Kur’an Arkeolojisi hurafeleri ortaya çıkarıyor
İl Halk Kütüphanesi Salonunda gerçekleştirilen programın açılı ş konuşmasını yapan Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü sözlerinin başında program akışına dair bilgilendirmede bulunarak “Mart ayına kadar programlarımız saat 20.00’de başlayacak. Ramazan ayına girerken güncelleme yapacağız” şeklinde konuştu.
Müslümanlık dışındaki diğer inanç sahibi milletlerin, araştırmalarında kendi inançlarına uygun sonuçlar bulmaya çalıştığına dikkat çeken Güçlü “Biz araştırmalarımızda Kur’an dışına çıkmıyoruz. Yaradılışa, tarihe, varoluşa Kur’an merkezli nasıl bakılabilir; hepimizin bunu düşünmesi lâzım. Her olaya Yahudilerin baktığı gibi bakamayız. Onlar kendi yazdıkları Tevrat’ı meşrulaştırmaya çalışıyor” dedi.
Sonrasında kürsüye çıkan Prof. Dr. Güngör Karauğuz, Kur'an Arkeolojisi bağlamında Hz. Davut ve Süleyman Krallığı dönemini anlattı. Konuşmasını, Kur'an ayetleri, Tevrat’tan alıntılar ve haritalar ile destekleyerek bir sunum gerçekleştirdi.
Dünyanın biriktirdiği bilgilerin doğru ve yanlış olanlarını, kâinatın değişime uğramamış ve uğramayacak olan tek kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’in bize gösterdiğini söyleyen Karauğuz, “Kur’an, kendinin tam ve eksiksiz olduğunu söyler ve detay veren bir kitaptır” dedi.
Kur’an Arkeolojisin nasıl yapılması gerektiğine dair bilgiler veren Karauğuz, “Önce Kur’ani kavramlar netleştirilmelidir. Kur’an’ın teyit ve tasdik kitabı olduğu bilinmelidir. Ve Kur’an muhalif ve reddediş kitabıdır. Ayrıca Kur’an detay veren bir kitaptır. Nihai olarak Kur’an, değişmemiş ve değiştirilmemiş bir vahiy kitabıdır. Kur’an arkeolojisi bu bakış açısıyla yapılır” şeklinde ifadelere yer verdi.
Kur’an ayetlerinden örnekler de veren Karauğuz, “Maide Suresi 15. Ayetinde Allah (Resulümüz kitapta bulunup da gizlemekte olduğunuz birçok şeyi size açıklamak üzere geldi) buyuruyor. Yani tahrif edilmiş evvelki kitapları işaret ediyor.
Devamında da (Birçoğunu da açığa vurmuyor) diyor. İşte bu açığa vurulmamış olanları biz Kur’an arkeolojisi yaparak bulabiliriz. Kur’an bize ehli kitapta yapılan tahrifatları anlatıyor, geri kalanını da biz bulacağız” dedi.
Maide Suresi 45. Ayetinde, Tevrat’ta yapılan bir tahrifatın işaret edildiğini anlatan Karauğuz, “Bu Ayette (Tevrat’ta İsrailoğullarına cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş yaralamalarda da kısas vardır. Kim kısası bu kendisi için bir kefaret olur” buyurulmaktadır.
Bu Ayet, tahrif edilmiş Tevrat’ın Çıkış 22 numaralı bölümünü işaret eder. Çünkü orijinal Tevrat’a, kendilerine uygun metinler yerleştirmişlerdir. Mesela Hamurabi ve Hitit yasalarının önemli bir bölümü Tevrat’a yapıştırılmıştır” diye konuştu.
Kur’an Arkeolojisinin hurafeleri de ortaya çıkardığını anlatan Karauğuz, “Tevrat’ı, İncil’i bilmeyen, Peygamberleri yeteri kadar tanımayan onların kitaplarında yapılan tahrifatları bilmez ama Kur’an bize bu tahrifatları haber veriyor. Ayetlerde örneklerinin görebiliyoruz.
Biz de Kur’an Arkeolojisi yaparak Kur’an’ın ifade etmediği kısımlarını anlayabiliyoruz. Arkeoloji güzel bir şey… Kur’an Arkeolojisi olmazsa hurafeleri anlayamayız” dedi.
