Ahmet TURAN
KONYA EKONOMİ RAPORU
Konya Ticaret Odası ekonomi alanında kaynak oluşturacak yeni bir eseri daha kamuoyu ile paylaştı.
Öncelikle, özellikle Konya’yı ilgilendiren ekonomi dahil diğer alanlarda da araştırmalar yaparak derlenen önemli bilgileri yazılı eser haline getirerek kamuoyu ile paylaşan KTO yönetimini tebrik ediyorum.
Çünkü bu yazılı eserler öyle kolay hazırlanan çalışmalar değil.
Ama bizim gibi bilgiye ulaşmak isteyenler için bu eserlerdeki bilgi ve belgeyi almak bu sayede çok kolay.
KTO Başkanı Selçuk Öztürk’ün ekonomi raporu ile ilgili değerlendirmesinin ilk cümlesini oluşturan ‘2018 yılı Türkiye ekonomisi açısından oldukça zor bir yıl olmuştur’ şeklindeki açıklaması aslında 2018 yılını bize özetliyor.
Başkan Öztürk’ün ekonomi raporundaki açıklamasından bazı bölümleri siz değerli okurlarımla paylaşmak istedim.
Çünkü bu bilgiler, sizlere tekrar o dönemi de hatırlatmak için de önemli birer kaynak.
İşte Başkan Öztürk’ün 2018 Konya Ekonomi Raporu’ndaki görüşleri.
“Özellikle 24 Haziran seçimlerinin hemen ardından, başta döviz, arkasından da faiz ve onu tamamlayan enflasyon üzerinden finansal istikrarın ciddi anlamda sarsıldığını gördük. Türkiye ekonomisi 2018 yılının ilk çeyreğinde %7,2, 2. çeyrekte %5,3, 3. çeyrekte ise %1,6 oranında büyümüştür. 4. çeyrekte ise büyüme %3 azalırken, yıllık ortalama büyüme %2,6 düzeyinde gerçekleşmiştir.
Bu veriler 2018 yılının ilk ve ikinci yarısının farklı koşullarda yaşandığını ortaya koymaktadır. Bir başka ifadeyle yılın ilk yarısında ekonomi oldukça hızlı büyümüş, ancak ikinci yarıda önemli oranda yavaşlamıştır. Burada döviz kurlarında yaşanan artışlar belirleyici olmuştur.
Mayıs ayından itibaren kurlardaki artış hızlanmış, Ağustos'ta yaşanan büyük dalgalanma sonrasında Eylül ayında yıllık artış Dolar'da %80, Euro'da %79 düzeylerine kadar yükselmiştir.
Gelişmeler büyük oranlı döviz borcu bulunan reel sektörü, kur zararı nedeniyle sıkıntıya sokmuş, ayrıca enflasyon ve faizlerde de ciddi artışlara yol açmıştır.
Yıl sonunda ise, ekonomi yönetiminin aldığı önlemler sonucu kur artışları tersine dönmüş, enflasyon ve faizler düşüş eğilimine girmiştir. Kurlarda nispi istikrarın sağlanması, enflasyon ve faizlerde gerileme eğilimine girilmesi, dış ticaret açığı ile cari açığın azalması olumlu gelişmeler olarak görülmektedir.
Türkiye 2018 sonu itibarıyla ekonomide ciddi bir dengeleme sürecine girmiştir. 2019 ve önümüzdeki birkaç yıl ekonomide dengeleme dönemi olacaktır. 2019 yılı enflasyon, faiz ve cari açıkla mücadele şeklinde geçecektir. Bu üç kalem, arzu edilen rakamlara çekilebilir ise iç piyasa rahatlayacak, istihdam ve yatırım oranlarında beklenen hareketlenme başlayacaktır. Ülke ekonomimiz bunu başarabilecek güçtedir. Özel sektör olarak, yatırımlarımızı artırdıkça, ihracat pazarlarımızı çeşitlendirdikçe, dünya ticaret hacminden aldığımız payı artırdıkça ve dış ekonomik ilişkilerimizi geliştirdikçe ülkemizin ekonomik gelişimine katkımız katlanarak artacaktır.”
Ekonomimiz ile ilgili genel görünüm ise şöyle.
Küresel krizden bu yana tam olarak toparlanamayan dünya ekonomisi 2018 yılının ikinci yarısından itibaren yeni risklerle karşı karşıya gelerek yeniden yavaşlama eğilimi göstermektedir. Uluslararası kuruluşlar, Çin ve Avrupa ekonomileri başta olmak üzere 2019 yılında dünya ekonomisinde önemli bir yavaşlama beklemektedir. IMF, OECD ve Dünya Bankası’nın küresel ekonomi için büyüme beklentileri ortalaması 2018’de %3,5 iken, 2019 ve 2020’de %3,3’e düşmektedir. Euro Bölgesi’nde ise beklentiler büyümenin %1,9’dan %1,6’ya doğru gerileyeceği yönünde olmuştur. Diğer yandan 2017 yılında Avrupa Birliği’nde büyüme %2,3’e kadar yükselmişti ve küresel ekonomi ise 2017’de %3,7 büyümüştü. Amerika ve Çin arasında ticarete ilişkin anlaşmazlıkların uzaması nedeniyle oluşan belirsizlik, küresel ölçekte üretim yapan pek çok firmayı etkilemiştir.
Yıl sonunda finansal piyasalardaki düşüşün önemli bir bölümü Amerika’nın Çin ile anlaşma konusunda oldukça olumsuz bir yaklaşım sergilemesi ve bazı büyük şirketlerin Çin’deki satışlarını aşağı yönlü revize etmesinden kaynaklanmıştır. Brexit sürecinde İngiltere’nin Avrupa’dan anlaşmasız ayrılmaya oldukça yakın olması da önemli bir belirsizlik olarak küresel ekonomiyi etkilemiştir. Böyle bir durumda Avrupa ekonomisinin beklenenden daha fazla yavaşlaması, İngiltere ekonomisinin ise durgunluğa girebileceği öngörülmektedir.
Ekonomideki rapor böyle. İnşallah 2020 ve sonrası ülkemiz için bolluk ve bereketin yaşandığı yıllar olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.