İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 23 Haziran 2019 günü yenilenen seçimi çok şükür kazasız belasız yapıldı.

Yerel seçimlerde olduğu gibi, genel seçimlerde de taraf ve karşı taraflar olur. Bunlar çok partili siyasetin kuralıdır.

Kaybeden taraftarı ile birlikte üzülür, kazanan da taraftarı ile birlikte sevinç yaşar. Önemli olan kamu malında kamu hukukunun korunmasıdır.

Kamu kaynaklı yani milletin parası ile bütçe oluşturan belediyeler dahil kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar “Tüyü bitmedik yetimin hakkını” korumada tavizsiz olmalıdırlar.

Kaybettiğiniz zaman eleştiri yapan çok olur. Kazandığınız zaman da övgü düzenler, eleştiri yapanlardan çok daha fazla orana ulaşır.

Milletin parasıyla hizmet ve yatırım yapıldığının bilinmesi, yolsuzluğu önlediği gibi yoksulluğa da çare üretir.

Bizim tarihimiz bunun örnekleri ile doludur.

Muhalefet de, Türkiye ye ön yargıyla bakan dış dünyada artık değişimin sandıkta olacağını her halde görmüştür.

Ancak Türkiye seçmeni, iktidar ne kadar güçlü olursa olsun ikna olmadığı seçim iptaline onay vermediğini, Ekrem İmamoğlu'nu "mağdur" olarak görüp, tartışmasız bir sonuçla belediye başkanlığına taşıdığını da herkese göstermiştir.

Ak Parti kaybetmenin iç hesaplaşmasını yapacaktır. Metal yorgunlarının gerçekte kimler olduğunu da her halde görmüşlerdir.

Ehil olmayan, ancak önemli görevlere getirilenler bunun hesabını verecektir.

Bu Ak Partinin iç meselesidir.

Ama İstanbul seçimine bakıp ‘Erken Genel Seçim’ çağrısı yapmak ülkenin hayrına değildir.

Artık bu millet seçimden bıkmıştır. Seçim havasından sıkılmıştır.

Beka meselesini ortaya atanlar, demokrasiyi savunanlar seçimsiz bir dört yılda el ele verip ülkemizin en önemli sorunu olan üretimdeki hızlı düşüşe ve işsizliğe çözüm bulmalıdırlar. Milletin kardeşliğini zedeleyecek istikrarı bozan söylemlerden uzak durmalıdırlar.

Dört yıl iktidar ve muhalefet için bir fırsattır. Eğer bu dört yılda boş laflar üretme sanatı icra edilirse millet siyaset sahnesine yeni isimler bulacaktır.

Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.

Çünkü mazeretiniz kalmayacaktır.

İsterseniz anketörleri sokağa salın. Milletin ne istediğine kendi gözlerinizle bakın.