Namık CEYHAN
SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM İÇİN SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE
Türkiye Cumhuriyetinin yaş almış bir vatandaşı olarak torunumun geleceği, çocuklarımızın geleceği, gençlerimizin geleceği ve tabii ki ülkemizin çevresel geleceği için hazırladığım “Sürdürülebilir Yaşam Bildirgesini” sizlerle paylaşmak istiyorum.
Haktan hukuktan, adaletten, ekonomiden, hayat pahalılığından, yoksulluktan, yolsuzluklardan, gelir dağılımındaki adaletsizlikten, liyakatsizlik iddialarından, terörle mücadeleden, mülteci sorunundan kısaca siyasi çekişmelerin neden olduğu olumsuzluklardan bahsetmeyeceğim. Bunları hemen her gün siyasi partilerin başkan ve milletvekillerinden dinlediğimiz gibi her akşam televizyonlarda boy gösteren akademisyen ve gazetecilerden çokça dinliyoruz zaten. Burada yaşantımızın temel etkenlerinin sürdürülebilirliği için başta ülkeyi yönetenlerden yerel yöneticilerimizden ve tabii ki her yaş ve her konumdaki tüm vatandaşlarımızdan beklentilerimden bahsedeceğim:
- Öncelikle bu dünyada tüm canlıların yaşama hakkına saygı duyulsun istiyorum.
- Doğaya ve yaşam haklarına zarar veren kural ihlallerine göz yumulmasın istiyorum.
- Temiz hava solumak istiyorum. (Doğan her bebeğin temiz hava soluması anne sütü kadar hakkı ve ihtiyacıdır.)
- Temiz ve sağlıklı su içmek istiyorum. (Artık evlerimizde musluktan temiz su aksın)
- Bütün gıdalara kolay ve ucuz fiyatla erişebilmek ve sağlıklı beslenmek istiyorum.
- Rant uğruna verimli tarım topraklarımız yok edilmesin. Tarımsal sit alanı olarak koruma statüsü ilan edilsin istiyorum.
- Gelecekte ekmek üretecek buğdayı yetiştireceğim toprak bulabilecek miyiz? Endişesi taşımak istemiyorum.
- Temiz enerji kaynaklarına daha fazla ulaşmak istiyorum.
- Yenilenebilir enerji kullanımı yaygınlaşsın istiyorum.
- Atıkların çöp olmadığı (sıfır atık) bilincinin cazip hale gelmesini istiyorum.
- Geri kazanımın yaşam kültürü halini almasını istiyorum.
- Geleceğin anahtarının iklim değişikliğine uyumda saklı olduğu bilincinin yaygınlaşmasını istiyorum.
- Dinimizin de bir gereği olan israfın durdurulmasını, bu konuda yönetenlerin örnek olmasını istiyorum.
- Sokakta trafik magandalarının gazabına uğramadan dolaşmak istiyorum.
- En küçük bir yağışta sokaklarımızın göle dönmesini istemiyorum.
- Bir damla suyu dahi değerlendirilmesini, suyun boşa harcanmamasını istiyorum.
- Sulak alanları besleyen nehir ve derelere atık suların arıtılmadan deşarj edilmesinin önlenmesini sularımızın kirletilmemesini istiyorum.
- Dere yataklarına, sulak alanların mutlak koruma sahalarına ev yapılmasını istemiyorum.
- Yaban hayatının göç yollarını değiştiren plansız kentleşme ve şehirleşmelere izin verilmesini istemiyorum.
- Milyonlarca insan evine ekmek götürecek para bulamazken bireysel alışkanlıkların israf çılgınlığına dönüştüren kişileri sosyal medyada izlemek istemiyorum.
- Televizyonlarda örf, adet ve genel ahlaka aykırı düşüncelerin yer aldığı- hatta teşvik edildiği- dizilerin sergilenmesini izlemek istemiyorum.
- Her akşam televizyonlarda aynı tartışmaları, gözümüzün içine baka baka yalan yanlış bilgilerin savunulmasını daha açık ifadeyle aklımızla dalga geçilmesini istemiyorum.
- En küçük bir sarsıntısı da acaba bina yıkılacak mı? Binamız sağlam mı değil mi? Endişesiyle yatağa girmek istemiyorum. Deprem gerçeğinin unutulmamasını bekliyorum
- Hasta olmamak için onca çaba harcamamıza rağmen, ya hasta olursam sağlık harcamalarımı nasıl karşılarım diye düşünmek istemiyorum.
- Sürdürülebilir kalkınma için sürdürülebilir çevre ilkesine öncelik verilmesini istiyorum.
- Gıda güvenliğimizin sigortası konumundaki tarım çalışanlarının daha fazla desteklenmesini istiyorum.
- Neredeyse Avrupa’nın tamamında bulunan kadar yurdumuzda bulunan endemik bitki ve hayvan varlığının, biyolojik çeşitliliğin korunmasını istiyorum.
- Velhasıl ben ve benim yaştakiler için bundan sonra belki fark etmeyecek ama gelecek nesillerin (çocuklarımızın torunlarımızın) yaşamının sürdürülebilmesi için sağlıklı ve temiz bir çevre istiyorum.
Sonuç olarak unutmamalıyız ki;
Hiçbir ülkenin geleceği dünyanın çevresel geleceğinden ayrı düşünülemez. Geleceğin çağdaş Türkiye’sinde sürdürülebilir yaşam için ön koşul, “toprağın, suyun, havanın, ormanların, yeşil alanların, biyolojik çeşitliliğin” korunarak geleceğe taşınmasıdır. Geleceğin anahtarı ise iklim değişikliğine uyum sağlamaktır.
Ülkenin refahı ve kalkınması, ekonominin güçlenmesi ekolojik sistemin korunmasına bağlıdır. Yaşamın temel etkenleri olan doğal varlıkların, toprağın, suyun, havanın, yeşil alanların korunmasına öncelik verilmelidir. Olası kuraklığın, meteorolojik kaynaklı afetlerin, iklim krizinin etkilerinin, yokluğun ve yoksulluğun, gıda krizinin ve açlığın önlenmesinin olmazsa olmazı sürdürülebilir yaşam için sürdürülebilir çevre ilkesidir.
Dünya, sadece biz insanlar için yaratılmamıştır. İnsan, bu büyük düzenin sadece bir parçasıdır. Yüce yaratanın önemli ölçüde sadece bizlere verdiği zekâmızı, bencilliğimize kurban etmeyelim. Tüketerek ve kirleterek değil bölüşerek ve koruyarak mutlu olmayı öğrenelim. Unutmayın, her şey sizin bizim elimizde. Bugünlerde vereceğimiz kararlar, sadece ülkemizin bugününü değil yarınlarımızın geleceğini de etkileyecektir. Çok şey mi istiyorum? Umarız keşke demeyiz. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.