KİTAP
Malum Sebepten dolayı evlere hapsolduğumuz şu günlerde, evde yapılabilecek en güzel şeylerden, hatta kendi adıma en güzeli diyebileceğim etkinlik kitap okumaktır. Biraz kafa dağıtmanın çok çok ötesinde, evimizde iken bile, bizi bulunduğumuz yerden alan ve hayatın bizim tarafımızdan seçilmiş başka bir boyuna götüren tek ölümsüzlüktür.
Shakespeare’ e göre “ En büyük krallık ”, Herrik’e göre “ Hiç solmayacak bitkiler.” dir. Hatta Mevlana’ya göre “Ruhun ilacı “ dır kitap.
Kendine has bir kokusu vardır kitabın. Okumaya başlamak için elinize aldığınızda derin derin içinize çekersiniz o rayihayı… Yağmur sonrası toprak kokusunu andırır. Ab-ı hayat gibidir, daha okumaya başlamadan kokusu sarar bütün benliğinizi, içinizi bir mutluluk kaplar… Hele bir de uzun zamandır beklediğiniz bir kitap ise bambaşka hazlar verir insana. O kadar muhteşem bir kokudur ki, okuyanın o anki ruh haline bürünür. Kimi zaman melankoli, kimi zaman coşku, bazen nostalji ve bazen asabiyet kokar kitap.
Önce, varsa önsözü okunur . Arka kapaktaki, kitap ile ilgili eleştirilere göz atılır. Kitabın ön kapağı parmak uçları ile hissedilir. Kapak resmi en ince detayına kadar incelenir. Yıllardır görmek isteyip te göremediğimiz bir sanat yapısının, içine girmeden önce heyecanımız dinsin diye dış güzelliklerini incelemekten bir farkı yoktur bunun. Sonra o sonsuz okyanusa bırakıverirsiniz kendinizi, güvenle ve huzurla…
Necip Fazıl ile ütopyaların peşine düşersiniz. Haklı muhalifliğin, sorgulamanın hazzını yaşar, üstadı okumuş olmak ile kendinizi ayrıcalıklı hissedersiniz.
Yaşar Kemal ile Anadolu efsanelerini birebir yaşar, Çukurova insanının ezilmişliğini, sömürülüşünü destansı bir kalemden okursunuz. Kendisine niçin “ Gözüyle kartal avlayan adam” denildiğini daha iyi anlarsınız.
Tolstoy’un yazılarında kusursuz tekniği, kurguyu görür, romanlarını adeta canlı seyredersiniz.
Agatha Christie ile doğu ekspresi ile gizem ve gerilim dolu bir yolculuk yapar, dünyanın dört bir köşesinde işlenmiş cinayet dosyalarını Belçikalı dedektif Hercule Poirot ile birlikte çözersiniz.
Wilbur Smith ile Güney Afrika coğrafyasında sürüklenir gider ve koskoca bir kıtayı yazarın kitaplarından gidip gezmişçesine öğrenirsiniz.
Tess Gerritsen, Dean R.Koontz, Jean Christophe Grange ile gerilimin doruklarına çıkarsınız.
Hüseyin Rahmi Gürpınar, Reşat Nuri Güntekin, Halide Edip Adıvar, Peyami Safa, Nihal Atsız, Dostoyevski, Victor Hugo , Jack London, Jules Verne, Gogol, Gabriel Garcia Marquez, Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin, Balzac, Stendhal , Mehmet Rauf ve daha niceleri… Her biri birer dev ve yazarlık konusunda birer bükülmez bilektirler.
Saydıklarım denizden bir damla bile değildir. Daha yüzlercesi binlercesi vardır okumamız için bizi bekleyen…
Mevlana vardır, Evliya Çelebi vardır, İmam-ı Gazali, İmam-ı Rabbani vardır, Seyyid Kutup vardır, Mehmet Akif Ersoy vardır, Yahya Kemal vardır…
Kitabımız, göz nurumuz, rehberimiz. Cenab-ı Allah’ın mucizesi HZ. KUR’AN vardır...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.