HAYBER VE HAYBER'E GİRİŞ
Hayber, Suriye yolunda bir havalinin ismidir,
Medine'ye yüzelli kilometre mesafededir.
Burada yedi kale olup, arazisi zengindir,
Ekilmiş tarla, gür hurmalıkla çok zengin bir yerdir.
Hayber, araplarda yahudinin merkezi sayılır,
Beni nâdir, kaynuka gibi yahudiler burdadır.
Bunlara ceza verilerek, Hayber'e kovulmuşlar,
İslâm merkezinden, yahudi kökünü kazımışlar.
Fakat şimâlde yahudi belası devam ediyor,
Gayeleri Kureyş'i islâma kışkırtmak oluyor.
Nitekim Hendek harbi, onların belâsıyla çıkmış,
Müslümanlarda çok büyük bir tehlikeyi atlatmış.
Gatâfan arapları islâma karşı düşmandılar,
İslâma davet mektubuna kral Haris kızmışlar.
Hücum hazırlığı yapmışlar, kızmışlar Medine'ye,
Yahudilerin birleşme korkusu vardı şimâlde.
Rasülullah dini neşir için zemin hazırlıyor,
Onun için şimâlinde emniyetini istiyor.
Hudeybiye'de cenup kısmı emin hale gelinmiş,
Şimdi yahudi sorunu halletme zamanı gelmiş.
Yahudinin baş tahrikçisi Huyey öldükten sonra,
Sellâm bin Ebi'l Hukayk geçmiş yahudinin başına.
Hicretin altıncı yılı, Sellâm Gatâfa'na gitmiş,
Yahudileri tahrik edip, bir ordu hazır etmiş.
Şimâldeki tehlike, bertarafa karar verildi,
yahudiler hazırlanmadan,davranmak gerekirdi.
Hazırlıklar tamamlanıp, düşmandan gizli tutuldu,
Düşmana haber sızdırmamak için dikkatli olundu.
Rasülullah "cihada rağbet edenler gelsin" dedi,
Hayber'e binaltı yüz elli neferle hareket edildi.
Bugüne kadarki harplerde hep düşman gelip çatmış
Müslümanlarda sadece savunmak zorunda kalmış.
Şimdi, ilk hareket eden islâm ordusu olmuştur,
Bu harbin diğerlerinden hususiyeti de budur.
Bu karar ansızın olmuştu, hiç kimseler duymadı,
Mücahitler uzun olan bu yolu üç günde aldı.
Sabah yahudiler, tarlaya çalışmaya çıkmışlar,
Müslümanları görenler korkup kaleye kaçmışlar.
Rasül-i Ekrem bu savaşa, üç sancak hazırlattı,
Birini Hubâb, birini Sa'd bin Ubâde almıştı.
Üçüncüsü Aişe'nin baş örtüsünden yapılmış,
Bu âlem-i Nebevi'yi, Hazret-i Ali taşımış.
Ümmü Selem'e bu harpte,Peygamber'in yanındaydı,
Ordu şu meâldeki mısralarla gidiyorlardı.
"Yâ rab, bizi doğru yola iletmezsen, bulamayız,
Ne zekât verir, ne emrettiğin namazı kılarız.
Nemiz varsa feda olsun, senin uğrunda-yolunda,
Yeter ki sen mağfiret et, bize huzur ver bu yolda.
Ne zaman çağrılırsak, o anda ederiz icabet,
Düşmanla karşılaştığımız vakit, bize sebât et."
Yolda askerler yüksek sesle tekbir getiriyorlar,
Bu harbe, bazı kadınlar da iştirak ediyorlar.
Müslümanlar Hayber'e akşam girmiş, hücum etmemiş,
Çünkü Rasülullah hiçbir zaman gece harp etmezmiş.
Geceyi şehir dışında konaklayıp geçirdiler,
Rasülullah askerleri toplayıp, dua ettiler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.