Suriye de zalim Esed’in ülkesini tarumar edip halkını perişan ettikten sonra Rusya ya kaçması sonrası terör destekçisi AB ülkeleri, Amerika ve Rusya temsilcileri özgür Suriye’nin lideri Ahmed eş-Şara ya ardı ardına ziyaret yapmaya başladılar.

Onlar için giden ağam gelen paşam.

Bunu yaşayarak öğrendik.

Sana üst perdeden sözde insanlık ve demokrasi dersi verirler, ama zalim devlet başkanı ile terör örgütlerini en katmerli şekilde desteklerler.

Ha millet olarak bunu da yaşayarak öğrendik.

Algıyı iyi yaparlarmış.

Vatanını savunanı terörist diye bizim içimizdekilere söylettirirlermiş.

‘Böl- parçala- yut’ planını, yıllarca çok iyi uygulamışlar.

Bir örnek vereyim mi?

Almanya Dışişleri Bakanı’nın Suriye ziyaretinde azınlıklara güvence istemesi kulağa nasıl hoş geliyor değil mi?

Peki Almanya başta olmak üzere Avrupa da Müslümanlara hiç güvence veriliyor mu?

Yok

Fırsatını buldular mı Müslümanları diri diri yakmıyorlar mı?

Küçücük yavruları annesinden alıp, güvenilir olup olmadığı belli olmayan bakıcılara teslim etmiyorlar mı?

Filistin de İsrail çoluk çocuk demeden insanları katlederken hiç sesleri çıkıyor mu?

Aksine İsrail’i desteklemiyorlar mı?

Daha vahim bir örnek.

Suriye de Sednaya hapishanesinde insanlar pres gibi işkencelerle katledilirken, kadın mahkumlar tecavüze uğrarken hiç güvence istemişler mi?

Yok.

Bizim “Geçti Borun Pazarı Sür Eşeğini Niğde’ye” diye bir atasözümüz var.

Artık bu coğrafya da sömürü planlarınız tutmaz.

Afganistan da, Irak’ta, Mısır da, Libya da, Filistin de, Suriye de ve sınırlarımız içinde PKK terör örgütüne verdiğiniz desteğinizle suç üstü yakalandınız.

Aslan ayağa kalktı.

Ben size bir Aslan hikayesi anlatayım.

Bir ormanda aslan, tilki ve kurt birlikte yaşıyorlarmış. Günlerden bir gün bu üç kafadar avlanmaya çıkmışlar. Dağları, taşları, dereleri, tepeleri aşmışlar sonunda birkaç hayvanı avlamayı becermişler. Yakaladıkları geyiği, keçiyi ve tavşanı sırtlarına alıp inlerine getirmişler. Ormanlar kralı aslan, kral tahtına kurup kurda demiş ki

“Avlarımızı pay et. Dikkat et, adilce olsun.”

Kurt üç pay ederek, geyiği aslana vermiş, keçiyi kendi almış, tavşanı da tilkiye vermiş. Aslan öfkeyle kükreyerek yerinden fırlamış. Kurda öyle bir pençe vurmuş ki zavallı bir darbeyle boylu boyunca yere serilmiş. Aslan tekrar tahtına kurulmuş bu kez tilkiye dönerek: “Avlarımızı sen pay et. Dikkat et, adilce olsun.” demiş.

Tilki avları alıp, ilkin tavşanı aslana vermiş, demiş; “Kralım, bu, sabah kahvaltınız için.”. İkinci parçayı, keçiyi de aslanın önüne sermiş: “Kralım bu da öğle yemeğinizdir. demiş. Üçüncü pay olan geyiği de kralımız bu da sizin akşam yemeğiniz olsun.” demiş. Aslan sevinçle: “Aferin tilki sana. Böyle adilce pay etmeyi ne zaman öğrendin?” diye sormuş. Tilki: “Siz, kurdu yere serdiğinizde kralım.” demiş.

Bu da kulağınıza küpe olsun.

Oldu mu Balina severler!