu eserin yazılmasında Prof. Dr. Semavi Eyice'nin, tablonun aslında Halep yerine Ankara'yı resmettiğini kanıtlayarak isminin değişmesine öncülük ettiğini belirtti.
Romanın yazarı Küskü, "Surdaki Sır" kitabını tamamen "Ankara Manzarası" tablosuna odaklanarak yazdığını ve uzun bir araştırma sürecinden sonra eseri tamamladığını ifade etti.
Tablodaki 22 karakterin romanında yer bulduğunu, her birinin dönemin sosyal ve kültürel yapısını yansıttığını söyledi. Ayrıca, tablonun bir yüzeyinde yer alan Ankara'nın tarihi yapılarının ve surlarının incelendiği, diğer yüzeyde ise pazarı, camiyi ve dönemin halkını tasvir eden ayrıntıların önemli bir yer tuttuğunu vurguladı.
Küskü, tablonun 2018 yılında Hollanda'nın Rijksmuseum, Kültür Bakanlığı ve Rahmi Koç Müzesi iş birliğiyle Koç Müzesi'ne getirildiğini hatırlatarak, Ankaralıların yoğun ilgisi sonucunda tablonun 5 yıldır sergilendiğini belirtti.
Tablodaki bir figürün, dönemin Hollanda kıyafetlerini giymiş bir kişi olduğunu fark ettiğini ve kitabında bu kişiyi "Bedizci Martin" olarak kurguladığını açıkladı. Ayrıca, Küskü, "Surdaki Sır"ın 22 akademisyen tarafından incelenip onaylandığını ve bu süreçle birlikte kitabın yayımlandığını söyledi.
Küskü'nün kitabı, hem tarihi bir belge niteliği taşıyor hem de edebi bir eser olarak Ankara'nın tarihi dokusunu, halkını ve kültürel mirasını geniş bir kitleye aktarmayı amaçlıyor. Küskü, kitabın sadece bir roman değil, aynı zamanda bir araştırma ve keşif yolculuğu olduğunun altını çizerek, Ankara Manzarası tablosunun şehre kazandırılması için tüm ilgilileri teşvik etti.
"Tablomuzu Ankara'dan ve bizi de tablomuzdan ayırmasınlar" şeklindeki çağrısı, bu kültürel mirasın korunmasına dair duyduğu hassasiyeti de yansıtıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.