Dünyanın iklim ritmi değişti. Sıcak hava toprağın nemini kurutuyor. Felâketlerin birbiri ardına geldiği, acılarla dolu bir yaz yaşıyoruz.

Küresel ısınmanın doğal sonucu olarak orman yangınlarıyla başlayan afetler, sellerle devam etti. Dere yataklarına yapılan binalar çöküyor. Bir de düzensiz göçler eklenince ürkütücü bir görünüm!...

İyiyle kötünün, güzelle çirkinin, doğruyla yanlışın alabildiğine çarpıştığı bir dünya. Yapıcı uğraşlar vermek her geçen gün biraz daha güçleşiyor. Gerçekleri söylemek, geleceği görmek, görmeyenleri uyarmak, göz göre göre gelen tehlikelere durun demek!...

Tüm kirliliklerin temeli olan düşünce kirliliğini arındırabilmek!... Ne tarafa dönsem, bir aksilikle karşılaşıyorum duygusunu yaşıyoruz.

BAZEN, dağınık ve tutarsızlığa yönelik bir enerji akışıyla işleri, istediğimiz somut noktaya çekmekte zorlanabiliriz.

BAZEN de, mantıklı, akılcı riskler almak, yeni fikirler ortaya koymak, yaratıcı, sıradışı görüşlerimizle kendimizi ifade etmek için, güzel ve verimli bir günde oluruz. İyi planlanmış, hesap edilmiş projeler kabul görebilir, el sıkışabiliriz. Geleceğe yönelik önemli girişimlerin temellerini atabiliriz.

Adım adım sonbahara doğru yaklaşırken, bağışıklığımızı güçlendirmeli. Sadeleşip yeniye yer açmalı. Yaşam alanımızda temizlik düzen çok önemli.

HAVA yaşamın nefesidir. Doğru nefes almak, beden-zihin-ruh üçlüsü için, büyük önem taşır. Sık nefes alınca, ciğerlerin sadece üst kısmını doldurarak soluyoruz.

SABIR göstermeyi öğrenmek, anlayışla yaklaşmak, içsel dengemizi bulmamıza yardımcı olacaktır.

SEVGİ, barış, adalet kavramları güçlenince, yaşamın keyfini çıkarmak isteyeceğimiz bir döneme adım atarız. Problemleri çözme yoluna giderken, barış ve uyum yakalarız. Herşeyi süzgeçten geçirerek, adımlarımızı sağlam atmalıyız. Yorgunluğa teslim olduğumuz anlardan çabuk kurtulmalı. Kontrollü davranırken, disiplinli hareketle aklı başında kararlar almalı.

İNSAN, doğumla aydınlığa gözünü açar. Karanlık her zaman sorunludur. Karışıklıkların ortamıdır. Olumlu ve olumsuzluklar insan yaşamının doğal akışının kaçınılmaz belirtileridir.

BAZEN duygularımız gözyaşları ve yükselen sesimizle dışarı atılır. Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler. Ağzına dolar insanın. Sussan acıtır, konuşsan kanatır. Sözlerimize dikkat etmeli.

Bir sözü unutmak, bir yüzü unutmaktan çok daha zordur. İnsan, ne ederse kendine eder. Ama sorsan suçlusu, ya hayattır. Ya da kader. Niyet edip yola devam etmeli. Çektiğimiz zahmet, birgün rahmet olur. Allah'ımızdan, iman içinde sağlık, güzel ahlâk içinde iman, peşinden rahmet, afiyet, kurtuluş isteriz.

YAŞAMDAKİ stresleri azaltarak, küçük dertlerin ucunu bırakmalı. Kendimize rahatlama alanları yaratmalı.

UMUT etmeye devam etmeli. Sürekli karanlıkta kalmayacağız. Elbet, güneş doğacak. Yol haritamızı, güvendiğimiz insanlardan ilham alarak, çizmek isteriz. Dertli gönüllerden dua isteriz.

Unutmayalım ki, bizi zorluklarla sınav eden, kolaylık ve mutlulukla ödüllendirmesini de bilir. Allah, herşeye gücü yetendir. Hiçbir sosyal olay, tek başına gelişip ayrı bir değer yargısı taşımaz.

Kimsenin özel hayatına karışmamalı. Yaralanmasına izin verilmeden, eleştiriler geri püskürtülür. Pozitif insanın enerjisi yüzüne yansır. Kendi iç neşesiyle dünyaya gelmiştir sanki. Her koşulda mutlu olmanın bir yolunu bulur.

Dengelenmiş kişiliği ve ölçülü konuşmalarıyla, kendisini bulunduğu ortama saygılı bir şekilde sunar. Özenli davranışları kişiliğinin özelliğidir.

Dostluk duygularının temelinde, geleneksel kuralların olması önemli. Zoru başarmak hüner ister. Kainat boşluk bırakmaz.

YOK öyle umutları yitirip, karanlıklara savrulmak. Unutmayalım aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak. Milletçe, pek çok olumsuzluklar yaşadığımız bu günlerde, arınmış düşüncelerin egemen olduğu, pırıl pırıl bir dünyada, mutlu ve başarılı yaşamak dileğiyle.

Sevgiyle işlenmiş yüreğinize ve güzelliklerle bezenmiş gönlünüze kucak dolusu selamlar...

SAYGILARIMLA...