Mebruke BİCAN
KARDEŞ KISKANÇLIĞI
Kardeşler arası rekabet ve kıskançlığın hikâyesi insanlık tarihi kadar eskidir.
Sevgiyi paylaşma, ilgiyi ve zamanı bölüşebilme ancak yaşanarak öğrenilebilen bir duygudur. Dozunda yaşandığı ve uzun yıllara taşınmadığı sürece yaşanması ve tadılması gerekir.
Ama aşırı yaşanan ve anlatılmasına izin verilmeyen kıskançlık duyguları bazen öylesine büyür ki, ileri yaşlara kadar sürer.
Ebeveynlerin çocukları arasındaki kıyaslama, karşılaştırmalar olumsuzluk getirir. Sevilmiş, kabul edilerek büyütülmüş insanların bakışları çok farklıdır. Nezaketli bir özgüvenin sahibi olurlar. Değer verilmiş olmanın artılarıyla hayata başlarlar.
Çocukken değerli olma duygusu verilmemişse, ileri yaşlarda kendini pahalıya satar. Önce içindeki kocaman boşluğun adını bulmaya çalışır, sonra da ilâcını arar. Aynı anne ve babadan olan, aynı evde büyüdükleri halde çocuklar farklıdır. Kimisi heyecanlı, kimi soğukkanlı, kimi dokunularak, kimi güzel bir sözle sevilmeyi ister.
Kıyaslama aralarındaki bağı zayıflatır. Sevgilerine gölge düşürür. Öfkelerini büyütür. Sevilen kabul edilen çocuk, kendinden hoşnut kadere razı olur. Çocuklarımızın mizacındaki sivri tarafları törpülemek ebeveynlerin görevidir.
Her birinin özel ve güzel yetenekli taraflarına öncelikle vurgu yapmak, farkında ve memnun olduğumuzu belli etmek gerekir. Çocuklarımı öncelikle kendi kişilik özellikleriyle olduğu gibi kabul etmeli. Bizim için değerli olduklarını, hayatımıza gelmesiyle mutlu olduğumuzu anlatmalı.
Anne sevgisini, anne dilinin sıcaklığını hissedememiş her yürek şu koskoca dünyada kalabalıklar içinde bile kendini hep yalnız hisseder. Bir kere de güzel söyle anne, bir kere de iyi bir dille söyle ne olur...
Hep yapamadıklarımı değil, bir kere de yapabildiklerimi söyle...
Kaç yaşına gelirse gelsin çocukların sözleri şifreli mesaj gibidir. Nasıl anne ve babalar olduğumuzu onların böyle zamanlarda söylediği sözlerden yakalayabiliriz.
Anne ve babasıyla sorun yaşayan aklı başında birçok genç nasıl davranacağını bilemez. Onları hem kırmamak gayreti, hem de kendi kişiliğini yaşama arzusu arasında kalır.
Sevgi arzusundaki çocuk, kaç yaşına gelirse gelsin bu ihtiyacını karşılamaya çalışır. Her boşluk yanlış ya da doğru bir şekilde tamamlanmaya çalışılır.
Hayatının ilk yıllarında ebeveynleri tarafından sağlıklı ve yeterli bir şekilde sevilmeyen, sıcak ve samimi duygusal ilişki kurulmayan çocuklar büyüdüklerinde hep bu boşluğu doldurmak istercesine davranırlar.
Ebeveynler kardeşler arasında kıskançlığa neden olacak sözlerden uzak durmalılar. Her kardeşin becerisini beğendiğini, her ikisini de çok sevdiğini söylemeliler.
Güzel bir dille anlatılan duygular, abartılmadan ve daha sağlıklı yaşama imkanı sunar. Kardeşler arasında sevgiyi pekiştirir.
Kabul edilen, sevildiğini anlatarak büyütülen çocuklara ne mutlu...
SAYGILARIMLA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.