Uzmanı, böbrek taşı oluşumuna karşı alınması gereken önlemleri anlattı
Hastaneden gelen açıklamaya göre, Türkiye'de sıkça görülen böbrek ve idrar yolu taşları, özellikle son 20 yılda artışa geçen bir rahatsızlık olarak göze çarpıyor. Buna rağmen, teknolojinin gelişmesiyle böbrek taşlarının daha etkili bir şekilde tedavi edilmesi mümkün oluyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Medicana Sağlık Grubu Üroloji Uzmanı Op. Dr. Furkan Şendoğan, böbrek taşı görülme sıklığının artmasına beslenme alışkanlıklarının ve yetersiz sıvı alımının yol açtığının düşünüldüğünü belirterek, hareketsiz yaşamın, obezitenin, aşırı tuz ve şeker tüketiminin ve aile öyküsünün de riski artırdığını belirtti.
Şendoğan, "Ancak teknoloji sayesinde son yıllarda böbrek ve idrar kanallarındaki taşlara anında müdahale edilebiliyor, böbreğe zarar vermeden bölge mevcut taşlardan arındırılabiliyor." ifadesini kullandı.
"Sıcak iklimde taş oluşum riski artıyor"
Op. Dr. Furkan Şendoğan, yeterli sıvı tüketilmediğinde, idrarda taş oluşumuna neden olan kimyasalların konsantrasyonu arttığı için taş oluşum riskinin de arttığını belirterek, şu ifadelere yer verdi:
"Sıcak iklimlerde yaşayan insanlarda taş oluşum riski daha fazladır. Ailesinde daha önce böbrek taşı görülmüş kişilerde de taş oluşma riski, yüzde 25 daha fazladır. Yine böbrek taşı oluşmuş bireylerde sonraki 5 yıl içinde tekrar taş oluşma ihtimali yüzde 25-40 daha yüksektir. Erkeklerde ve beyaz ırkta daha çok görülen böbrek taşı hastalığı, özellikle 30-50 yaş arasında ortaya çıkar. Yüksek hayvansal protein ve düşük lif içeren besinleri tüketenlerde taş oluşma riski artmaktadır. Fazla tuz tüketimi de bu açıdan tehlikelidir. Bunlara ek olarak, sedanter yaşam (hareketsiz kalmak) taş oluşumu riskini artırmaktadır."
Böbrek taşı oluşumunu engellemek için yapılması gerekenler
Furkan Şendoğan, böbrek taşı oluşumunu engellemek için yapılması gerekenler arasında özellikle bol su içmenin öne çıktığını kaydederek, şu önerilerde bulundu:
"Sıvı alımını artırmak, böbrek taşı oluşumunu önlemek için yapılması gerekenlerin başında yer alıyor. Çay, kahve, meyve suları ve asitli içecekler yerine, su tüketimi artırılmaya özen gösterilmeli. Çünkü bu içeceklerin bir kısmı dehidrasyona (sıvı kaybı) neden olabilir ya da içeriğindeki şeker sebebiyle farklı problemlere yol açabilir. Spor yapan, açık havada çalışan veya bedenen yoğun çalışan kişilerin daha çok su içmesi gerektiği unutulmamalı. Bol sebze ve meyve tüketimi de oldukça önemli. Sebze ve meyveler idrardaki asit miktarını azaltır. Bu nedenle ürik asit oranını artırma riski bulunan hayvansal gıdalarla birlikte sebze tüketilmelidir."
Şendoğan, tuz ve şeker tüketiminin azaltılması ve paketli gıdaların daha az tüketilmesi gerektiğini belirterek, "Obezite de böbrek taşı oluşumu için bir risk faktörü olduğundan, kilo vermek böbrek taşlarının azaltılması veya önlenmesi için tavsiye edilmekte. Aile geçmişi, önceden düşürülmüş taş, kötü beslenme, hareketsiz yaşam gibi risk faktörlerini taşıyanlar; yan ağrısı, bulantı, idrar yaparken yanma veya idrarda kan gibi şikayetleri olmasa bile yılda bir kez mutlaka kontrol yaptırmalı." açıklamasını yaptı.
Teknolojinin gelişmesiyle son yıllarda böbrek ve idrar kanallarındaki taşlara anında müdahale etmenin mümkün olduğunu vurgulayan Şendoğan, endoskopik kombine intrarenal cerrahi (E-CIRS) yönteminin büyük ve komplike böbrek taşlarının daha etkili bir şekilde tedavi edilmesine imkan tanıdığını anlattı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.