ÖLÜM (2)
Sevgili Dostlar,
“Ölüm” ün en güzel tanımı elbette ki öldükten sonra yapılabilir. Lakin bilmez miyiz ki bu tanımı yapma imkânımız hiçbir zaman olmayacaktır.
Kendimce, halimce, bilgisizce ve belki sadece korku ve merak ile yapabileceğimin de farkındayım. “Hiç iken VAR olmak ve YOK iken tekrar hiç olmak”
Âcizane bir de benden okuyun.
Dostlarım;
Kâinatta, insanoğlu tarafından en fazla sorulan soru “Ölümden sonra hayat var mıdır?” sorusudur. Lakin en çok sorulması gereken sorunun “Doğumdan sonra hayat var mıdır?” sorusu olmalı değil midir?
“Öldüğümüzde mi doğduk?” yoksa “Doğduğumuzda mı öldük?”
Ölüm ile ilgili binlerce soru vardır kafamızda. Deli sorular… Zor sorulardır bunlar.
“ Anlatılmaz, yaşanır…” sözüne “ÖLÜMDÜR” desem;
“En yakışan kıyafet…” sözüne “KEFENDİR” desem;
“Herkes senin için toplanmış, sen nerdesin?” diye sorulsa “MUSALLA TAŞINDAYIM” desem;
“Yaptığı görevde, işini en mükemmel ve hatasız yapan yaratılmış kimdir?” sorusuna “AZRAİLDİR” desem, yine de “Ölüm” denilen kutlu yolculuğun tarifini yapmış sayılmazdım…
Yahya Kemal , “Ölüm Asude bahar ülkesidir” ve Shakspeare “Ölmek, uyumak sadece” yalanını söylemiş iken, Kendi adıma “Beden” dediğim kirli, necis ve günahkâr elbisemizi dünya da bırakıp, sadece anlatılana gitmektir bence “Ölüm”.
Kim ki , “Ölüm” denilen “DOST”u, hanesine misafir etmiyor ise, zaten o evde olmadığından haberi var mıdır ki?
Ben, doğduğum lahzayı bilmiyorsam, öldüğüm lahzadan da haberim olmasın isterdim. Belki korku, belki merak, belki umuttur ölmek. Hayatta hiçbir şey “Ölüm” kadar tatmin edemez insanı.
Nietzsche’nin dediği “Ölmenin en güzel yani, bir daha ölemeyecek olmaktır.” Sözü gibi, dünyada duyduğumuz iki kesin bilgi “Allah” ve “Ölüm” dür.
Doğduğumuz gün, aslında ölümümüz de başlamamış mıydı? Her gün hem yaşamış, hem de ölüme yaklaşmamış mıydık? “Hayat bir uykudur ölünce uyanır insan, sen önce davran ölmeden önce uyan” dememiş miydi Hazreti Mevlana?
Sevgili Dostlar;
"Ana rahminden geldik pazara, bir kefen aldık döndük mezara" diyen Yunus Emre bile, hatta yüz milyarlarca insan bunu yapabildi ise bizde yapacağız. “Öleceğiz”… Üstadım Necip Fazıl ne demişti?
Ölüm güzel şey, güzel şey budur perde ardından haber...
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber?...
Öleceğiz müjdeler olsun, müjdeler olsun!
Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun!
Kapı kapı, yolun son kapısı ölümse;
Her kapıda ağlayıp o kapıda gülümse!
O dem deki, perdeler kalkar, perdeler iner,
Azrail’e hoş geldin, diyebilmekte hüner...
Dostlar, mutlu ve hazır mıyız?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.