Bugün Çanakkale zaferimizin kahramanlık destanlarından bir demet paylaşacaktım.

Çanakkale de, İstiklal Harbin de dünya ya meydan okuyan ecdadımızı yad edecektim.

Ama bir okurumuz son gelişmelerle ilgili endişeli bir ifadeyle “Ne olacak böyle” diye bir soru yöneltmesiyle gündeme dair görüşümüzü önce paylaşayım istedim.

Soru aynen şöyle: Ne olacak böyle?

Bende “Mahkeme temizleyecek. İddialar var. İspatlanmasını sokak değil, mahkeme yapacak” dedim.

Her adliyelik olayda milleti böyle sokağa çağırırlarsa bizde o zaman haklı olarak; “Vay bu memleketin haline” deriz.

Demez miyiz?

Dünyanın neresinde adliyelik olaylar sokakta çözülüyor.

Ne görülmüşü var. Ne de duyulmuşu.

Polisimize saldırmak da neyin nesi?

Biz özümüzden “Polisimizin, askerimizin ayağına taş değmesin, vatanımıza düşman kasdetmesin” diye dua ediyoruz. Sokaktakiler bırak ayağına taş atmayı, kafalarını parçalamaya çalışıyorlar.

Olmaz böyle.

Bizim ecdadımız “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe” sözünü görev tanımlama için söylemiştir.

Tarafgirlik yaparak taraf olmanın insan hakları ve evrensel hukukla bir alakası yoktur.

Tanıklar vardır, sanıklar vardır. İfadeler vardır, savunmalar vardır.

Yassıada mahkemeleri yok artık.

Herkes aklını başına alsın.

Bu millet kaos istemiyor.

Çanakkale de, İstiklal Harbinde benim ecdadım vatanı için ölmeyi şehadet saydı.

Bu vatanın her karış toprağını kanıyla suladı.

Biz bu vatanı birilerinin himayesinde bulmadık.

Gelibolu da, Kocatepe de, Sakarya da destanlar yazdık.

Ne diyor şair;

“Selam size ey bayrağı için ölümleri şeref bilen bu vatanın evladı

Sizden akan bir damlacık al kanın elemiyle bu milletin bütün ruhu kanadı

Şimdi hala nerde görsem kabalaklı bir asker

Hatırıma gelir hemen namaz kılan o nefer.”

Kadir gecemiz ve Ramazan Bayramımız şimdiden mübarek olsun.

Rabbim birliğimizi ve dirliğimizi bozmak isteyenlere fırsat vermesin.