Mebruke BİCAN
İYİ BİR EVLİLİK
Her evliliğin, reçetesi de karışımı da farklıdır. İçine konanların bir tutam fazla olması bazı çiftlere iyi gelmezken, diğerlerine şifa olabilir.
Evlilikleri kıyaslamak aynı ilâcı komşu tavsiyesi ile içmeye benzer. Faydası olmaz zarar verir. Evlenmek için doğru insanı bulmaktan öte, doğru insan olmaya, duygusal anlamda kendimizi tanımaya ve anlamaya olan ihtiyacımız daha fazladır.
Mutlu ve huzurlu bir evliliğin herkese uyan bir reçetesi olmasa da, yine de birçok noktada ortak doğrular, sağlıklı tutumlar vardır. Rakip olmak yerine ekip olmalıdır.
Her iki taraf isteklerini yaptırmanın, kendini korumaya almanın savaşını verirse bu tarz ilişkiler gençleri yıpratır, ailelerin birbirlerine karşı iletişimini olumsuz etkiler. Senin ailen böyle yapmıştı gibi sözler çiftleri yorar. Nefsin ve haklı çıkmanın gezindiği yerlerde, sevgiyi ve hakkı korumak güçleşir.
Evlilikte yaşanan sorunlar, başkalarıyla paylaşılınca, daha da büyür. Eşler zamanla yaşananı unuturlar, ama anlattıkları kişiler unutmazlar. Senin ailen benim ailem gibi söylemler, eşleri yıllarca süren tartışmalara sürükler. Her insan ailesinin bazı olumsuz tutumlarını bilir. Ama, bunu eşinden ve başkasından duymak savunmaya iter.
Negatif kelimelerin negatif etkileri olur. Eşimizin savunmaya geçmesini istemiyorsak, ailesi hakkında suçlayıcı sözler kullanmamalıyız. Çiftler, iyi anlaştıkları halde aileleri hakkında incitici sözler söyledikleri için, sorun yaşarlar. Daha sakin, daha özenli kelimelerle hissettiklerimizi eşimize anlatmalıyız.
Eşlerin hayatın hızına karşı mola vermeleri, sevgiyi besler. Sevdiğini söz diliyle anlatmak aradaki bağı güçlendirir. Sen ne kadar sorumsuz bir adamsın, ya da sen ne kadar beceriksizsin yerine, gayret ettiğinin farkındayım demek iyi bir iletişim cümlesidir. Özgüvenine saldırılan kişi tehlikelidir. O da karşı saldırıya geçer. Çözümsüzlük te burada başlar.
Eski yaşanmış kötü anıları sürekli gündeme getirmek, öfkeyi besler, olumsuz duygular yürekteki sevgiyi dondurur. Tüketim çağının etkisiyle hep yenisini almak, tamir ettirmemek kültürü ilişkilerimize evliliğimize de yansıdı.
Şimdi hiçbir şeye emek vermeden, çaba göstermeden, sorumluluğu almadan, sonuçlarını üstlenmeden, en iyisini hak ettiğini düşünmek çok yaygınlaştı. Sorun çıkınca, hemen bitirmek, uğraşmamak yönünde kararlar alınıyor. Boşanmaların artmasının sebebi de bu aslında.
Evlilik, genelde romantik bir ilişki ile başlıyor, giderek güç mücadelesine dönüşüyor. Kişilikler çatışınca, ruh sağlığı zarar görüyor. En çok da bedeli çocuklar ödüyor. Evliliğe yatırım yapmalı. Başarılı evlilikler hep emek verilmiş evliliklerdir. Ben değil, biz olabilmeyi başarmak önemli.
Bilinçli evlilik, bilinçli ebeveynlik olarak özetleyeceğimiz hayatı en iyi şekilde yürütmek, en doğru kararları vermek emek ister. Böyle bir yolda karşılaşılan sorunlara doğru çözümler üretmek gerekir.
Hiç kimse diğerinden üstün değildir. Kendini geliştirmiş kişi daha ileridedir. İyi bir evlilik özel çaba ile olur. Eksiklerimizi tamamlamak, kendimizi geliştirmek yine bizim elimizdedir. Yıkmanın kolay olduğu bu yüzyılda tekrar tamir etmenin yollarını aramalı.
Bugün yeniden tüm gururumuzu ve benliğimizi bir kenara koyup, eşimizi ne kadar sevdiğimizi bir kez daha söylemeli...
SAYGILARIMLA...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.