Büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, aramızdan bedenen ayrılışının 83. yılındayız.

Onsuz geçen şu 83 yıl içinde Atatürk, hergün değerini daha çok anladığımız tükenmez aydınlıktır. İçten derinden en büyük saygıyla yan yana, omuz omuza, gönülden Atatürk'ü anışımız O'na bitmeyen sevgimizle aydınlık yarınlara doğru hızımızı tazelemek, O'na lâyık olduğumuzu kanıtlamak, yolunda milletçe ileri çalışmalara yönelmek içindir.

Her yönü,  biraz daha büyük, biraz daha anlamlı. O'nu yürekten sevmenin, bağlanmanın, inanmanın sonsuz heyecanıyla, biraz daha içten yaşıyor ve anlıyoruz.

Atatürk, yenilik, iyilik, doğruluk, aydınlık ve barış tek sözcükle özgürlük düşüncesidir. Doğuştan gelen güçlü bir karakter ve bunun sağlam dayanağı olan çetin ve yılmaz bir irade, O'nun en belirgin özelliği olarak göze çarpar. Atatürk Türklüğü sonsuzluğa ulaştıran demektir. Atatürk, vatan demektir. Atatürk, yaşayan bir kahramandır.

ATATÜRK, yalnız milletimizin değil özgürlük savaşı veren, tüm dünya milletlerinin önderidir. Özgürlük, mutluluğa susamış nice acılı milletler, O'nu izlemiştir.

Atatürk, daha yaşarken tarihe geçmiş olmakla birlikte, geçmişte değil gelecektedir. Güçlü düşmanlarla ve geri kalmışlıkla aynı zamanda savaşan bir millete önderlik eden, Atamızı tanımak, eserlerini ilke ve inkılâplarını korumak, yurtta sulh cihanda sulh düşüncesini yaşatmak ve uygulamak hepimizin birinci görevi olmalıdır.

Yaşamak demek, çalışmak demektir diyen Atatürk'ün bizden istediği çalışmaktır. Çünkü O, çalışarak yıkılmakta olan devletten genç ve güçlü Türkiye yaratmıştır. Büyük Önderimiz, her zaman milletine ve gençliğe güvenmiş, ondan aldığı güçle kurtuluş mücadelesini vermiştir.

ATATÜRK'Ü bir güne bir haftaya sığdırmak mümkün değildir. O, bir sonsuzluk meşalesidir. Işık ışık, umut umut, dalga dalga yurdumuzun semalarındadır.

ATATÜRK'ÜN, en büyük eseri Türkiye Cumhuriyeti'dir. Cumhuriyet, milli mücadelenin ardından yeni bir devlet kurulmasını sağlayan, tarihi yolculuğun bir adımıdır.

Cumhuriyet, Atatürk'ün önderliğinde, Türk Milletinin yeniden dirilişinin ifadesidir. Bu armağanı korumak, geleceğe sağlam bir şekilde taşımak hepimizin ortak görevidir.

ATATÜRK, yurdumuzu düşmanların elinde paramparça olmuş bir durumdayken kurtardı. Ülkemizi felâketten felâkete sürükleyen çürümüş bir saltanat düzenini yıktı. Yerine taptaze TÜRKİYE CUMHURİYETİ'Nİ kurdu.

Kimi büyük insanlar ölseler de hep yaşarlar. Hele ki, bir vatanın kurtulmasına öncülük etmiş, yepyeni bir Türkiye Cumhuriyeti yaratmış, kalkınmaya hazır bir millet bırakmış olan Atatürk, yalnızca büyük bir asker değildir.

O, aynı zamanda değerli bir devlet adamıdır.

ATATÜRK, yaptığı her işte, attığı her büyük adımda daima milletine güveniyordu. Doğduğumuz andan itibaren, huzur içinde bağımsız olarak yaşayabiliyorsak, kendi yöneticimizi kendimiz seçebiliyorsak, ekonomi, bilim ve teknolojide her gün biraz daha ilerleyebiliyorsak, bugün varız diyebiliyorsak, bunu Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde, atalarımızın vatan ve millet için, döktüğü kana, kurduğu Cumhuriyete ve Atatürk'ün inkılâplarını borçluyuz.

Geçmişten aldığımız bu emaneti, bu güzel ülkemizi, gelecek nesillere, daha gelişmiş, daha güçlü olarak bırakmaya çalışmalıyız.

ATATÜRK, 19 Mayıs 1919 günü Samsun'a çıktım diye başlayıp "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur sözleriyle sona eren (Büyük Nutuk...)'ta acılar, mücadeleler ve zaferlerle dolu bir devrin tarihini, bir önderin nasıl milletiyle bütünleşip, tek vücut olduğunu, bağımsızlık ve özgürlüğümüzü nasıl kazandıklarını anlatmıştır.

Fikirleriyle hayatımıza yön veren, cesaretiyle bizleri de cesaretlendiren, davranışlarıyla bizlere örnek olan yücelerin yücesi bir insandır. Ne mutlu Türk'üm diyene inancıyla yetişen kuşaklar olarak, Cumhuriyeti yaşatmak ve yükseltmek görevimiz olmalıdır.

Çünkü Atatürk, "Yüksel Türk,  senin için yüksekliğin sınırı yoktur demiştir... Ruhun şad olsun kahraman Atatürk...

SAYGILARIMLA...