Bir un hikayesi (70 yıl önce);

Harman işlerinden sonra güz günleri gece gündüz un yapılacak buğdaylar çatal çeşme de (Mahalle çeşmesi) yikanirdi.Öyle yoğunluk olurdu ki geceleri herkes buğdayının yanında yatardi.

“Beşgöz, Sarayönü merkezinin dört km. uzağında ve hafif meyilli iki tepe arasında kendisine bir gölcük ve bu gölcükten sonra da bir vadi yapmıştır. Beşgöz ayni mahalde ve farklı aralıklarla çıkan beş su kaynağının adıdır. Burada ve beş yerden çıkan su birikerek küçük bir göl meydana getirmiştir. Bu göl kısmen sazlıktır. Beşgözün çıktığı yerden 4500 mt. ileride kurulmuş bir un degirmeni vardır.

Bu un değirmenine Beşgöz değirmeni denir. Suları 45 mt. yukarıdan dökülerek değirmeni işletmekte ve artık akan su bir dere vaziyetine geçmektedir.

Bu değirmenden sonra dere haline gelen sudan istifade edilerek 4500 mt. aşağıda ikinci bir un değirmeni daha işletilmektedir.Bu değirmenede dörtgöz değirmeni denir. Bu değirmene de su ,45 mt. yüksekten düşerek değirmen çarklarını çalıştırmaktadır.

Beşgözün suyundan istifade edilerek bir kısım arazi sulanıyor. Yalnız suyun, sulama kabiliyetine göre sulanan arazi azdır. Sarayönü yalnız Türkiyenin değil, dünyanın en güzel buğdayını yetiştiren bir bölgedir ve dünya ürünleri üzerindeki bu üstünlük, Tarım Bakanlığında kurulmuş olan ve dünyanın her çeşit buğdayından örnekler bulunduran Ziraat Müzesindeki örnekler, tahliller ve kayıtlarla sabittir.” (CUMHURİYET GAZETESİ-1936)

Yıkayıp kuruttuğumuz buğdaylarımızı yine at arabası veya eşeklerle Dörtgöz ve beşgözdeki su değirmenlerine Dede hüyüğü yolundan götürür ve orada sıramızı beklerdik..Su değirmeninin dönmesiyle oluşan sesler arasında unumuzu öğütürdük.Değirmenciye hak olarak 1/20 verirdik.

Bazen sıra çok olur ve birkaç gün sıramızın gelmesini beklerdik.Beşgöz değirmeninde genellikle Sarayönülüler ve yakın köylerden gelenler olurdu,Dörtgöze ise Karatepeli çiftçiler giderdi.

Sarı ve karakılcık buğday eker ,tarlaya hayvan gübresi verirdik.Dekardan 200 kg.verim alırdık. Ekim atla öküzle ,hasat Harman,orak Düvenle yapılırdi.ilac gübre bilmezdik.

Kaynak:Yaşar ATÇEKEN

bir-un-hikayesi-70-yil-once.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet KARLI Arşivi