Konuşmasında Hz. Davut ve Süleyman As. Dönemlerinden de bahseden Karauğuz, “Bu devri anlamak için Eski Çağ Tarihini çok iyi bilmek lâzım. Yoksa hangi Peygamberin hangi coğrafyada ne zaman tebliğ görevi yaptığını bilemeyiz. 1600’lerde Anadolu’da Hititler vardır. Bunların asıl adı Etilerdir ama Yahudi kayıtlarında Hititler olarak zikredildiği için asıl adları neredeyse unutulmuştur.
Hititlerin kıl elması, Suriye hattını Halep’e kadar elinde tutmaktı. İsrailoğlulları Sina çölünü geçip Selam şehrine yaklaştıklarında Mısır’a girmekten korktular ve Musa As.’e (sen git savaş) dediler. Allah da o topraklara girmeyi onlara yasakladı. Dolayısıyla İsrailoğlulları tarihte, bugün Filistin olan o topraklara hiç girmediler. Bunu bize Kur’an bildiriyor. Devletimiz, Müslümanlar bu minvalde bir siyaset geliştirip bugün İsrail’e (Siz tarihte orada hiç olmadınız) diyebilmeli.
Gerçek bu iken onlar, tahrif ettikleri Tevrat’a gerçek dışı şeyler yazdılar ve yüz elli yıldır orada kazı yaparak kendilerine tarih arıyorlar ama bulamazlar; çünkü yoklar. Çıkacak olan veriler de bunu ispatlayacak” diye konuştu.
İbrani ifadesinin tarih kayıtlarında olmadığını da anlatan Karauğuz, “İbrani ifadesine ilk olarak tahrif edilmiş Tevrat’ta rastlarız ama Hz. İbrahim İbrani ve Yahudi değildir. Ur’da doğu orada ateşe atılmıştır. Hamurabi gibi Hz. İbrahim de Aramidir. Yahudi tapınağı da Hz. İsa’dan otuz yıl önce ilk olarak kullanıldı. Tevrat’ta Hz. Dsvut’un annesinin adı verilmez. Hz. Süleyman’ın annesi de İbrani değil Hititlidir” diyerek sözlerine devam etti.
Hz. Davut ve Süleyman Krallığı döneminde büyük göçler yaşandığını anlatan Karağuz, “Hititler tarih sahnesinde çeklince Güney Anadolu da küçük beylikler oluştu. Şimdiki Filistinlilerin ataları da o göç döneminde Kenan iline yerleştiler ve 1200’lü yıllarda orada Yahudiler yoktu. Mısır devleti etkisini kaybedinceye kadar çölleler de yaşadılar. Sonra Mısır’ın dağlık bölgelerine çapulcu gibi gelip yerleştiler” dedi.
Arzı Mev’ud meselesini de açıklayan Karauğuz, “Tahrif edilmiş Tevrat’ta yazılana göre Arzı Mev’ud Nil’den, yani Mısır’dan başlayıp bütün Anadolu’yu ve Kıbrıs Adasını da içine alır. Bunu bilen Necmettin Erbakan, Kıbrıs Haritasını çizerken iki çizgi kullanıp (Buralar bizimdir) mesajı vermiştir” diyerek devam etti.
Tahrif edilmiş Tevrat’ta Davut ve Süleyman As.’e iftiralar bulunduğunu da anlatan Karauğuz, “Çünkü Davut onların kanından değildi. Süleyman’a da (Putlara taptı) iftirası atılır ama Kur’an bize (Süleyman kâfir olmadı) diye haber verir. Tevrat’a tapınağı Süleyman’ın yaptırdığını yazdılar.
Hatta bu Sinagogun benzerini Anadolu’da Salihli yakınlarında da görebilirsiniz. Bu yapının mimarisi, Süleyman Mabedi dedikleri plan ile aynıdır. Mescit, Davut ve Süleyman’dan önce vardı; bunu bize Kur’an söyler ama Tevrat putperestlerin mabedine benzer bir yapı aramaktadır” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Program sonunda Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü günün hatırası olarak Prof. Dr. Güngör Karauğuz’a kitap takdim etti.
Kaynak:HABER MERKEZİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.